☆10★

893 33 11
                                    

Bugün okula gitmek için ayaklarımı değil babamın arabasını kullandım. Yolda konuşma fırsatı bulduk biraz. Dün nerede olduğumu sordu. Oysa ben bu soruyu kahvaltıda bekliyordum, hazırlıksız mı yakalanmıştım yoksa? "Artık arkadaşlarım var baba, onların yanındayım." Bu cümle kendimi iyi hissetmemi sağlamıştı. Sanırım babamın ilk gün söylediklerine gönderme yapmayı da ihmal etmemiştim. Arkadaş edinmeyi unutma! diye bağırmıştı koridorda.

Yan gözle bana baktı. Konuşmadı. Ne düşündüğünü kestiremiyordum. Yolcu penceresinden dışarıya baktım. Okula gelmiştik bile.

Babam arabayı park eder etmez kendimi dışarı attım. Koşar adımlarla bahçeden geçiyordum ki birine çarptım. "Bu ne acele?" Başımı kaldırıp mahcup gözlerle Noah'a baktım. "Özür dilerim ve günaydın Bay Wood."

"Günaydın Sarah. Nereye böyle?" Ağabeyimin neşesi bugün de yerindeydi. Onun bu hali, enerjisi bana güç veriyordu sanki. Zamanı geldiğinde ona her şeyi anlatmam için gereken güç...

"Arkadaşlarımın yanına gidiyordum," dedim. Başını salladı. Sonra başıyla basketbol sahasını işaret etti. "Luke orada." Göz kırptı. Başımı çevirip Luke'a baktım. Yanındaki arkadaşına hararetli hararetli bir şeyler anlatıyordu. Dudaklarımı büzdüm. Ben onun yanına gitmeyecektim ki. Noah'a dönüp gülümsedim sonra, o "Derste görüşürüz," diyerek okula girdi.

Bir süre Luke'u izledim. Su prensimin deniz gözleri beni fark etmemişti henüz. Okulun bahçe kapısından içeri giren Cody ve Nina'ya kaydı sonra gözüm. Beni ilk fark eden Nina olmuştu. Gülümsedim. Adımlarını hızlandırdı.

Nina hızla yanıma geliyordu. Gözlerim beni izlemekte olan mavi gözlere kayınca Luke'a mahcupça gülümsedim. O sırada başka biri yanıma ulaştı. "Gerçekten bu okuldaymışsın." Alvin artık tam karşımdaydı. "Seni geçen hafta niye fark etmedim ki?" Güldüm bu sözüne. "Gözün hep başkasını aradığındandır," dedim. Oysa Sophia'nın bu okulda okuyup okumadığını bilmiyordum. "Güzel tahmin... Arkadaşların geliyor. Gidiyorum ben." Lafını bitirir bitirmez kayboldu. Aniden boynuma dolanan kollarla sarsıldım.

"Sarah ya... Çok özledim ben seni." Nina beni boğacakmış gibi sarılırken bana, ben de hafifçe kollarımı sardım ona. "Sadece hafta sonu görmedim ama özledim işte," deyip ayrıldı benden. Derin bir nefes aldım. Bunu beklemiyordum.

Nina benden ayrılınca Cody'yi aradı gözüm ancak göremedim. Nerede olduğunu sormak için Nina'ya, ağzımı açtım ancak Nina elmacık kemiklerini belirginleştirerek gülümsüyordu. Bu kız çok güzeldi.

"Sana bir şey söylemem gerek." Kaşlarımı çattım. Koluma girdi ve beni bir ağacın altına getirdi. "Çok sevgili ebeveynlerim ufak bir tatile çıktılar bu sabah. Yarın gece döneceklermiş. Yalnız kalmak istemiyorum Sarah... Bu gece bizde kalır mısın? Takılırız hem." Gözlerimi kırpıştırdım şaşkınlıkla. Daha önce hiç, bir arkadaşımda yatıya kalmamıştım. Düşününce çok güzel bir fikirdi. Onunla arkadaşlığımı ilerletmem için de şahane bir yol..."Lütfen, Sarah..."

"Yani... Şey..." Birisi koluma omzunu attı. "Kabul etti mi?" diye sordu Cody.

"Cody..." dedi Nina dişini sıkarak. Sanki onun gelmesi bir şeyi bozmuştu. "Kız tam cevabını veriyordu."

"Tamam, geliyorum," dedim bir çırpıda. Fazla düşünmeye gerek yoktu. Nina ellerini çırpıp zıpladı. Sonra yine boynuma sarıldı. "Okul çıkışı direkt bize geçelim." O an başıma yıldırım düşmüş gibi oldum. Benim okul çıkışı bir işim vardı. Gerçek bir iş. "Şey... Sanırım size söylemedim. Ben pastanede işe başladım. Bugün okul çıkışı gitmeliyim." Bir Nina'ya bir de Cody'ye baktım. Nina hemen toparlandı. "Sorun değil. Gece bizdesin ya, o yeter."

Yıldız Tozu ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin