Kitabımızın kapağını yapan Hazalaba arkadaşıma çoooook teşekkür ediyorum. Hazalcım bu bölüm sana :*
Kerem'in bana aldığı künyenin şokundan Asude'nin lavaboya çağırmasıyla çıktım. Masadan kalkıp lavaboya girene kadar o an tekrar tekrar gözlerimin önüne geldi. Tuhaf bir rüyadaydım sanki. Lavaboya girer girmez boğazımda bir elle duvara yapıştım. Güçlükle nefes alırken gözlerimi araladım. O sıcak bakan gözler karşımda ateş saçıyordu şimdi. Ne olmuştu birden bire , neye bu kadar öfkeliydi, anlayamamıştım. Güçlükle nefes alırken göz kontağımızı koparmadan bakmaya devam ettim.
'' Bak kızım, bu aptal mevzuu aklına farklı şeyler getirmesin Kerem benim anlıyor musun ? Hep böyleydi , bundan sonra da böyle olacak. Zaten sen geldiğinden beri tuhaf davranıyor , üstüne bir de bu çıktı. Kerem'in etrafında dolanmayacaksın anladın mı ? '' Bu kız cidden Asude miydi ? Ne kadar safım , nasıl yanılmışım. Peki ya o ? Nasıl böyle güzel rol yapabiliyordu ? Boğazımdaki ellerini daha çok sıkarak '' Anladın mı dedim.'' dedi. Kafamı sallayıp onayladım. '' Aferin. Sana bir şans tanımıştım, belki biraz acımışta olabilirim. Her neyse, Kerem'e yanaşarak o şansı elinin tersiyle attın. Eski Asudeyi görmek istiyorsan Kerem'in etrafında dolaşmayacaksın Berrak. Bu sana ilk ve son uyarım olsun. '' deyip çekti elini. Boğazımdaki baskının kalkmasıyla öksürüğe boğuldum. Nefes aldıkça daha çok öksürüyordum. Asude makyajını tazelerken bende elimi yüzümü yıkayıp kendime geldim. Boynum yer yer kızarmıştı. Asude durumu farkedip beni kendine çevirdi. Makyaj çantasından çıkardığı fondöteni boynuma sürüp kızarıklıkları kapattı. '' Şimdi buradan çıkacağız ve hiç bir şey yaşanmamış gibi devam edeceksin. '' dedi.
Lavabonun kapısına ilerleyen Asudeyi takip ettim.
'' Kerem ? ''
'' Nerede kaldınız kızım millet sizi bekliyor.''
'' Kızları bilirsin.'' deyip güldü. İki dakika önce beni gırtlaklayan kız gitmiş yerine dünya iyisi sevimli bir kız gelmişti. Keremle göz göze geldiğimizde başımı eğip yanından geçtim. Kerem umurumda falan değildi , tek isteğim iletişim kurmayı öğrenip buradan ayrılmaktı. Kimseye zarar vermeden, huzursuz etmeden..
Nisa Hanım'ın yaptığı makyajı temizlemek yarım saatimi almıştı. Yüzümü tamamen arındırmak için neredeyse cildimi tırmalamak zorunda kalmıştım. Kız olmak gerçekten zormuş. Duş alıp üzerimi giyindim. Saat daha erkendi ve aklımda bin bir düşünce varken uyumam imkansızdı. Biraz hava almak düşüncelerimi dağıtmama yardım edebilirdi.
Hamdi Bey salonda Kerem ile konuşuyordu. Nisa Hanım gelene kadar yaptığı tribi sürdürüyor arada bir Kerem'e inceden laf sokmaya çalışıyordu. Merdivenlerden indiğimde Keremle göz göze geldik. Bir için kalbim sıkışsa da bozuntuya vermeyip bahçeye yöneldim.
'' Berrak gel kızım .'' İşte başlıyoruz. Nisa Hanım şimdi söylenmeye başlayacak yeterince karmaşık olan günümü mikser misali daha çok karıştıracaktı. Olacakları biliyor olsam da Hamdi Bey'e karşı gelmeyip yanına gittim.
'' Boğazına ne oldu senin.'' dedi telaşla. Refleks olarak elim boğazıma gitti. Nasıl da unutmuştum kızarıklıkları. Ani bir hareketle çenemi tutup başımı yukarı kaldırdı. Tüm gözler üzerimdeydi, Nisa Hanımın bile gözlerinde biran için endişe gördüm , ufacık bir an. Cidden o kadar mı kötüydü ?
'' Berrak nasıl oldu bu kim yaptı? Yürü bir doktora gidelim.'' Başımı iki yana sallayarak istemediğimi belirttim.
" Kerem bu olayla bir alakan yoktur değil mi? " dedi Hamdi Bey Kerem'e şüpheyle bakarken.
" He baba ben yaptım. Hediye aldım ya karşılığı olarakta boğazını sıktım psikopatım ben çünkü. Her taşın altında beni aramaya devam ettikçe o taşların altına girmeyi daha çok istiyorum baba ! "
'' Abartma Hamdi dikkat çekmek için yapmıştır, görünüşe göre de istediğini aldı baksana.'' Hamdi Bey sözleri üzerine Nisa Hanımla tartışmaya başlayınca daha fazla duramadım ve bahçeye yöneldim. Kerem de benim gibi bıkmış olacak ki oda masanın üzerindeki anahtarlarını alıp dışarı çıkmıştı.
Bahçeye çıkıp temiz havayı ciğerlerime doldurdum. Ne kasvetli bir gündü ama. Önce Nisa Hanım kısa bir süreliğine bana iyi davranmış , sonra Kerem kibar olabildiğini göstermiş daha sonra yine Kerem bana künye almış daha daha sonra melek görünümlü kız şeytan olup üzerime saldırmıştı. Konuşabilseydim bunlara hiç gerek kalmazdı. Nisa Hanım ve Kerem para avcısı olmadığımı , Asude de Kerem'in peşinde olmadığımı bilirdi. Böylece boğazımı sıkmaz ve bu kızarıklıklara neden olmazdı. Hamdi Bey de hala nedenini bilmediğim bir ilgiyle bana sahip çıkmazdı.
Bunun haricinde bugün yaşadığım herşeye bir bahane üretebiliyordu zihnim ama Kerem'in bana aldığı künye.. İşte ona bir açıklama yapamıyordum. Hayatım boyunca bu kadar pahallı bir hediye almamıştım , hatta hediye almamıştım. Üstelik hediyeyi alan çocuk iki üç gün öncesine kadar bana kan kusmuş , yüzüme bakmamıştı günlerce.
Ne kadar oturduğumu bilmiyorum soğuk havanın iyice tenime işlemesiyle çıktım derin düşüncelerimden. Sıcak bir duş ve huzurlu bir uyku ihtiyaç listemin tam da başını çekiyorlardı.
Saçlarımı kurutup son olarak bol güpürlü gece mavisi geceliğimi giydim. Kerem'in aldığı geceliklerin tamamı +18 içerikli olduğu için benim tarzımda çokta seçeneğim yoktu. Yine de o gün aldığı kırmızı geceliği çok beğenmiştim, onu kime aldığı konusu ise hala muallaktaydı. Benim sevgilim bana böyle birşey alıp getirse muhtemelen önce dipten uca utanır, sonra da tokat atıp terk ederdim. Gerçi sevgilisine aldığı da net bir bilgi değildi, ama başka seçenekte aklımın ucuna gelmiyordu. Acaba sevgili var mıydı ? Pek var gibi görünmüyordu. Kim Kerem'in şımarıklıklarına katlanır ki ? Gerçi her kör satıcının bir kör satıcısı olur ya. Bu arada neden sürekli Kerem ve hayatı konu başlıklarını düşünüp duruyordum ki. Şuan da pikemi boğazıma kadar çekmiş uyuyor olmalıydım değil mi ? Kerem'i düşünüyor değil. Bu arada yine mi Kerem dedim ben ??
Kapımın çalınmasıyla gözlerimi araladım. Duvarda ki saat üç buçuğu gösteriyordu. Herkes uyuyor olmalıydı bu saatte. Birine bir şey mi olmuştu. Korkuyla yataktan kalkıp kapıya koştum.
Kapıyı açmamla beraber Kerem yere yığıldı. Eğilip kalkması için yardım etmeye çalıştım. Kolumdan tutup itince bende yere düştüm. Emekleyerek üzerime doğru gelmeye başladı. O korkuyla ayağa kalkıp açık kalan kapıya doğru koştum. Ve Kerem'in kollarıma yapışan elleri bana engel oldu. Tekrar yere düştüğümde üzerime çıktı. Kollarımı iki yana açıp adeta yerle bütünleştirdi. Kalbim korku ve acıyla göğüs kafesimi zorluyordu. Tüm ağırlığı üzerimde olduğu için çırpınamıyordum bile.
"Berrak çok güzelsin." deyip başını saçlarıma gömdü. Derin nefesler alıp veriyordu , saçlarımı koklar gibi. Tekrar başını kaldırıp yüzümle aynı hizaya getirdi. Yüzlerimiz o kadar yakındı ki içtiği içkilerin kokusu ayrı ayrı çarpıyordu yüzüme.
" Dudakların çok güzel ve gözlerin ve saçların. " Bir yandan da söylediği uzuvlarımda gezdiriyordu elini. Gözyaşlarım akmaya hazırdı artık.
" Ve bacakların. " deyip bacaklarıma getirdi elini. Geceliğimi sıyırıp elinin değmediği yer kalmasın istercesine yavaş yavaş ve acıtarak sıkıyordu. Gözyaşlarım bu sefer akmıştı işte. Daha bir kaç hafta öncesinde beni tecavüzden kurtaran adam şimdi kendi dokunuyordu tenime.
O an konuşabilmeyi diledim. Bir pislik olduğunu yüzüne haykırabilmeyi ve " Yapma" diyebilmeyi....
Selam okurcanlarr...
Öncelikle bayramınızı kutlar hayırlara vesile olmasını dilerim. Bölüm gecikti çünkü şehir dışındayım ve aynı sebeple de kısa. Bayram hediyesi olsun istedim ve her zorluğu aşarak telefondan yazdım. Sanırım bu ilk ve son olacak :) Her neyse keyifli okumalar. Bol voteli bol yorumlu bölüm olsun :)