38.Bölüm

275 12 0
                                    

"Benim annem öldü" dedim sessizce. Daha çok kendime itiraf edermişcesine. Kendimi inandırmıya çalışıyordum aslında. Ölmüştü benim annem. Benim yüzümden ölmüştü hem de. Sırf beni dünyaya getirebilmek için vazgeçmişti hayatından. Doğumun riskli olduğunu bile bile vazgeçmemişti benden.

Benim annem öldü diye tekrarlayıp duruyordum kendi kendime. Gözlerim çoktan dolmuş, yaşlar gözümden düşmek için emir beklermiş gibi hazırda bekliyorlardı. Beynimde dönüp duran alvinin sesine katlanamayarak ellerimle kapattım kulaklarımı. Sanki ellerimle kulaklarımı kapatırsam beynimin içindeki o sesi susturabilirmişim gibi geliyordu. Bir anda kendimi kaybederek bağırmaya başladım "benim annem öldü" diye.

Ağlamaya başladığımda yere oturarak kulaklarımı kapatmaya devam ediyordum halen daha. Susmalıydı kafamın içindeki sesler. Veya en azından tüm yaşananlar kötü bir kabus olmalı ve ben biraz sonra uyanmalıydım. Gözlerimi sımsıkı yumarak uyanmayı beklerken hala annemin öldüğünü tekrarlayıp duruyordum. Saçlarımda hissettiğim el ile gerilirken hala gözlerim kapalıydı ve adeta transa geçmiş gibiydim. Annemin öldüğünü kim bilir kaç milyonuncu kez tekrar ediyordum.

"Meleğim" dedi o huzur kokan sesi ağladığından dolayı çatallaşırken.

"Meleğim sakin ol nolursun. Anlatıcam her şeyi. Ne olursa olsun ben yanındayım bak. Ne olursa olsun gitmiycem. Sen bıraksanda ben bırakmıycam. Yarım yaşamayı kabul etmiycem tamam mı? Ağlama be güzelim. Sen ağlayınca içim gidiyor. Böyle içimden bir şeyler kopuyor. Ölüyorum sanki. Nefesim kesiliyor. Canım acıyor. Ağlama yalvarırım."

Kafamı kaldırmamla sinirden simsiyah olan gözlerinin beyaz olan kısımlarının ağlamaktan kızardığını fark ettim. Ağlamıştı. Alvini ağlarken görmeye dayanamıyordum. İçim acıyordu. Yüreğim sıkışıyordu. Son bir çabayla kabul etmesi için yalvarırken "benim annem öldü" dedim çatallaşan sesimle.

"Ölmedi"

O tanıdık, eskiden huzur bulduğum şimdi ise iğrendiğim ses kulaklarıma dolduğunda ikimizde kafamızı cafenin kapısına çevirdik.

"Bir gün öğrenceğini biliyordum ama bu şekilde öğrenmeni istemezdim kızım." dedi o hülya teyze diye tanıdığım yalancı karakter. Her şeyiyle yalandı. Hangi anne kızı kollarında annesinin ölümünden kendini suçlarken tepkisiz kalabilirdi ki? Böyle annelik mi olurdu? Ben ona sarılıp annemi istiyorum diye ağlarken hiç mi sızlamadı yüreği? Nasıl dayandı ulan? Şimdi birden karşıma çıkıp bana kızım demeye hakkı var mıydı? Benim ona anne dememe izin vermemişken ben ona kızım deme hakkını vermeli miydim?

"Sakın bana kızım deme! Sen benim annem değilsin. Benim annem öldü!"

"Ölmedi. Bak burdayım. Hep burdaydım. Ben hep senin yanındaydım. Hiç bırakmadım ki ben seni. Baban gibi terketmedim ben"

Yıldız MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin