İTİRAF

174 27 3
                                    

Ahhh ne karmaşık bir durum ama. 3+2 kişilik bir ailede nasıl bu kadar problem olabiliyor ki ?

1) Bilinmedik bir sebepten dolayı Nisa Hanım bana kötü davranıyor. 2) Yine bilinmedik bir sebepten dolayı Hamdi Bey bana fazla iyi davranıyor. 3) Bilmek istemediğim bir nedenden dolayı Kerem bana saldırıyor. 4) Tuhaflıklar yetmezmiş gibi bunlara birde Hazal ve düşük çenesi katılıyor. 5) Hazal Kerem ve Sedayı ispiyonluyor. 6) Hamdi Beyin baskısından dolayı Kerem Seda ile evlenmek zorunda kalıyor. 7) Sedanın ailesi üşütük!!

Sedayı ''sözde'' istedikten bu yana tam bir hafta geçmişti. Kimse bu konuda konuşmasa bile evin içinde ki gerilim hat safhada devam ediyordu. Birinin bu rezilliği duyacak korkusundan Hamdi Beyin ödü kopuyordu. Biran önce şu işin tatlıya bağlanıp elalemin dilinde düşmeden kurtulmak istiyordu. Ona hak veriyordum. Türk toplumunun değer yargılarını önemsiyordu ve ailesininde önemsemesini istiyordu. Ne var ki Hazalın da dediği gibi devir değişmişti. Ve lise çağında birinin evlenmesi eskiye nazaran normal karşılanmıyordu.

Hamdi Beyin diretmesini anlıyordum, Nisa Hanımın da onun sözünden çıkmamasını anlıyordum ama Keremin tüm bu olanlara direnmiyor olmasını anlamıyordum. Yaptığını onaylamıyordum ve hak etmediğini düşünmüyordum ama sevmediği biriyle evlenmesini kabulleniyor olmasını cidden anlayamıyordum.

Saat sekizi bulduğunda aile bireyleri masada oturuyordu. Son olarak Hazal '' Good morning.'' diyerek masaya oturduğunda kadro tamamlanmıştı. Aradan geçen yirmi dakika sonrasın da tabaklarda en ufak bir değişiklik yoktu. Ölüm orucu misali kimse yemek yemiyor tabaklarındakilerle oynuyordu.

Boş boş bakan gözlerin ardında ki derin düşünceleri görebiliyordum. Keremin her zaman canlı bakan mavi gözleri, ardındaki karanlığı özümseyip matlaşmıştı. Onu böyle tükenmiş görünce ufacık bir sızı geçti kalbimden, ufacık. Tüm yaptıklarına rağmen ben bir insandım ve vicdanıma mukayet olamıyordum. Elimde olmadan ona acıyor, bu durumdan kurtulmasını temenni ediyordum. Tabii ben böyle düşündükçe aklıma Hamdi Beyin gururu geliyor kendi içimde savaş veriyordum. Tüm düşüncelerim, hislerim arafta kalmıştı.

'' Bugün Sedatla görüşeceğim nişan işi için. Sizde kendi hazırlığınıza başlayın. ''

'' Ne o Hamdi damdan düşer gibi. Nişanı bi daha ki yaza yapalım en azından çocukların okulu bitmiş olur.''

'' Nisa bir iki haftaya nişan yapalım , bir ay sonra da düğün. Evlendikten sonra okullarına devam ederler. Yeter ki milletin diline düşmeden şu iş bitsin.''

'' Yangından mal mı kaçırıyoruz Hamdi ? Nasıl hazırlanacağız bu sürede bari kışa yapalım.''

'' Sen bulursun bir yolunu Nisa. Ayrıca zaman kazanmaya çalışman da boşa. Yirmi yıllık karımı tanımayacak değilim. Afiyet olsun.'' deyip kalktı.

Hamdi Beyin gidişinin ardından etraf tekrar bir sessizliğe gömüldü. Nisa Hanım akmaya çalışan göz yaşlarıyla cebelleşiyordu. Tek evladını böyle evlendirmek zoruna gidiyor olmalıydı. Son bir kez Kereme sinirle bakıp kalktı.

'' Kerem neden böyle kabulleniyorsun ? Neden hiç çaba göstermiyorsun, I don't understand you.'' dedi Hazal içimi okurmuşçasına.

'' Yapamam.''

'' Neden yapamıyorsun ?''

'' Kendimce sebeplerim var Hazal irdeleme. Üstelik hakettim bunu. Bakarsın evlenince uslu bir çocuk olurum ha ne dersin? '' deyip oldukça samimi olmayan bir gülüş attı.

Bu yaşta evlenmek , üstelik sevmediği biriyle evlenmek için kendince nedenleri vardı öyle mi ? Benim tanıdığım Kerem , hovarda, şımarık, hiç birşeyi takmayan bir çocuktu. Bu cevabıyla aklım daha çok karışmıştı. Herkesi tanıyabildiğimi sanan ben Asudeden sonra ikinci kez yanılıyor olabilir miydim?

LâLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin