Hasta Kalp

24

"Dicle hadi yaa oyalanma!"

"Ya bu pantolon ka- ha tamam tamam oldu. :)"

Yeni açılan bir yer olduğunu söyleyen Kayra'ya uymuş o dediği yere gitmek için hazırlanıyorduk. Gerçi bu küçük mini evden çıkmayı düşünmüyorum ama napalım artık :)

Kayra üzerime geçirmeye çalıştığım ama kolumun kenara takıldı salaş tshirtimi düzeltti. Ve tshirt üzerimde düzelttikten sonra beni makyaj masasının sandalyesine oturttu.

"Saçlarını düzleştirelim ve rimel sürelim olur mu?"

"Kendimi sana bırakıyorum Kayra. Gözümü kara çıkarma :D"

Saçımı yaptıktan sonra rimelimi de sürdü.

Bende saçlarıma son kez aynadan baktıktan sonra Kayra'ya baktım. Ve birden kendimi tutamayarak sarıldım.

"Kayra çok teşekkür ederim. :)"

O da bana sarıldı ve:

"Önemli değil dostum. Hadi gidelim Dicle"

Ondan ayrıldım. Telefonumu şarjdan çekip aldım ve Kayra'ya yetiştim.

Arabaya yetiştikten sonra öne bindim. Bu araba burda kiraladığımız bir araba. Malum uçağın içine alamazdık. :)

Bitlikte yeni açılan yere geldikten sonra arabadan indim. Şölr bi üzerimi süzdüm.

Salaş, buz mavisi, $ işareti olan göbeğimi açık bırakan bir üst kıyafet ;
Alt kıyafet olarak dar paça siyah bir kot pantolon.

Ayakkabı olarak siyah zımbalı converse, takı olarak yuvarlak camlı bir gözlük ve bir süre deri bileklik, e bide elimdeki telefon.

İyi ya! İdare aderim.

İçeri girdiğimizde basalaron birine oturduk. Garsondan ben bir su istedim. Kayra bira alırkende Kayra'ya 'Şşşt sus bakiyim sen!' anlamlı bir bacağına dürtü gönderdim.

"Give me one glass water and one fruit juice, please :)"

Dedikten sonra adam bana tamam anlamında bir kafa sallama gönderip gitti.

"İngilizceyi biliyor muydun? "

"E heralde Kayra" dedim.

Sahneye bir kişi çıktı. Bize müşterilere sahneye bir grup çıkacağını söyledi ve platformdan indi.

Yine o dörtlü grubu görmüştük. Onlar çıkıyordu.

Şarkılarını söyledikten sonra bana göz kırpan kişiyle göz göze geldik.

İlk önce gözlerini kıstı sonra hatırlamış olacak ki güldü.

Yanındakine bir şeyler sölrmeye başladı. Mikrofon açıktı ve duyabiliyordum.

Oo-Onlar Türkçe konuşuyorlar!!

Bizim kesinlikle Türkçe konuşmamamız lazım onların yanında. Bence kimse anlamasın diye öle Türkçe konuşuyorlar.

Bi dk bi dakka! Onların bizim yanımıza gelmez ama biz de onların yanına gitmeyiz. Ee o zaman sorun yok :)

Sahneden indiler ve yanımızdaki masaya oturdular.

Kayrada görmüş olacak ki 'Ne ayak lan bunlar!" bakışı attı veya ben öle anladım. Neyse.

Hem bi yanımızdaki masa boştu. Tabi oraya oturacaklar. Aynı ilkokuldaki "O bana silgisini verdi o beni seviyor" mantığına benzedi. Sjsjsjsj Ne var yani yanımıza oturduysalar dimi?

Kayra'ya mesaj attım. Yanımda oturuyor ama kimse duymasın diye. Yani yanımızdakiler duymasın diye.

Yanımızdaki grup Türkçe konuşabiliyor. Eğer bi şey olurda yanımıza gelirseler ing. konuş. Şiödide ingilizce konuş. Bizi duya bilecek mesafedelee çünkü.

Gönderdim. Anında mesaj geldi.

Sana noluyo ki. Konuşuruz ve onlar karışamaz. Aptal aşıklar ve ilk göörüşte aşka inanıp, sevdiğin kişi bilmesede de ona naz yapıyormuşsun gibi jsjsjsjsjsj

He la! Bem niye dert ediyom ki.!

Olsun yaa! Hem ben öle davranmıyorum.

Gönderdim ve tekrar anında mesaj geldi.

İyi tamam :)

Bende ona doğru baktığımda o da bana baktı. Kayra bana bakıyor ben, sonra bi gülme geldi. Görmeniz lazım. Anırmıyoruz elbette!! Normal bir şekilde gülüyorux. Gülmemiz bittiğinde etrefa baktım.

Herkes bize bakıyordu. Şarkıcı grupta.
Kayra'nın ki vana dönüp ingilizce olarak:

"Merhaba ben Edd."

"Bende Dicle"

Benimki- yani sarışın saçı önde olan hani varya bana göz kırpan o:

"Ben de Eddy"

Lan aynı benim zürafalı terliklerimdeki isimlere benziyo.
Sağ ayağımdaki: Edi sol ayağımdaki: Büdü.

Tamam büdü uymuyo olabilir ama edi uyuyo. Hıh taaammm mmmı?

Bende Eddy'ye
"Dediğim gibi benimde adım Dicle."

(Eddy:Dicleninki ----- Edd: Kayranınki)

Edd Kayra'ya döndü ve elini uzattı. Lan bana bile elini uzatmadı sıkmak için.! Anla işte Kayra ilgisini çektin !

Edd: "Dediğim gibi ben Edd"
Kayra elini uzatmadan:
"Bende Kayra"
Eddy'ninde Kayra'ya elini uzatmasını bekledim. Hani tanışmak için.

Ama ona baktığıda sandalye ye ters oturmuş, sandalyeye çenesini dayıyordu.

Ayrıca şu ayrıntıyı kaçırmayalım.

Dünyada tek kız ben olup, etrafta amuda kalkmış kayu'yu izlerken ama pepe'den hoşlandığımı söylüyormuuşum gibi bakıyordu velet!

Velet diyince bir an aklıma.......Uraz geldi. Benden telefon numaramı istediğinde 'bende diyorum amacaba ne zamn bu güzelliğe yavşıycak VELET' dediğimi hatırlıyordum. Telefonuma tekrar baktım.

Ekranda 3 arama vardı ve 2'si annemden 1'i babamdandı. Ne mesaj ne de arama vardı başka. Belkide Urazın aramasını hala istiyor olabilirim. Bunun nedeni de hala onu........sevmem olabilir.

Okuduğunuz için teşekkürler. Cidden bak teşekkürler :)

Yazım yanlışları ee-e, yazım yanlısşları pis, yazım yanlişları kötü ondan onları yok sayıp hayatınıza devam edin. :)

ÖNEMLİ NOT:

ARTIK HERGÜN YB YAYINLAMAYABİLİRİM. ZOR OLUYOR YANİ. BU GÜN YAZIYORUM ERTESİ güne kadar kurgu düşünüyorum. Ve bazen düşündüğüm kurgular o kadar saçma oluyorki anlatamam. Belki o saçma kurguların bir kaçı bölüme karışmıştır. Ondan dolayı çoooook özür dilerim.

1000 okuyucuya ulaştım. Belki bumu hikayemi sürekli yani günlük yazdığım için ama cidden analyın beni. Hergün zor oluyor. Ondan iki günde bir yayınlarım. Veya arasıra günlük belkide bir günde 3 bölüm yayınlarım.

Kim bilebilirki. Biraz dengesizim. Ondan dolayı dediğim gibi saçma kurgular varsa bazı yerlerde üzgünüm.

Neyse bu kadar karartıcı konuşma yeter :)

Bütün okuyan, voteleyen, yorumlayan herkese teşekkürler. :)

İnşallah yarın veya iki gün sonra görüşmek üzere :)

Sağlıcakla kalınn :)