-Başkarcı-

30 3 4
                                    

Bi çocuk için en önemli şey ailesiyle kalkıp bi şeyler yapmasıdır.ben hep bunun eksikliğini yaşadım hayatımda.hep ailemle pikniklere gezilere gitmek istedim.ama biz hiçbir zaman gitmedik ailecek.ve çocukluğumdan beri  yapmak istediğim tek şeydi bu. Ailemle  hoş vakit geçirmek.ama  nedense bu isteğim hiç gerçek olmadı.ben  yıllarca Ceren'i kıskandım durdum.çünkü onun ailesi benim ailem gibi değildi. İstedikleri yerlere giderlerdi ailecek.bizim gibi değillerdi.Ceren şanslı bi kızdı.babası Cengiz amcada çok iyiydi. Ne olurdu benim babam da böyle olsaydı?heralde doğanın dengesi bozulurdu.babam böyle yaptıkça bende o içimdeki burukluğu bi şekilde telafi ediyordum.tıpkı Zelal'le gezmelere gittiğim gibi. Yine Zelal'le haftasonu Başkarcıya pikniğe gidecektik.bu arada ablam Helin ikinci çocuğuna hamileydi. bu sefer ki kızdı.ve ben çok mutluydum. İkinci defa teyze oluyordum.dünyalar benim olmuştu.eniştemden çok ben sevinmiştim heralde.bi teyze bu kadar sevinebilir miydi bu duruma, eğer teyze ben oluyosam her türlü sevinilirdi.kız olduğu için ona her türlü takı yapardım.
Yine sabah erken uyanmıştım.zaten ne zaman Zelal'le bi yerlere gitsek mutlaka erken kalkmak zorunda kalırdım.çünkü gideceğimiz yerler genelde uzak olurdu ve ne kadar erken gitsek bizim için o kadar iyiydi. Evlerine gittiğimde yengem erken kalkıp ekmek yapıyordu.hemde yufka ekmek en sevdiğinden :) yengemin yanına gidip kolay gelsin dedikten sonra Zelal'in yanına gittim hazır mı diye.Zelal çoğu zaman beni bekletirdi.Allah'tan şimdi bekletmiyordu."Zelal hazırsan çıkalım" dedim. O da "tamam geliyorum" dedi.bende dışarda onun gelmesini bekledim. Neyseki 5 dk sonra çıktı o da evden.yengem yaptığı sıcak ekmekten bi tanesini paket yapıp bize verdi, orda yiyelim diye.markete gidip yiyecek şeyler alıp minibüse binip gidecektik.markete girdiğimde gözlerinin maviliğine hayran olduğum ve simasıylada  Şevval Sam a benzeyen kasiyer görevlisini gördüm.çok tatlı bi kızdı.her gittiğimde o orda olurdu.ben ona baktığımda hep Şevval Sam ı görürdüm. Aldıklarımızı kasaya geldiğimizde orda bekliyordu.elimizdeki görünce "bunlar ne için pikniğe mi gidiyorsunuz?"dedi.bizde "evet Başkarcıya gitcez" dedik.bi an şaşırdı "başkarcı nerdeki?" bizde ona bi şekilde tarif ettik. "ben bu kadar zamandr burda yaşıyorum ama öyle bi yer hiç duymadım"dedi.bizde "sen gezmediğin için görmemişsin" dedik.o da "kimbilir belkide" dedi.bizde bi gün gel seni gezdirelim dedik.o da güldü tamm gelirim dedi.ordan çıkınca direk minibüse binip başkarcıya gitceğimizi oraya  gelirken bize haber  vermesini söyledik şöföre.oda tamm dedi.ben pek bilmiyordum oraları.Zelal daha iyi biliyordu yolları.yolumuz az kaldığında Zelal "geldik sayılır" demişti.yalnız şöför bizi biraz uzakta indirmişti.orman alanına biraz uzaktık.Yürümek zorunda kalmıştık. Yollar ikiye ayrılmıştı.aşağı yönden gitmemiz gerekiyordu oysa ben yukarıki yönden gitmeyi tercih etmiştim.kısa yol olsun diye.başta Zelal kabul etmedi ama sonra mecbur gelmek zorunda kaldı.biraz yürümüştük ki hemen ilerde 3 ,4  köpeğin havladığını gördük.hemde ne havlama.insan korkudan yığılıverir oraya.Allah'tan bağlıydılar yoksa biz tahtalı köyü boylamıştık.bi yandan koşmaya başladık.Zelal de bana saydırıyordu."senin yüzünden buraya geldik az kalsın ısırcaklardı bizi" deyip deyip duruyordu.bense oldukça soğukkanlı davranıyordum böyle bi durumda.tabi bu Zelal i daha da sinirlendiriyordu:) uzun koşuşturmaların  sonunda orman yoluna gelmiştik.nefes nefese kalmış bi şekilde. Yol çok uzaktı.ben ömrü hayatımda bu kadar yürüdüğümü hatırlamıyordum.gelene kadar canımız çıkmıştı, bi de  geldikten sonraki yol vardı.aman nasıl yürünürdü bu yol ya.yapcak bi şey yoktu gelmiştik artık.geriye dönemezdik.iyki fotoğraf makinamız yanımızdaydı.benim gibi fotoğraf çekmesini seven birinin olmazsa olmazıydı  bu.Zelal'le orman vadisine girmiştik. Aşağı inmemiz gerekiyordu.her taraf dikenlerle doluydu.Zar zor aşağı inebilmiştik.piknik alanına girdiğimizde Bi kez daha için burkulmuştu. Herkes ailesiyle gelmişti. Benim ailem yanımda değil diye üzülmüştüm bi an.neyseki hemen kendime geldim.sonuçta eğlenmeye gelmiştik oraya,ve eğlenmeden de gitmicektik.oturcak bi yer aramaya koyulduk.az  ilerimizde bi adam arabasında oturup İbrahim tatlıses in şarkılarını dinliyordu.seside sona vermiş.sanki "Hey millet dertliyim kederliyim efkarlıyım   dokunmayın bana" havaları veriyordu insanlara:)  sanki biraz sarhoştuda.onun o haline ne çok gülmüştük.saat öğlene geliyordu .acıkmıştık, bi yere oturup aldıklarımızı yiyelim dedik. Tam oturup yiyoduk yanımıza bi köpek geldi.diğer köpeklere göre biraz uysaldı.birden Zelal ın rengi attı.Korkudan ne yapacağını bilemedi.bi yandan "Yağmur  şu köpeği kov şurdan yoksa bi şey yiyemiycem" dedi. bense bi yandan gülüyom bi yandan köpeği kovuyordum.ve ben ne kadar kovarsam kovayım yine yanımıza geliyordu :) o kadar da korkutmuyordu beni  o köpek.sonuçta açtı yiyecek bi şeyler istiyordu. Ben kopardığım ekmekten biraz attım önüne hemen yemeye başladı.o yedikçe ben atıyordum taki ekmek bitene kadar.Sonra köpek gitmedi kaldı yanımızda.Zelal se bu durumdan son derece rahatsız ne yapacağını  bilmiyo.neyseki ben son kez köpeği kovayım dedim belki gider rahat rahat bi şeyler yeriz diye düşündüm."hoşt diyorum gitmiyo  normalde bi köpeğe hoşt deyince gitmiyorsa son çare eline taş almaktır.ben ki hayvan sever  biri olarak bu tür şeylere karşı olsamda  mecbur yapacaktım.tabi taşı ona atmamak şartıyla.elime büyük bi taş aldım.daha sonra köpeğe dönüp  "bak dedim sana zarar vermek istemiyorum ama sen beni zorluyorsun bak git burdan" dedim.resmen köpekle iletişime geçmiştim. hayvancağızda  pek anlıyo ya söylediklerimi:) hey Allah'ım daha neler görecektik.son kez elime taşı aldım.ve doğrultum  köpeğe.akıllı hayvan yapacağımı anlamış ki ben daha taşı atmadan  o gitti yanımızdan.arkama döndüğünde Zelal in bana güldüğünü farkettim."hayırdır ne gülüyn" dedim."çok mu komik"   "evet ya çok komiktin"  "yapma ya ben senin için  köpekle pazarlık edeyim sen kalk bu halime gül iymiş"dedim. "yaa canım ya ne yapyim komik geldin gözüme." "tamm dedim artık boşver, şu  önümüzdekileri yiyelim ondan sonrada ormanda gezip fotoğraf çekelim".  " Zelal'de "tamm cnm"dedi.böylece  aldıklarımızı yedikten sonra ormanın içinde gezmeye başladık.etraf  güzeldi bol bol fotoğraf çektik. Gitmemiz gereken yerlere gittik.en sonunda dağlardan gelen suyun yanına gittik.suyu biz gibiydi.Zelal o suların temiz olduğunu söylemişti.ayaklarını rahatça içine koyabilirsin demişti. İykide koymamışım.çünkü fotoğraf çekerken orda kurbağalar olduğunu gördüm.hemde benim fotoğraf çektiğim yerde.hepsi yavruydu ama ben korkmuştum.hatta istemeden de olsa çığlık atmıştım bi anlık.yeterince  gezdikten sonra  gitme vaktinin geldiğini fark ettik.ve o uzun yolu geri dönmek için tekrar kullandık.giderken bi arabanın bize doğru geri geri geldiğini gördük.Zelal de bende korkmuştuk. Bilmediğimiz siyah bi araba.Allah'tan hemen gittide biz biraz rahatlamış olduk.indiğimiz yere geldiğimizde  ortada bi şey yoktu.biz nasıl eve gidecektik.bilmiyorduk, ne zaman minibüs gelecek bilmiyorduk.biraz daha yürüdükten sonra önümüzde bi minibüs gördük.fakat minibüs boştu. Kimse yoktu içinde. Benle Zelal orda bekledik şöförü gelir diye.şöför gelince ben konuşmaya gittim."merkeze gidiyor musunuz" dedim."gidiyorum" dedi. Bizse bindik minibüse, adam halimize acımış olcak ki "yalnız mı geldiniz"dedi.bizde evet dedik.ya halimize acımıştı ya da iki genç kızın böyle bi yerde ne işi var diye düşünüyordu heralde. Tabi nerden bilcek bizim maceracı olduğumuzu:) Zelal hep derdi sen çok şanslısın diye.senin sayende işimiz rast gidiyordu derdi.belkide haklıydı bazı konularda şanslıydım.ama aşk konusunda benden şansızı yoktu.öyle ki 26 yaşıma kadar kimse girmemişti kalbime.bu gidişle de olmicaktı heralde.
Biz yoldayken annem aradı."nerdesin kızım" dedi. "yoldayım geliyom" dedim."hemen gel" dedi. 'bende ışınlanıyım istiyosan annecim" dedim. Sonra "sen annenle ne biçim konuşuyon" dedi. "bende napiyim sen zorluyon beni" dedim.gerçektende en olmayacak zamanda arardı annem.araması yetmezdi  bi de erken gel derdi.sanki ben  gece yarıları gidiyomuşum  gibi.hey Allah'ı hey  bitmeyecekti benim çilem. Bu ailemle:).....

Gülümse KaderineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin