İnsanları hep yıldızlara benzetmişimdir. Her yıldız ruh eşini bulduğunda öyle parlar ki efrafı aydınlatır tıpkı insanın yüzünde ki tebessüm gibi. Eyer umduğunu bulamasa o yıldız kayar, tıpkı insanların umutlarının kayıp gitmesi gibi, işte benim aşka dahil umutlarımda böylece kayıp gitti.
1 Hafta sonra
Bugün hiç uyanmak istemedim. Yataktan kalkıp bir adım atsam sanki sonu olmayan çukura düşücekmişim gibi geldi. Sinan bugün geliyordu, Aslı'ya eve uğrayıp ailesiyle hasret giderip akşam saatlerinde ancak müsait olup görüşebileceğini söylemiş. Lütfetmiş beyefindi görüşebilirmiş, senle görüşmek istiyen kim ki havalara giriyosun. Bunları düşündükçe hiç yataktan çıkmak istemedim. Birden odamın kapısı açıldı, gelen Aslıydı elini beline koymuş bana bakıyordu.
"Saat kaç Defne, bu saate kadar sen asla uyumasın uyuyacak zamanı mı buldun ?""Bir hafta sonu tatilim var onda da rahat yok."
"Ya ne duygusuzsun bugün sıradan bir gün mü ?" Dedi, sanki Aslı o kibirliyle konuşucakmış gibi heycanlıydı.
"Kızım bir sakin ol sanki başbakan geliyor. İstersen ondan önce gidip kırmızı halılar saralım, sinir etme beni." İstemeden sesim yükseldi o sırada annem içeri girdi.
"Kız haklı yapmadığını yapıyorsun Defne, insan hiç mi heycanlanmaz ?" DediSöylediğim günden belli yakama yapışmıştı. Kim, nereli, ne işle uğraşıyor, fotorafı sende var mı... Daha bir sürü soruları vardı ilk çıktığım kişi olduğunu duyunca hemen tanıdı. Kendi ayırdığı için çok mahcup olmuştu. Nasıl bu kadar varlıklı olduğunu sordu sonuçta tanıyordu, orta hali bir ailenin çocuğu olduğunu falan söyledi, bende bildiklerimi anlatım.
..."Anne sen bizi mi dinliyosun ?"
"Hayır tabiki de odana geliyordum söylediklerine kulak misafiri oldum sadece."
Annem hemen kızarmıştı canim annem öyle mutlu gözüküyordu ki, hep bizi mutlu etmeye çalışıyordu. Bizi derken abim ve beni, abim evli birde tatlı mı tatlı yiğenim Rüya vardı. Abim Antalya da yaşıyordu. Orada kendi ait medikal üzerine ofisi vardı, yengem ise öğretmendi. İşte annem bizi bugünlere getirmek için çok fedakarlık yaptı bizim için çok sevdiği mesleğini öğretmenliği bıraktı. Ne annemin ne babamın hakkını ödeyemezdim.
Aslı "Kalk hadi kahvaltı yapalım çok acıktım."
"Tamam kalktım, sen niye bu kadar erken geldin ki ?" Annem bana gözlerini açıp ne kadar ayip dercesine baktı. Aslı umursamayıp odadan çıktı bende dişlerimi fırtçaladıktan sonra yüzümü yıkadım. Mutfağa gittiğimde herşey hazırdı ve herkes yerine oturmuş beni bekliyolardı. Sessizce kahvaltımızı yaparken sessizliği Aslı bozdu "Kuaförden randevu aldım." Dediğinde ben ve annem şaşırdık. Annem "Ne kuaförü ne gerek var, benim kızım zaten melek gibi." Bir şok daha yaşamıştım annem genelde Aslı'yı savunurdu hayret doğrusu.
"Öyle zaten teyzem ama çoçuk uzun zamandan sonra ilk defa Defne'yi görecek. Özenirse mutlu olacağını düşündüm.""Nasıl uzun zamandan beri görmedi ? Kızım siz sevgili değilmisiniz ? Bu seni hiç mi görmeye gelmedi ?" Ah Aslı ya yine ortamı germeyi başardı. "Annecim biz Sinan'la Aslı sayesinde tekrar konuşmaya başladık, İşlerinin yoğunluğundan dolayı fazla gelmiyor. Bizde bundan dolayı sadece bir kere yüzyüze konuşabildik. O zaman da ben, bundan sonra ciddi bir ilişki istediğimi söyledim. Bugünde tamamen konuşucaz bakalım kararımız belli değil." Dedim zorla durumu kurtarmıştım Aslı da başıyla onayladı. Annem "Öyle şey olur mu seviyorsanız anlaşırsınız."
"İşte bugün ne kadar ciddi olduğumuzu görücez."
Kahvaltı bittikten sonra her ne kadar istemesem de kuaföre gittik. İşimiz bitip saate baktığımızda vakitin geldiğini gördük. Heycanım gitgide artıyordu sanki gerçekten erkek arkadaşımla uzun zamandan sonra buluşucakmışım gibi oldu. Aslı "Kızım harika gözüküyorsun Sinan dediği lafları tek tek yutacak." Ayna baktığımda gerçekten güzel olmuştum. Siyah kumaş, boyundan çarpraz kalın askılı bir tulum giydim. Saçlarım uzun ve açık kumral olduğu için at kuyruğu yakışıyordu. Çimen rengi gözlerimi ortaya çıkarmak için koyu makyaj yapmıştılar. Aslı devam etti "Hadi geçiktik bizi bekliyordur şimdi." Kuaförden çıkıp arabaya bindik emliyet kemerimizi takıp arabayı çalıştırdım. Restorantda yaklaştıkça heycanlanmaya başladım heycandan direksiyonu öyle sıkmışım ki Aslı bile fark edip "Sakin ol ne bu heycan hani senin için önemsizdi."
"Öyle zaten sinirden oluyor yoksa ne heycanlanıcam." Aslı'ya baktığımda altan altan gülümsüyordu. Arabayı park edip restorant da geçtik. Aslı etrafa bakındı bir yere odaklanıp "İşte orda Defne." Aslı'nın gösterdiği yöne baktım. Ayakta duran herşeyiyle diğerlerinden farklı olan kişiye bakışlarım takıldı. Aslı "Hadi Defne" diyince kalbim çarpmaya başladı. Ne oluyor bana nasıl bu duruma geldim. Ona yaklaştıkça yakışıklılığı artıyordu üçgen vücudu, kaslı kolları, pürüsüz yüzü, esmerliği... Allahım bana ne oluyor, bu adam bu kadar yakışıklımıydı.
