"Kızım hadi çocuk gelmek üzere"
"Tamam baba geliyorum"
Aşağıya indim.Babam beni şöyle bi süzdü "Güzel bir gün geçir sorun istemiyorum Chuck ile iyi anlaşmaya çalış birtanem"
"Of baba annem gibi konuşma o çocukla dışarı çıkmak zorunda mıyım kendisinden pek hoşlanmadım"
Kapı çaldı.Seri katil tipli geldi.Yüzüme bile bakmadı.
Babam "Kızım sana emanet iyi eğlenin fazla dağıtmasına izin verme" dedi seri katil tipliye
"Siz merak etmeyin.Sonra görüşürüz."dedi ve kapıdan çıktı yüzüme bile bakmadan.
Babamda arkasından gitmem için işaret etti.Hay Allahım ya nelerle uğraşıyoruz.Yanına gittiğimde siyah ferrasine bindi.Bende yanına oturmak için kapıyı açtım.
"Arkaya geç" dedi.
Hiç bişey demeden kuzu kuzu arkaya geçtim.Ne de olsa seri katil tipli kızdırmak olmaz.
"Emniyet kemerini bağla"
Yine cevap vermeden emniyet kemerimi taktım.
Güzel bir kafenin önüne geldik.Arabadan indi bende peşinden gittim.Oturduktan sonra garson yanımıza geldi "Chuck bey hoş geldiniz ne alırdınız bana her zamankinden ona da vişne suyu"
"Hayır ben vişne suyu sevmem portakal suyu severim ama yinede sen bana sert bi kahve getir"dedim
Chuck "O na o zaman portakal suyu" dedi.
Garson yanımızdan ayrıldı.
Sinirlenerek "Sanane benim ne içeceğimden"
Hiç umursamadı.Seri katil tipli diye boşuna demiyorum.Gerizekalı bu Amerikalılar kendini bir bok sanıyo heralde.
Siparişlerimiz geldi daha doğrusu onun siparişleri.Kahvesini içerken onu izledim.Çok sert ve aşağılayıcı bakışları var.İnadım inat portakal suyundan bir yudum bile içmedim.
"Kalkalım mı canım çok sıkıldı eğlenceli hareketli bir yerlere gidelim"
Ayağa kalktı tabi bende peşinden.Sırf babam için katlanıyorum sana gerizekalı yoksa sana yapacağımı biliyorum ya neyse.
Kocaman bir oyun merkezinin önüne geldik.İndi bende mecburiyetten indim.
"Buraya neden geldik."
"Eğlence dedin tam sana göre biryer diye düşündüm"
Etraf koşuşturan annelerini çekiştiren çocularla doluydu.
"Eğlence anlayışına hayran kaldım.Hep buralarda mı takılırsın" dedim alayla
"Hayır ilk defa geldim."
Ne yapmaya çalışıyo bu aptal "Eğlence derken bara filan gideriz diye düşünmüştüm.Tabi sevmiyorsan birşey diyemem.Babanın barını işlettiğini söylemiştin oraya gitsek" dedim
Alaylı bir gülüşle "Senin gibi bir çocuğu öyle yerlere götürüp de başıma iş alamam.Baban seni bana emanet etti.Annemin hatrı olmasa asla bir çocuğa bakıcılık yapmam"
Ne diyo bu gerizekalı "Ne şaçmalıyosun ordan bakınca çocuk gibi mi gözüküyorum sen bi doktora görün gözlerde sorunun var.Tabi beyinde de ufak bi eksiklik de olabilir.Bence sen toptan bi kontrole git."
"Burayı beğenmediysen oyun parkına gidelim."
"Teşekkürler almayım beni eve bırak " dedim
"Bencede bu kadar çocuk bakıcılığı yeter" dedi
Eve gelince yüzüne bile bakmadan arabadan indim.Kolumu tuttu "Sana bakıcılık yaptığım için Teşekkür yok mu" dedi
Almanca birkaç küfür ettim yüzüme aptal aptal baktı.Sonra arkamı dönüp eve girdim.
Bir daha babamın hatrı için bile asla bu çocukla görüşmeyeceğim.
Kendimi yatağa attım.Aşağıdan kapı sesi duyuldu heralde babam gelmiştir diye düşündüm.Kapım çaldı gel dedim.Babam "Günün nasıl geçti eğlendiniz mi?"
Tabi ki de babama o aptalın yaptıklarını anlatmayacağım.
"İyi" dedim."Bu kadar mı?"
"Baba lütfen bir daha o çocukla takılmam için zorlama"
"Kötü birşey mi oldu?"dedi.
"Hayır ama tanımadığım insanlarla takılmak bana göre değil kafalarımız da uyuşmadı." dedim.
"Zamanla tanışırsın.Bu duruma alışman lazım çok sık görüşcez artık."dedi ve beni öpüp odamdan çıktı.
Acaba buraya gelmekle hata mı ettim diye düşünmeye başladım.
Babam için birtanem için...