Bölüm 11 - Soru

184 13 8
                                    

Bölüm şarkısı;
Alexander Rybak Violin Cover - Secret Garden

Ben kinci biri değilim. Sadece canımı acıtan insanların, hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmelerini istemiyorum.
LEA SEYDOUX

Her insan, hayatın adaletiyle karşı karşıya kalır. Bu adalet, dönüp dolaşıp seni bulur. İyilik eden iyiyi, kötülük eden kötüyü yaşar. Fakat hayatın adalet terazisi, her insan için iyilik ve kötülük kavramını eşit tartmaz. Belki de herkesi eşit tartıp, sıra sana gelince terazi bozulmuştur. Bilemezsin. Yaşayıp öğrenmen gerekir. Zamana bırakman gerekir. Zaman her şeyin ilacıdır derler.

Ama değildir.

Zamana bıraktığım çok şey vardı. Çok uzun süredir bu şeylerin iyileşmesini bekliyordum. Hayat adaletini, zaman ilacını esirgemişti benden. Farklı koşullarda, farklı psikolojide olmam gerekirdi. Ben genç bir kızdım. Hata üstüne hata yapmam gerekirdi. Hatalarımdan dolayı ceza çekip bir sonuç çıkarmam gerekirdi. Yaşayarak öğrenmem gerekirdi.

Bir elimde kutum, bir elimde kemanımla hastanenin bahçesinde oturup yavaş yavaş batan güneşin hafif turuncu renge boyadığı gökyüzünü izlerken, bundan sonra beni nelerin beklediğini düşünmem bana haksızlık değil miydi?

Haksızlığı her daim yaşayan o kızdım ben.

Ve güçsüz olmam daha çok haksızlığa uğramamı sağlıyordu.

Gökkuşağından dışlanmış siyah gibi bile değildim. Çünkü siyah, karanlığında pek çok rengi barındırıyordu. Siyah özeldi. Ben değildim. Koskoca evrende siyah bile değildim.

Hazal'ın yaptıkları sabrımı zorluyordu. Ettiği hakaretlere, attığı tokatlara, rencidelerine alışmıştım artık. Fakat hatıralarımı benden çalması? Hayır, sessiz kalmayacaktım artık.

Çantamdan cep telefonumu çıkarıp rehberi açtım. 'Kayra' yazılı kartviziti açıp arama tuşuna bastım. Arama sesi çıkarken oturduğum banktan kalktım ve hafif esen rüzgarın uçuşturduğu saçlarımı kulağımın arkasına iterken hastanenin çıkış kapısına doğru yürüdüm.

"Alo?"

"Kayra müsait misin?"

"Bir dakika." Telefondan hışırtı ve adım sesleri geldi. "Müsaitim. Bir sorun mu var?"

Elimden yavaşça kayan kutumu koltuk arama sıkıştırdım. "Hayır yok. Beni alabilir misin diyecektim."

"Nerdesin?" Derin bir nefes aldım. Biraz da olsa cesaretimin yarattığı bariz şaşkınlığı anımsadım. "Babamın yanındayım."

Kayra şaşırmış gibi bir ses çıkardı. "Ciddi misin Afra? Neden haber vermedin? Birlikte giderdik. Neyse, bekle sen. Hemen geliyorum."

"Tamam."

▪▪▪

Şaşkınlık ve alay tınısı sesine yansıyordu Kayra'nın. Duygularımı kontrol edemediğim için, Hazal'a karşı hissettiğim öfke yüzümde ve davranışlarımda da kendini belli ettiği için, yol boyunca 'Yürek mi yedin?' diyerek dalga geçmişti benimle. Ama amacının, beni eğlendirmek olduğunu biliyordum. Yalnız hissetmemiştim arabada.

Ben de yalnızlık duygusunu hissetmiyordum kimi zaman.

Evin kapısı açıldığı anda, Hazal'sız evimin sessizliği içimi huzurla doldurmuştu.

Evim.

Sessizlik.

Huzur.

Özgürlüğün DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin