Ailem diyeceğim biri...
Babam ne diyordu böyle? !
Lay masanın altından bacağımı sıkmasaydı gerçekliğe dönemeyecektim.Gözlerimi anneme çevirdim. Sadece bana bakıp gülümsüyordu. Nedense hiç samimi gelmiyordu.
Elimi tutan Hyorin'e döndüm sonra. Acıyan bakışlar ve gülen yüzü...
Babama bakma cesareti gösterecekken gözüm babamın arkasındaki duvara takıldı. Hani şu her evde olan aile resimleriyle dolu duvara.
Benim bir tane bile remimin olmadığı o duvara...Başımı eğdim... Her zaman yaptığım gibi aynı şeyi yaptım.
" Sen nasıl uygun görüyorsan baba.."
Lay'in bacağımdaki eli daha sıkar olmuştu. Hışımla kolundan tutup beni odama sürüklemesi bir oldu. Kapıyı sertçe açıp beni duvara dayaması ise saniyeleri almıştı.
"Kahretsin Baekhyun bu da ne demek !"
"Evleniyormuşum Lay... Siktiğimin birkaç gün sonra gelsem ne olacaktı acaba düğün davetiyemi mi elime tutuşturacaklardı!"
Lay bana daha çok yaklaşmıştı. Yüzlerimizin arasında santimler vardı.
" Baekhyun sadece tek bir sefer soracağım.
Evet mi Hayır mı ?
Seni buradan çeker götürürüm. Sadece kendi kararlarını verebileceğin bir yere gideriz hmm ?"Lay bana bu kadar yakın ve bu kadar güzel bakarken ne demeliydim ki. Cevabı oysa ikimizde biliyorduk.
"Lay bun.."
"Benim tatlı Çöreğim. Kendini yanlız hissetme ve sahipsiz. Ben hep buradayım Baek. Senin hep bir adım ötende tıpkı şimdi olduğu gibi sana işte bu kadar yakınım.
Sadece evet mi Hayır mı ?""Lay bunu yapamam. Onlara minnettarım herşey için ve evlen diyorlarsa evlenirim. "
Lay daha fazla birsey demedi sadece bana sıkıca sarıldı.
" Tanrım ben şimdi nedime olup pembe elbise mi giyicem!? "
Kıkırdayıp daha sıkı sarıldım.
Sessizce ağladım.
-----
Evleneceğim haberinden 2 gün 3 saat geçtikten sonra annemin mutfakta beni tutup bugün müstakbel eşimle tanışacağımı söylemesiyle bu işin gerçekten olacağına inanmaya başlamıştım.
Annem 1 saat 7 dadika sonra beni zoraki giydirip elime bir kafenin adresini tutuşturmuştu. Kafe buraya uzak olmadığı için motoruma binmiştim.
Yolda giderken düşündüğüm tek şey evlilik için babamın neden beni seçtiğiydi.
Kahretsin! Ben daha 19 yaşımdayım. Bırakın evlenmeyi daha bir sevgili yapamamış beceriksizin tekiyim.
Üstelik cinsel hayatım ise tam öpüşecekken üzerime düşüp uyuyakalan Polonyalidan ibaretti.
Tanrım neden Hyorin değil de benim !
Kahretsin ki bu sorunun cevabı sahip olduğum zavallılıktı.Kafeden içeri girdiğimde boş olduğunu görünce rahatlamıştım.
Saate baktığımda 2'ye 4 dakika vardı.
En arkalarda cam kenarı mavi masa örtüsü olan yere geçip dışarıyı izlemeye başlamıştım. Kafamı biraz boşaltmalıydım."Ne alırdınız efendim ? "
Koca göz garson birden irkilmeme ve masadaki çiçeği devirmeme neden olmuştu. Panikle çiçekleri toplamaya ve konuşmaya başladım.
"Ahh çok Üzgünüm..
Sıcak çikolata alabilir miyim lütfen "Koca göz biraz şaşırmıştı. Kim bu sıcak yaz gününde sıcak çikolata isterdi ki.Neyse ki siparişi alıp hemen gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Comes.. Autumn Leaves
FanfictionYıllar önce seninle karşılaşmıştık.Luhan hyung ile nişanlanıyordun. Bahcedeyken görmüştüm seni.Ben balkondaydım.Ayakkabım ayağımı sıkıyordu bende çıkarmıştım.Çıkarmamla ayakkabımın aşağıya senin yanına düşmesi bir olmuştu. O güzel gözlerinle gülüms...