Cody yanıma otururken onu izledim. "Çok güzel bir yer," dedim. "Keşfedilmeyecek gibi değil."
Cody başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Onu taklit edip ben de başımı kaldırdım. Yıldızlar ömrümde göremeyeceğim bir şekilde parlıyorlardı ve ben o görüntüye aşık oldum.
Yazdan kalma bir gecede rüzgar hafif bir şekilde esiyordu. Tenimi ürperten havaya aldırmadan yıldızları izledim. Buraya geldiğimde dikkatimi çeken tek şey göl olmuştu. Ay ışığının üzerine yansımasıyla oluşan görüntü hoşuma gitmişti ama şu an yıldızlar... O görüntü ile yarışacak hatta bir tık öne geçecek kadar güzeldi.
"Ne dinliyorsun?" Cody'nin sorusuyla kulağımdaki kulaklığı fark ettim. Müzik çoktan durmuştu ama çıkarmayı unutmuştum. Kulaklığı kulağımdan çıkarıp hırkamın cebine tıkıştırırken konuştum.
"Buraya gelmemi kolaylaştırması için bir şeyler işte."
"Hım. Kim söyledi sana burayı?" Bakışlarımı tekrar gökyüzüne çevirdim.
"Özel birisi."
Cody'nin yanıma uzandığını fark edince ben de uzandım ve yıldızları bu şekilde izlemeye başladık. "Hep gelir misin buraya?" diye sordum.
"Ben gelmiyorum, bazen kendimi burada buluyorum. Burada olmayı ben değil ruhum istiyor."
Başımı çevirip Cody'e baktım. Gökyüzüne bakıyordu hala. Cevap vermedim. Bir süre daha öylece yıldızları seyrederken bu görüntünün insanın rahatlamasını sağladığını fark ettim. Sanırım yıldızlar bu gece benim için parlıyorlardı. "Bak, yıldız kaydı." Gözümü kırpmadan izlediğim gökyüzünde bir yıldızın kayışına tanık olmak biraz daha iyi hissetmeme sebep olmuştu. "Bu görüntüye sahip olmak istiyorum," dedim. "Kucağıma alıp eve götüremez miyim?"
Başımı çevirip Cody'e baktım. Bu görüntünün sadece beni etkilemediğini bilmek istiyordum. Ben Cody'i izlemeye devam ederken birden ayaklandı. Şaşkınlıkla ona bakarken elini uzattı. "Gel, seni bir yere götüreceğim." Düşünmeden uzattığı elini tutup ayağa kalktım. Yürümeye başlayınca elimin elinden kaydığını fark ettim. Oysa garip bir şekilde elimi bırakmasını istemiyordum. Sessizlik içinde yürümeye devam ederken bu sessizliğin bizim için en azından Cody için yanlış olduğunu biliyordum fakat sebebini anlayamıyordum. Onu daha yeni tanımaya başlamış olmama rağmen bu kadar sessiz olmayacağını öğrenmiştim.
Beni şaşırtmayarak sessizliği bozdu. "Seni nereye götüreceğimi merak etmiyor musun? Belki de seni kaçırıyorum." Durdum.
"Sen ciddi misin?" O da durdu ve güldü.
"Hayır, gel hadi."
"Aslına bakarsan merak ediyorum ama söylemeyeceğini tahmin ettiğim için soramıyorum." Ellerimi hırkamın cebine koydum. Elime biraz önce cebime koyduğum kulaklığım geldi. Hırkamın cebinde kulaklığımla oynarken eve geldiğimizi fark etmemiştim.
"Beni neden eve getirdin?"
"Aslında eve getirmedim. Evime getirdim." Ayaklarım istemsizce durdu. Durgunluğumu gören Cody bir iki adımla biraz daha yanıma gelip "Yıldızları kucaklayıp evine götürmek istemiyor muydun? Ben yaptım işte onu. Ve şimdi sana göstermek istiyorum. Gel," dedi.
Söyledikleri karşısında göz kapaklarımı birkaç kez hızlı bir şekilde açıp kapattım. Sanırım bu şey neyse onu görecektim. "Göster bakalım." Durgunluğum uzaklaşıp yerini taze bir heyecan alırken Cody cebinden çıkardığı anahtar ile kapıyı açtı. O kapıyı açarken evime baktım. Salonun ışığı sönmüştü. Muhtemelen babam odasına geçmiş ve kitap okuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Tozu ✓
Literatura Feminina15 yaşındaydım bir abim olduğunu öğrendiğimde. Bu bilgiyi kabullenmem için beş kere okumam gerekmişti annemin günlüğünü. Sonunda kabullendiğimde ani bir karar almıştım; onu bulmalıydım. 17 yaşındayım. Annemin ilk aşkını tattığı, abimin yaşadığı kasa...