Multide Kerem ile Berrak var :)
Birbirinin fotokopisi olan günlerin ardından bir hafta geçmişti. Hamdi Bey sabah işe gidip akşam geliyordu , aradan hafta sonu geçmesine rağmen çalışmayı hiç bırakmamıştı. Bu arada ne iş yaptığını da öğrenmiştim. Müzik yapım şirketi vardı ve birde barları vardı. Barla daha çok Kerem ilgileniyordu, Hamdi Bey ise şirket işleriyle ilgileniyordu. Her gün ünlüler ile birlikteydi. Bunun düşüncesi bile beni heycanlandırırken, onlar içinse bu gayet normaldi. Belki iyi bir çocuk olursam bir gün şirinleri görebilirdim.
Nisa Hanım gündüzleri dışarı çıkıyor, akşamları ise çalışma odasında kitap okuyarak geçiriyordu zamanını. Tabii bir de bana laf sokmakla. Zaten şımarık oğlunu daha çok şımartırken beni yerden yere vuruyordu. Bana kendi çocuğu gibi davranmasını beklemiyordum tabii ama ne yalan söyleyeyim onlara alıştıkça söyledikleri daha çok canı sıkıcı oluyordu. Belki buradan ayrıldığımda Nisa Hanım'ı bile özleyebilirdim.
Ve Kerem.. Ona her baktığım da o geceki iğrenç pozisyonu gözlerimin önüne geliyordu. Bu yüzden genelde görmemezlikten geliyordum. Sabah kahvaltıdan sonra okula gidiyor, okuldan geldikten sonra uyuyor, akşam yemeği saatinde uyanıp yemeğe katılıyor, ondan sonrada soluğu dışarda alıyordu. Az görmeme rağmen annesinin bütün gün oğluşum oğluşum diye ondan bahsetmesi sayesinde yavaş yavaş onunda karakterini çözmeye başlamıştım. Anneli oğullu tam birbirlerinin ayarındaydılar.
Bense, genelde odamı temiz tutmaya , gece ve gündüzleri ayrı kıyafetler giymeye , Nisa Hanım'ın olabildiğince gözünden uzak olmaya ve topuklulara alışmaya çalışıyordum. Nisa Hanım'ın tembihlemesi üzerine eve biri geldiğinde odama kapanıyor , kimsenin beni görmemesine dikkat ediyordum. Boş geçen zamanlarımda mutfağa inip hizmetçilere yardım ediyordum. Keremle bastığım hizmetçi sanki birine anlatabilecekmişim gibi beni her gördüğünde tedirgin olup, benim olduğum yeri terk ediyordu. Bir bakıma bu iyiydi çünkü bende onu görmekten haz duymuyordum.
Tabağımdaki tuhaf kokulu peyniri zorlukla yutkunurken , bugün birilerinin gelmemesi için dua ediyordum. Zaten sıkıcı olan günlerim , odama hapsoldukça daha çekilmez hale geliyordu.
'' Arkadaşlarınla buluşacak mısın oğlum bu gün ? ''
'' Hayır baba .''
'' Tamam şirkete gelirsin o zaman , ufaktan işlerin ucundan tutmaya başla.''
'' Bak şimdi hatırladım, bizimkilere söz vermiştim.'' Kerem'in amacını tabi ki anlamıştı Hamdi bey , kaytarmak..
'' Hadi ordan üç kağıtçı seni.'' dedi gülerek.
'' Oğluşumun üzerine gitme Hamdi zamanı geldiğinde öğrenir.''
'' Anne bak bu oğluşum lafını artık bırak, başkalarının yanında da diyosun rezil oluyorum.''
'' Aman sende iyice ergen triplerine girdin.'' dedi Nisa Hanım hafifçe bozularak.
'' Oğluşumun üzerine gitme Nisa zamanı gelince çıkar ergenlikten.'' diye dalga geçti Hamdi Beyde .
'' Aman ne komik.'' Bir yandan kahvaltı edip bir yandan onların atışmalarına gülüyordum. Taa ki Nisa Hanım'ın gözlerini kısarak bana baktığını görene kadar. Yüzümü asık şekline geri sokup kafamı kahvaltı tabağıma geri döndürdüm.
'' Madem arkadaşlarınla buluşuyorsun Berrakta gelsin seninle evde canı sıkılıyordur.''
'' Kesinlikle olmaz.'' dedi Nisa Hanım ve Kerem ben boğazıma kaçan ekmeği yutmaya çalışırken.
'' Hamdi olmaz , Asude de orada olur , çocuğum rezil olur olmaz, asla olmaz.''
'' Baba sana kesinlikle olmaz diyorum, annne Asudeyi herşeyin içine sokup durma o benim arkadaşım şunu kafa sokamadın bir türlü.''