Yine her zaman ki gibi erkenden kalkıp işe gitmiştim.yeni hayatıma alışıyordum. Gerçi insan sevmediği bi işi ne kadar yürütebilirdi ki .sürekli ruhum daralıyordu.canım sıkılıyordu. benim için hayat hapishanesi gibi bi şeydi bu.günlerimi sayıyordum ne zaman bitecek bu günler diye.ama ben ne kadar sayarsam sayim bitmiyordu.artık bi müddet sonra anladım ki boşa sayıyorum zamanı.en iyisi hayatı akışına bırakmaktı.o günlerde Haydar abinin de bize bi sürprizi vardı.bizi kapadokya ya götürecekti.sonradan öğrenmiştim.3 günlük bi gezi olacaktı. O an o kadar sevinmiştim ki için içime sığmıyordu.gitmeyi çok istiyordum.hayali bile gûzeldi.balonlara binmek, asmalı konağı gezmek ve peri bacaları.gerçekten de güzel bi gezi olacaktı. ne yapıp edip o geziye gitmeliydim.tek engel ailemdi.ve ben onları ne pahasına olursa olsun ikna edicektim.akşam eve gittiğimde aileme durumu anlattım.babam yine her zaman ki gibi izin vermemişti.ben pes etmicektim.daha hafta sonuna kadar vaktim vardı.ve o zamana kadar onları ikna etmeliydim. Ve hiç de kolay olmicaktı bu benim için. baktım ne yapsam olmayacak en iyisi ikinci planı devreye sokmaktı. onlara karşı tavır almak .ve ben onlara bi kaç gün tavır yaptım.onlarla konuşmuyordum.yanlarına gitmiyordum.yemeği bile onlarla yemiyordum.içimden bi ses "az kaldı sana dayanamayıp kabul edecekler" diyordu.gerçekten de ailem insafa gelip kabul etmişlerdi geziyi.beni bu konuda şaşırtmışlardı. Ama ne yalan söyliyim çok mutlu olmuştum.Bu konuda ortanca kardeşim Ali nin de desteği çoktu.sağolsun o olmasaydı asla tek başıma bizimkileri ikna edemezdim.ailem izin vermişti fakat içimde bi şüphe vardı "ya vazgeçerlerse " işte buna dayanamazdım.en iyisi o gün gelene kadar beklemekti......