Merhabalar okurcanlarım...
Gerçi verdiğim bu kadar aradan sonra okurcanım kaldımı bilemiyorum ya :) Hala buradaysanız ufak bir açıklamayı borç bilirim. Çoooook yoğun birkaç ay atlattım. Aslına bakarsanız halada çok yoğunum. Aralık ayında yazmaya başladığım bölümü vakit bulup anca bitirebildim. Saat sabahın 5'ini gösterdiğinde bölümü bitirmenin huzurunu yaşıyorum... :) Nisanda astsubaylık sınavım var ona hazırlanıyorum bir yandan da katipliğe hazırlanıyorum bir yandan kpss bir yandan ev taşıma bir yandan da kurs... İnanın nefes alabildiğime şükreder oldum. Yazmayı özlemişim ... Diliyorum ki bu kadar ara vermeden bölüm atacağım. Hala burda olan vefakarlar! Teşekkürler, keyifli okumalar :)
Zamanın su gibi akıp geçmesi.. Bazende suyun kapalı bir yerde sıkışıp kalması, akmaması. İşte şuan Kaleli şatosunu anlatan cümleler bunlardan ibaret.
Birbirini kovalayan akrep ile yelkovan aralık ayına sürüklemişti bizi. Değişen birşey var mı derseniz yok denecek kadar az. Hazal okula başladı, ben işaret dilini neredeyse söktüm, işaret dili bilenlerle az çok iletişim kurmaya başladım, ve son olarak 31 Aralık Kerem ile Sedanın düğün tarihi olarak alındı.
Hüzünlü bir telaş vardı artık evde. İstenmeyen düğünün istenmeyen hazırlıkları son iki haftaya girince hızlanmıştı. Nisa Hanım en ufak ayrıntıyla bile kendisi ilgileniyordu. Bu düğünü istemiyor olabilirdi ama ne olursa olsun bu onun tek evladının düğünüydü ve herşeyin kusursuz olmasını istiyordu. Hamdi Bey geçen zamana rağmen istifini hiç bozmamış olanları ilk duyduğu anda ki tepkisi biraz olsun yumuşamamıştı. Keremse tüm bu saçmalıkları cezası olarak kabullenmiş , boğun eğmişti kaderi sandığı yaşantıya. Ama unuttuğu birşey vardı , insanlar kendi kaderlerini yine kendileri yazardı. Bazende yakınlarından ufak ufak yardım alırlardı.
İşte bu yardım uğruna benden nefret eden Nisa Hanım ve Asude, Asudeden nefret eden Hazal, bir araya gelmiştik.Ortak amaç için kesişen kümeler ,Kerem için bir araya gelmiş bermuda şeytan dörtgeni gibiydik. Asude Kerem'in mutluluğu için dese de, biliyorduk ki en çok kendi mutluluğu için güzel bir plan kurmuştu. Tüm detaylarına kadar planı anlattığında ilk tepki beklediği gibi Nisa Hanımdan gelmişti.
'' Siz çıldırmışsınız, bunları duymamış olayım Asude. Böyle çirkin komploları aklına getireceğini tahmin bile edemezdim. Bu işe asla ve asla dahil olmam sizde sakın kalkışmayın.''
'' Please teyze , Kerem'in başına gelenler yüzünden suçluluk duyuyorum zaten onu kurtarmanın bir yolunu bulmuşken başlamadan pes edemem.''
'' Beni kırkımdan sonra dul mu edeceksiniz siz ! Hamdi duyarsa boşar beni sakın dedim size sakın.'' deyip hızla merdivenlere yöneldi. Nisa Hanımın verdiği tepkiden sonra biraz cesaretimiz kırılmıştı ama üçümüzde vazgeçmeye niyetli değildik.
Kerem bana bağırıp anlattıklarını unutmamamı söyledikten sonra, bir gece bile huzurla uyuyamamıştım ve onun kendini cezalandırmasına gönlüm razı olmamıştı. Bu yüzden elimden ne geliyorsa yapacaktım.
'' Evet Nisa annemden farklı bir tepki beklemiyordum. Şansımı denemiş oldum. Neyse başka böyle düşünen var mı ? Yoksa görev dağılımını yapıyorum.''
'' Asude one minute ( bir dakika ). Okey planın really perfect ( gerçekten mükemmel ) ama en ufak birşeyin ters gitmesi halinde yaşanacak facianın boyutunu tahmin ediyor musun ? ''
'' Tabiki farkındayım ama hayat her zaman tehlikelidir öyle değil mi ? Herşeyde biraz risk vardır. Detaylara takılma aksilik çıktığında bir çözüm buluruz. Kerem'i kurtarıyormuyuz , kurtarmıyormuyuz ? '' dedi kollarını göğsünün üzerinde sarıp kendini beğenmiş bir şekilde. Hazalın gözlerinde Asudeye karşı öfkesini net bir şekilde görebiliyordum fakat hissettiği suçluluk duygusu ellerini kollarını bağlıyordu.