Keyifli okumalar: *
Kapının sertçe kapanma sesiyle gözlerimi açtım. Yatağımın içine oturmuş etrafa bakıyordum.Gözüm aynaya astığım resimlere takıldı. Göz gezdirdim üstlerinde, daha sonra gözüm bir tanesine takıldı kaldı. Kalktım çıkarttım resmi,yeri boş kaldı öylece.İçeriden gelen hıçkırık sesleriyle odamdan çıktım. Benay'ın odasına yavaşça bir kaç adım attım. Geldiğimin farkında değildi. Oturduğu yerden kalktı,masasının üstündeki eşyaları yere atıp kırmaya başladı. Kapının kenarına yaslandım,kendini mahvetmesini izledim biraz. Dolabına geçti daha sonra kıyafetlerini yere attı,bağırdı. İzledim öylece Benay'ı biraz kendimi hatırlayarak. Anılarımın canlanması etrafı göremeyecek kadar gözlerimin dolmasına neden olmuştu. Eline aldığı abajuru aynaya atacakken bileğini kavradım.''Yeter.'' dedim sertçe. Bir kaç saniye daha tuttum bileğini sıkıca sonra atmaya cesaret edemeyeceğini anladığımda bileğini bıraktım.
Kollarını boynuma doladığında hıçkırıkları kesilmişti. Gözlerinden yavaşça akıyordu yaşlar sadece. ''Dağhan...'' dedi sustu bir kaç dakika tek bir kelime dahi edemedim. ''Mahperi canım çok yanıyor.'' dedi. Fısıldadım yavaşça ''Benimde.''
Bir kaç saat sonra Benay uyandı. Bende dağıttıklarını topladığım için odasındaydım. ''Mahperi, Şafak ile aranızda bir şey mi var sabah olanlar neydi?'' dediğinde sertçe yüzüne baktım. ''Anlattığım dışında bir şey yok. Ne diye uzatıp duruyorsun ki ?''
''Ökmen çok merak etti seni. Özellikle o kızın konuşmaları senin kızı ufak(!) çapta rezil etmen falan. Alışık olmadığımız şeyler de. İdareye şikayet etmiştir bile kız seni.'' dediğinde ''Canına susamış olmalı
''Şafak'tan birazcık olsa elektrik alsam çok yakışıyorsunuz bence'' dediğinde istemsizce ellerimi kollarıma götürdüm. ''Tam oradan çok güzel sarıldı.'' dediğinde sesi titremişti. Yüzüne baktığımda dolu gözleriyle beni inceliyordu. ''Mahperi...'' dedi bir kaç saniye sonra devam etti. '' Dağhan.. beni... '' Konuşmasına izin vermedim. ''Kusura bakma Benay,acını hafifletecek cümleler bende yok.'' dediğimde odasından çıkmıştım.
Peşimden hızlı adımlarla geldi. ''Acımı hafifletecek cümlelerin yoksa, acımı hafifletmek için bir şey yapar mısın?''dedi. Cevap vermedim. ''Bara gidelim mi?'' dedi. Cevabım belliydi ama aynada duran resmin boşluğu çarptı gözüme, kararımı değiştirmeme sebep olmuştu.''Gidelim Benay, olur.'' dedim.
**
Nedendir bilinmez fazla özenerek giymiştim kıyafetlerimi ve şuan barın kapısının önünde içeri girip girmemek arasında kendimle çatışarak bekliyordum. Belime bir elin dolanmasıyla rahatsız oldum. Kafamı çevirdiğimde şaşırmadım desem yalan olurdu. ''Şafak Gürsoy.'' dedim sertçe bakarken. Bir ses bakışmamızı böldü. ''Hoş geldiniz Şafak bey''demişti bir adam,galiba barda çalışıyordu.
''Hadi'' deyip yürümeye başladı ve belimden tuttuğu için bende yürümek zorunda kaldım.Gücümü topladığımda aniden durdum. ''Beni nereye götürdüğünü zannediyorsun?'' dedim. Güldü. ''Bara gitmiyor muydun? Oraya götürüyorum seni.'' dediğinde belimde duran elininden tutup elini sertçe yere indirdim. ''Bu aralar sen çok fazla olmaya başladın Şafak Gürsoy, boyunun ölçüsünü almadan ikilesen iyi edersin.'' dedim kendime güvenen sesimle. ''Ne yaparsın söylesene?'' bir anda belimden tutup vücutlarımızı birbirine değecek kadar yakınlaştırmıştı. ''İstersen daha demin ki cümlelerini bir kez daha söyle,söyleyebilirsen.'' dedi. Bir kaç saniye hiç bir şey söyleyemedim. Mavi gözlerinin içine nefretle baktım öylece. ''İşte bunu.'' dedim. Ne olduğunu anlamadan kollarının arasından çıkıp,belimde duran elini bükmüştüm. ''Vay etkilendim.'' dedi. Cevap vermedim. ''Bunu yapacağını anlamalıydım,sabah ki kızdan sonra.'' dediğinde arkamdan gelen biri saçımı çekti.
Kafamın geri gitmesiyle dengem sarsılmıştı.Şafak tek bir hamleyle benden kurtulabilirdi ama yapmadı. ''Ben iyiyim.'' dedi saçımı çeken adama. Canımın acımasından dolayı sinirlenmiştim. Şafak'ın kolunu biraz daha sıkı tutarak yere atmaya yeltendiğimde dengemi bozarak üstüne düşmemi sağladı.
Etrafımızı takım elbiseli adımlar sardığında barın korumaları olabileceğini düşündüm.Şafak elini tekrar belime atmıştı ki yüzüne sert bir tokat atarak yerden kalktım. Bulunduğum yerden uzaklaşmaya başlarken kulağıma dolan sesler bedenimi buz gibi etti.
''Kim bu genç hanım?'' demişti tanımadığım bir ses. Şafak ise ''Benim için bir fahişeden farksız.'' dedi. Duyduklarım üzerine sinirden çatlayacak duruma gelmiştim. ''Bir fahişeden farksız.'' diye mırıldanarak bara girdim. Benay Cansın ile bir yere oturmuş bir şeyler içiyordu.''İçeriye geç girince,gittiğimi düşündü herhalde.'' dedim kendi kedime ve barmenin yanına gittim. İçki söyledim kendime çok kez.
Barmen '' Size içki veremem çok içtiniz hanımefendi,yalnızsınız galiba eve gidemezseniz.'' dediğinde kahkaha attım. Bulanıklaşan zihnim ile cevap verdim. ''Ver dediysem ver.'' dediğimde arkamdan bir ses ''Vermeyin.'' dedi. Sinirle kafamı çevirdiğimde barmenle konuşan kişinin Şafak olduğunu anladım. Cevap vermeden önüme döndüm. ''Bir tane Cin istiyorum.'' dediğimde Şafak yanıma oturmuştu. Umursamadım. Barmene bağırdım.''Hadi.'' Barmen korkarak Şafak'a bakıyordu. Şafak'a döndüm. ''Bana karışma hakkın olmadığına göre kes sesini de barmen işini yapsın.'' dediğimde Şafak kendine güvenen bir şekilde güldü. ''Burası benim barım ve şuan istersem seni attırabilirim, istersen uslu bir kız ol ve sözümü dinle.'' dediğinde öfke ile yüzüne baktım. Beni takmayarak barmene döndü. ''İki tane Rom ver.'' dediğinde barmen bana acıyarak baktı. ''Peki Şafak bey.'' dedi.
Bu içtiğim kaçıncı bardaktı hatırlamıyorum. Zihnim iyice bulanıklaşmıştı. ''Üç deyince içiyoruz.'' dedi Şafak. Yüzüne dünyanın en salak bakışını attığımdan emindim. ''1...2...3...'' dediğinde anlamsızca bardağı ağzıma götürdüm. ''Bir tane daha.'' dedim barmene. Bir bardak daha uzattı. Bardağı tam ağzıma götürüyordum ki Şafak elimi tuttu. ''Yeter artık içme.'' dedi. Umursamadım. Tek yudumda içkiyi bitirdim. ''Söylesene.'' dedim. Durdum bir kaç saniye. Şafak'ı iki tane falan görüyordum. Güldüm. ''Senin için fahişeden farksız bir kızım nasıl olsa, neden yanımda duruyorsun?'' dediğimde barmene cüzdanımdaki bütün parayı uzatarak sandalyeden kalktım. Yürümeye çalıştım. Her şey fazlasıyla dönüyordu. Yürümem imkansız hale gelmişti.Dengemi sağlamak için elimi kaldırdığımda sanıyorum ki Şafak elimi tuttu. Bardan dışarı çıktık. Bir kaç adım atmamla midem ağzıma geldi. Şafak anlamış olacak ki kafamı yere eğdi ve kusmaya başladım.
**
Benay'dan.....
Telefonumun çalmasıyla ürktüm. Arayan Mahperi idi. Bir an Onu barın kapısında bıraktığım aklıma geldi.Galiba bana kızacaktı ki doğaldı, hatalıydım. Telefonu açtım,konuşmasına izin vermeden konuşmaya başladım. ''Mahperi çok özür dilerim.Sana ben ısrar ettim biliyorum ama sen içeri girmeyince bende gittin zannettim Cansın'ı çağırdım bir kaç bir şey içtim eve geldim. Neredesin sen?'' dedim.
''Bir motorun soğusun yavaş, ben Şafak... Şafak Gürsoy.''karşıdan gelen sesle irkildim. ''Ne istiyorsun?'' diye sordum. ''Mahperi yanımda, evin adresini verirsen eve bırakıcam.'' dediğinde şok oldum. ''Neden sana inanayım?''
''Mahperi'nin telefonundan arıyorum farkındaysan. Evin adresini ver,yoksa kendi imkanlarımla bulurum.'' dediğinde korkarak evin adresini verdim.
Yaklaşık on dakika sonra evin kapısı çaldı. Koşarak kapıyı açtım. Gördüğüm manzara beni hayrete düşürmüştü.Şafak Mahperi'yi kucağına almıştı. Mahperi ise galiba uyuyordu. ''Mahperi'nin odası nerede?'' telaşla odaya doğru yürüdüm.
Mahperi'yi özenle yatağa bıraktı daha sonrada Mahperi'nin elini tuttu. ''Özür dilerim.'' dedi. ''Özür dilerim,söylediklerim için özür dilerim ama seni korumanın tek yolu bu galiba. Özür dilerim.'' Daha sonra Mahperi'nin kısa saçlarında ellerini gezdirdi. Duyduğum sözler beni şok etmişti. Mahperi kendinde miydi?
''Şafak...'' dedi usulca. Elini kalbine koydu.'' Bu gece seni sol tarafımda ağırlayacağım ama benden daha fazlasını isteme.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHPERİ
Novela Juvenil''Ben kötü biri olmak için çok çabaladım, Çok kez yanıldım, Düş kaybettim, His kaybettim, Ben kötü biri olduğum günden beri Mahperi Acar, seni hiç kazanmadan kaybettim.''