6.Bölüm

18 1 0
                                    

Şirkette geldiğimizde Aslı halâ benden cevap bekliyordu. Daha fazla dayanamadı sanırım kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. Odama kadar sürekledikten sonra kolumu bıraktı.
"Bu sessizliğin beni deli ediyor, birşey söylesen artık."

"Ne diyim Aslı, onla ben yanyana gelemeyiz bu ikimizin sağlığı içinde iyi olmaz."

"Abartma Defne, tamam daha iyi fikrin var mı peki ?" Haklıydı bu konuyla ilgili daha iyi bir fikrim yoktu. "Tamam akşam konuşalım bir bakalım derdini ilk anlayalım."

"Yani kabul ediyosun."

"Ben öyle birşey demedim sadece bir konuşalım dedim. Hadi işinin başına sonra konuşuruz." Konuşucam mı gerçekten ? O kibirli ve ben, ah ya aklımdan olucam.

Kendimi öyle işe vermişim ki saate baktığımda 18:00 olduğunu gördüm. Aslı geçikmeden kapıyı çalıp içeriye girmişti.
"Bitti mi işin ? Benim bitti, aramakta kararlı mısın ?"

"Evet bitti, arayalım" Aslı telefonunu çıkarmak için çantasını açtı o an heycandan kalbim duracaktı. Telefonu kulağına götürdü, sesini dışarıya vermesini söyledim. Telefonu çalmaya başladı bir anda Aslı "Alo Sinan napıyorsun, müsaitsindir umarım."

"Tabiki de müsaitim yeni şirketten çıktım sen napıyorsun."

"Şirketteyim bende ya aslında senle konuşucak biri var." Saf arkadaşım konuya girmeden direkt telefonu bana uzattı. Elim titreyerek telefonu alıp "Alo Sinan ben Defne..." sözümü bitirmden lafa girdi. "Hayırdır Defne." Bu ukalayla asla uzlaşılmaz bunu anladım.
"Aslı ile bir konu konuşmusunuz üstelik bana saf ve çirkin demişsin bu ne cüret." Aslı koluma vurdu, ne için aradın ne konuşuyorsun der gibi baktı. "Evet öyle bir mevzu oldu bunun için mi aradın ?"

"Evet bunun için aradım bana bir özür borçlu olduğunu düşünüyorum ayrıca saflığım veya çirkirliğim seni ilgilendirmez."

"Ne zamandan beri doğru söylemekten dolayı özür dileniyor."

"Ya sen ne ukala, ne kendini beğenmiş birisin sen beni ne gördün ki nede yorum yapıyorsun."

"Aslı da aynı lafı söyledi ne oldu evrim falan mı geçirdin ? Öz güven gelmiş sana, beni yanıltacağını sanmıyorum ."

"Yanılıp yanılmadığını merak ediyorsan gelip görürsün" Diyip birşey demesini beklemeden telefonu Aslı'ya verdim. Odadan çıktığımda etrafta fazla kimsenin olmadığını gördüm. Sinirle lavaboya girip kapıyı hızlıca çarptım. Benden sonra Aslı içeri girdi. "Kızım bu ne sinir ya millet içerde ne oldu diye merak ediyor burası şirket ev değil."

"Duymadın mı neler söyledi nasıl sakin olmamı beklersin."

"Sakin ol demedim buradakinlere yansıtma nasılsa buraya gelecek hırsını ondan al." O an düşünemeyip "Kim geliyor ?"
Aslı gülümseyerek "Sinan..." Dedi şoka girdim gel deme mi ciddiye almış halbu ki ben o an söylecek birşey bulamadığım için öyle demiştim. Aslı devam etti "Sen odadan çıktıktan sonra konuştuk, ailesini görmeye gelecekmiş, yanılmadığını görmek için de seni görecekmiş umarım vakit harcadığıma değer dedi. Tam zamanı Defne ona haddini bildir." Aslı haklıydı gelsin bakalım yanılmamak nasıl oluyormuş. Hadsize haddi bildiricem. Fakat garip olan birşey vardı oda Aslı'nın hem beni hemde o beyinsizi tutmasıydı.

KALBİMDEKİ SAKLI KİŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin