Multi de Mahperi'nin elbisesi.
Keyifli okumalar:*Şafak'ın değdiği omzuma elimi attım bir kaç saniye.
İnsanların ortasında bu şekilde rezil olacağımı düşünmemiştim.
Bakışlarımı sertleştirerek bizimkilerin oturduğu masaya gittiğimde çantamı almamla Benay'ın "Ne oluyor ulan?" diye sorması bir oldu. Tek kaşımı kaldırarak yanıtımı verdim.
Özgüvenimle harmanladığım topuklu ayakkabı sesim okulun mermerlerinde tok sesler çıkarırken telefonuma gelen mesaj ile telefonumu çantamdan çıkarmak için bir kaç saniye durdum.
"Müsit olduğun zaman beni ararsan sevinirim hayatım. -HAZAR GÜNEY."
Duyduğum istemsiz şaşkınlık ile telefonuma bakıp yürümeye devam ederken,vucuduma çarpan biri yüzünden telefonum yere düştü. Hiç gitmeyen sinirlerim kendini yinelemişti. "Sen kime çarptığının farkında mısın?"dediğimde yüzüne bile bakmadan telefonumu almak için yere eğilmiştim.
Kaybolmasını yada benden hızlı bir şekilde telefonumu almasını beklerken olduğu yerde durmayı tercih etmişti.Sinir katsayım zirve olmuşken bana çarpan kişinin ayakkabılarını görmem ile hızla kalktım ayağa. "Tabii ya Şafak Gürsoy. Senden başka bu klişeliği yapacak başka bir insan tanımıyorum zaten." Dediğimde beynimde oluşan bir aydınlanma ile "Hoş seni de tanımıyorum." diyerek bir adım attım.
Bir adım atmama izin vermeden bileğime yapıştı Şafak. Dudakları kulağıma değiyordu. "Komik görünüyorsun."dediğinde gerilen vucumdan destek alarak bileğimi hızlı bir şekilde elinden kurtardım.
"Ben senin oynayabileceğin bir kız değilim Şafak Gürsoy!Kendine gücünün yetebileceği bir oyun ve oyuncak bul."dediğimde gitmeme izin vermeden konuşmaya başladı.
"Hayır,Mahperi Acar. Sen tam da benim oynayabileceğim bir kızsın. Bu oyunu sen başlattın,sonuçlarına katlanmalısın."dediğinde isterik bir kahkaha attım ve yanından ayrıldım.
**Arabayı kullanırken aklıma bir an Hazar ablayı aramam gerektiğini hatırladım.Benay'dan telefonumu isteyerek Hazar ablayı aradım.
Gergin ruh halimden kaynaklanan gergin bir sesle "Alo."dediğimde Hazar ablanın sıcacık kahkasıyla açtığı telefon içimi rahatlatmıştı.
"Aramamı söylemişsin abla." Dediğimde Benay anlamayan bir şekilde yüzüme baktı.
"Aa evet doğru. İşlerden unuttum ben onu. Barlas yarın nişanlıyor.Geliceksin değil mi?" diye sorduğunda aramayı hopörlerde yapmamdan kaynaklı olarak Benay herşeyi duymuştu.
Sert bir şekilde fren yaparak arabayı durdum. Benay'a bakarken "Şey aslında gelmeyi düşünmüyordum. Burada yapmam gereken bir çok şey var." Titreyen sesime içimden tonlarca küfür yağdırmıştım.
"Yeni halini çok övdüler Mahperi,görmek isterim. Özledik fazlaca. Gel lütfen." Dediğinde düşünceler beynimi kemiriyordu. "Pekala geleceğim." Dediğimde arabayı tekrar çalıştırıp hızlı bir şekilde ters yöne doğru arabayı çevirdim. Kahkahalara boğulan Benay konuşabilmeyi becerip(!) sorusunu yöneltmişti "Nereye gidiyoruz?"
Kendimden emin bir şekilde cevapladım. "Kuaföre."
**
Manikür yaptırıp bordo oje sürdüğüm ellerime deri eldiveni geçirirken aynada kendime bir kez daha göz attım: düz saçlarım,hafif makyajım, siyah dar pantolonum, dizlerimin üstünde belinden bir kuşak yardımı ile bağlanan siyah deri bir mont."Güzel oldun güzel."
Benay'a uzun süredir böyle yakalanmaktan nefret ediyordum. Dönüp,ufak bir gülümseme attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHPERİ
Teen Fiction''Ben kötü biri olmak için çok çabaladım, Çok kez yanıldım, Düş kaybettim, His kaybettim, Ben kötü biri olduğum günden beri Mahperi Acar, seni hiç kazanmadan kaybettim.''