YAĞMUR

III. Ummadığım Yerden Vurdu

Şu son günlerde başıma gelenler gerçek mi diye düşünmedim değil. Ayağım yere sağlam basmıyor, sokakta sürekli bir yerlere çarparak yürüyordum...
-1 GÜN ÖNCE-
Kırmızı gül yerde duruyor, bense elimdeki notla kapıya yaslanmış duruyordum. Ne bir tepki veriyor ne de kimden geldiğini sorguluyordum. İçimden hızla aşağı inip bunu bırakanı bulmak, gülü ve notu parçalamak geliyordu ama ben sadece öyle duruyordum. Polise mi gitmem gerekiyordu? Hiç bilmiyorumdum. Korkmuyordum da nedense. Gülü de içeri alıp kapıyı kapattım. Hiç bir şey düşünecek halim yoktu. Mutfağa gittim ve limonata aldım. Sonrasında ise patlattığım mısırı yiyerek ve limonatamı yudumlayarak kitap okudum.
Dört saat belki de beş saat kitap okudum. Kitabı bıraktığımda saat daha sekizdi ve çok uykum gelmişti. Yattım uyudum.
-
Sabah uyandığımda saat sekizdi. Sanki hiç bir şey olmamış gibi elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım. Kendime bol malzemeli bir sandviç yapıp televizyonda sabah haberlerini izledim.
Saat ona geliyordu ki telefon çaldı.
Arayan Yağızdı. Açmadım. Aslında böyle bir olayda asla ve asla sakin kalamayacak ben çok sakindim. Yağız'ın beni aldattığını kesin olarak ortaya çıkarmam lazımdı ama nasıl?
Aldım elime bilgisayarı facebook'u açtım. Aa bir baktım Yağız facebook'unu açık unutmuş! Yess!  Hemen mesajlaşmalarına girdim. Erkek, erkek, erkek, bu ne ya?! "Gizemli Bayan". Mesajlaşmayı okumaya başladım:

Gizemli Bayan: Canım
Canım mı! Sen kime canım diyosun ya!
Yağız Çetin: Ne zaman buluşucaz söylesen artıkk??
Buluşmak mı?!
Gizemli Bayan: Sevgilimden gizli olması lazım
Sevgilin de var ha! Pis şıllık
Yağız Çetin: Cumartesi olur mu?
Cumartesi?! Bugün günlerden cumartesi! Siz bugün buluşacaksınız yani ha?! Senin de kim olduğunu bulayım kızım, öldürücem sizi!
Gizemli Bayan: Olur olur, seninkini idare edebilirsin değil mi?
Bu mal benden mi bahsediyor!
Yağız Çetin: İdare etmek ne kelime ayakta uyuturum :D
Ne demek ayakta uyuturum! Aptal!!! Yağız seni mahvedeceğim!
Gizemli Bayan: O zaman Cuma Swiss Otelde?
Lan Yağız beni daha oraya götürmedin! Gidelim diyordum, pahalı diyordun! Şimdi elin karılarını kızlarını sömürmek için kaç defa gittin acaba?!
Yağız Çetin: Tabii ki bebeğim ;) İyi hazırlan
İyi hazırlan diyor ya! İyi hazırlan diyor! Çok sinirleniyorum! ÇOK SİNİRLENİYORUM.
Gizemli Bayan: Merak etme her zamankinden de iyi olucak.
Her zamankinden de beter ol inş.
Yağız Çetin: Ona şüphem yok zaten aşkısı.
Aşkısı mı dedi bu Yağız?! Oğlum sen sert maço erkek tavırlarında gezen birisin aşkısı demek senin ne haddine?! Bu sürtüğü azdırcan diye... Hiç yakıştıramadım yani.
Gizemli Bayan: Ya Yağız
Yea Yığııızzz diyordur kesin! Sesi de cırtlaktır, ıykk!
Yağız Çetin: Söyle yavrum
Yavrum nedir ya! Yavrum nedir! Kıroo ayı!!!
Gizemli Bayan: Arya'ya böyle yapmamız biraz kötü olmuyor mu? Bence sen ayrıl.
Bu pis sürtük Arya mı dedi!? Ben yani! Benden bahsediyor! O zaman bu beni tanıyor!
Yağız Çetin: Yapamam bitanem henüz olmaz
Lan şerefsiz Yağız madem bu sürtükle olucan neden ayrılmıyorsun benden?! Bana acı çektirmek hoşuna mı gidiyor! Neden yapamıyorsun ya?! Hatta ben neden ayrılmıyorum?
Gizemli Bayan: Neden olmasın?
Ayrılsın da sana kalsın değil mi!? Aptal.
Gizemli Bayan: Yağız.
Gizemli Bayan: Aşkım.
Gizemli Bayan: Orda mısın?
Cevap da vermemiş bu hayvan! Neden benden ayrılamıyor ki! Ayyyy ne diyorum ben! O ayrılmıyorsa ben ayrılırım. Tabii sizin pisliklerinizi ortaya çıkarmadan olmaz Yağız Bey!

Hemen hazırlanmaya başladım. Swiss Otel'e gideceğim için biraz şık olayım dedim. Önü dekolteli beyaz bir bluz, altına mini siyah kalem etek giydim. Güzelce makyajımı yaptım. Yanıma fotoğraf makinemi de aldım ki rezilliklerinin bir kanıtı olsun. Son kez kapının yanındaki boy aynasından kendime baktım. Çok korkuyordum ve hala içimde çok da az bir umut vardı. Yağız'ın beni aldattığı çok açıktı ama birinin seni aldattığını kabul etmek kolay olmuyor. En azından belki bunu görmek daha acılı ama kısa bir unutma süreci yaşatacaktır bana.
Kapıyı çektim. Güzelce kilitledim ve asansöre bindim.
Asansörde içimden geri dönmek geldi. Belki de buna hazır değildim. Yağız'dan ayrılmam için bu şart değildi ki. Kaç kez elim bizim katın numarasına basacak oldu ama yapmadım. Bir kere karar vermiştim. Basacaktım onları.