2 gün sonra...
Geceden...
O gün bayilmamdan sonra doktor her gün eve gelerek bana vitamin iğnesi atti.Hadi ama benim gibi canım tatlı birine bu yapılmaz amaaa?!?!?!?
Okula devam ediyordum.
Ve okul beim için daha yeni başlamıştı.
Herşey şu anlık yolundaydi.
Siyah ile de fazlasıyla mutluyduk.
O yanımdayken kendimi güvende hissediyordum.
Biri bana değer veriyordu.
Ve ben ilk defa birine bu kadar çok başlamıştım.(güneş haric)
-Heyyyyy,gece.Hadi kalk ayağa.Bune yaaa.Acıktım ben.Yürü,kantine inelim.
Güneşin kolumu dürtmesi ve kulagimin dibinde ciyaklamasi ile kafamı gömdüğüm sıradan kaldırdım.
-Offf güneş.Ne var yani şurda rahatımı bozmasan.
-Hadi,ama.Herhalde evde dinlenemiyorsun?
Siyah çokmu yoruyor seni?
Dedi ve göz kırptı.
Hemen karın boşluğuna kolumun dirseği ile vurdum.
Oda acı dolu inledi.
Siyah yanımda yoktu.
Sabah beni okula bırakarak,çetesiyle holdinge gidecekmis.
O yüzden onlar holdinge gittiler.
Bende güneşle oturdum.
Söylene söylene ayağa kalktim.
Güneş hemen koluma girdi.
Her zaman böyle yapardı çünkü.
Söylene söylene kapıdan çıktım.
Kantine doğru yol almaya başladık.
O sirada karşıdan asya geliyordu.
Güneşe baktigimda asyaya öldürecek gibi baktığını gördüm.
Fakat asya nin umrumda bile değildi.
Bu daha çok sinir etmiş olmalı ki güneşi kolumu daha çok sıktı.
Acı ile inledim.
Yüzüme bakti.Endişe dolu sesle konusmaya basladi:
-Gece,iyi misin?
-Kolumu koparttin resmen,güneş.Senin bişey yapmana gerek yoktu.Isteseydin ben sana verirdim zaten.
-Pardon ya.Hiç dikkat etmedim sıktığımı.Özür dilerim.
Kolumu ovuşturarak güneşin suratına baktım.
Sıkıntılı gibiydi:
-Güneş,neyin var?
-Yok bişeyim.
Derken gözlerini kaçırdı.
Ve dudaginin üstünü kaşıdı.(Dudak ve burun arası yeri.
Güneş her zaman benden bişey saklasa,orasını kaşirdi.
Şuan emin olmuştum benden bişey sakladığına:
-Güneş,neyin var?Hani biz kardeştik.
Kardeşler birbirinden bişey saklamaz.
Anlat derdini,neyin var?
Dedigimde güneş suratima bakti.Ve gözleri doldu bir anda.Noluyoz amkk yaaa.
-Tamam.Anlatacağım.Ama önce kantine gidelim.Çok acıktım.
Dediginde kolumu olumlu anlaminda salladim.
Ve bu sefer ben onun koluna girerek kantine doğru ilerlemeye basladik.Kantinde Allah'tan sıra yoktu.
Ben masaya geçerken güneş giderek kendine cift Sucuklu tost ve ayran aldı.
Bende masaya oturdum.
Oda tost ve ayranini alarak yanına geldi.
Suratina bakmaya basladim.
O ise tostundan bir ısırık aldı.
Ayranindan da bir yudum.
Ve bana bakti.
O an tek kaşımı kaldırarak bakmaya basladim.
Bu onun dilinde"dökül bakalim"bakışı ve hareketi imiş.Her zaman bana öyle derdi.
Tostunu ve ayranini masaya bırakarak konusmaya basladi:
-Pars.Gecen gün karşılaştık.Halimi hatrimi sordu.Sorna seni sordu.Nasıl yetimhaneden çıktığımızı sordu falan filan.
Sonra telefon numaralarimizi aldık.
Kesinlikle arayacağını söyledi.
Tam gidecekken yanında bir kız belirdi.
Adı Elmas imiş.
Sarışın,mavi gözlü ve cok güzel bir kız.
Kız parsa"sevgilim.Bu kızda kim?Aynı paçoz gibi.Bırak şu kızı da gel yanıma.Marketten aldiklarimizi arabaya yerleştirelim.Sonra ve elini yatak odası."
Dedi bana küçümser bakışlarını atarken.Bu beni çok sinirlendirdi.
-Size iyi günler.
Diyerek hızla yanlarından ayrıldım.
Pars arkamdan seslendi ama hiç tinlamadim.
Biliyorsun beni.Ben parsı çok seviyorum.
Yanındaki kız da sevgilisimis galiba.
Kız öyle dedi.
-Peki Pars ne dedi?
-Hiçbir şey.Buda beni deli ettiya zaten.Hiçbir şey demedi.Kız o kadar laf söyledi,o hiçbir şey demedi.
Derken gözyaşları akmaya başlamıştı.
Onu böyle görünce çok üzüldüm.
Hemen ona sımsıkı sarıldım.
Pars bizim yetimhaneden arkadaşımızdı.Ve güneş onu çok severdi.Ama uzun süredir görüşmüyorduk.
Hatta o yetimhaneden ayrılınca hiç görüşmedik.
Yaklaşık 4 sene önce.
4 sene oldu,ama güneşin aşkı hiç bitmedi ona karşı.
Güneşten ayrilarak yüzünü avuçlarımın arasına aldım.
Baş parmağım ile göz yaşlarını sildim.
-Ağlama bebeğim.Bak dayanamıyorum.Sen ağladıkça bende kötü oluyorum.Yapma böyle.
-Ama gece o kız öyle söyleyince öyle çok gücendim ki.En çokta parsa.Hiçbir şey demedi.Onu çok seviyorum.
Ama bu beni çok kırdı.Hiçbir şey dememesi...
Diyerek tekrardan gözyaşları yanagindan akmaya basladi.Güneşten...
-Ama gece o kız öyle söyleyince öyle çok gücendim ki.En çokta parsa.Hiçbir şey demedi.Onu çok seviyorum.Ama bu beni çok kırdı.Hiçbir şey dememesi....
Diyerek gözyaşlarım tekrardan yanağımdan akmaya basladi.
Pars benim çocukluk sevgilimdi.
O sirada telefon çaldı.Arayan parsti.
Şoka girmiştim.Telefonu geceye uzattım:
-Al,aç.Banyoda de,tuvalette de,kantinde de,de bişeyler.Onunla konuşmak istemiyorum.
Dedigimde gece hemen tepki gösterdi:
-Saçmalama!Seni aradı.Benimle konuşmak isteseydi beni arardi.O yuzden telefonu aciyorsun!
Dedi ve telefonu bana geri uzatti.
"Başa gelen çekilir"Diyerek telefonu açtım:
-Alo,güneş.
-Efendim Pars.
-Ohhh,nasılsın?
-Iyiyim,sağol.Sen nasılsın
-Bende iyiyim.Ben sana şey soracaktım.
-....
-Şey.
-....
-Şey.
-Evet Pars.Ne soracaksın?
-Hımm,evinize misafir kabul ediyor musunuz?
Dediginde şoka girdim.
Gece bana devamli hopörleri açmam için işaret yapıyordu.
Bende hopörleri açtım:
-Güneş,orda mısın?
-Hımm,Şey.Ben anlamadım dediğini.Bida sorar misin?
-Evinize diyorum misafir kabul ediyor musunuz?
Gece başını olumlu anlaminda salladı.Ve ayriyetten de sevinmis gibiydi.
-Kabul ederiz.De,kim gelecek?
-Cinayet tayfa.
Dediginde çığlık atmamak için ağzımı Elimle kapattım.
Cinayet tayfa....
Bizim tayfaydi...
Ben,gece,pars,mete ve efe...
Allahım.Şuan rüyaysa hiç uyanmayayim....
-Peki,olur.Aksama bekliyoruz o zaman yemeğe.
-Yatıya da kalırız ama.
-Tabikide.Bırakmam zaten.
-O zaman cinayet tayfa her zaman yan yana diyelim.Aksam görüşürüz.Biz erkekler ile geliriz.
-Peki olur.
-Görüşürüz o zaman akşam.
-Görüşürüz.
Diyerek telefonu kapattım.
Allah'ım...
Yıllar sonra cinayet tayfa bir arada.
Biz her zaman yetimhanede hep birlikteydik.
Ben,Gece,Pars,Mete ve Efe.
Grup olmuştuk artık.
Yetimhanede veya dışarıda da fazlasıyla popülerdik.
Suskun biri değildik.
Bize bulaşanlari bulaştıklarına pişman ederdik.
Bu yüzden de adımız"Cinayet Tayfa"olmuştu.
Öyle taninirdik.Geceden....
Cinayet tayfa.....
Ben,güneş,pars,mete ve efe.
Yıllar önce böyle tanınırdık.
"Cinayet Tayfa"dediğinde bizi gösterirdi herkes.
Ve şimdi cinayet tayfa gene bir aradaydi.
Güneşe baktım.O hen şaşkın,hem de mutluydu:
-Güneş,çok özledim cinayet tayfayi ya.
-Bende özledim.Aksam hep birlikteyiz.
-Evet.Çok mutluyum.
-Bende çok mutluyum gerçekten.
-O zaman okul çıkışı alışveriş yapalım ev için.Aksam yemeği için cinayet tayfanin en sevdiği olan yemeği yapalım.
-Hatta alalım.
-Cinayet tayfanin en sevdiği yiyecek ne?
Ikimize de aynı anda:
-Çiğ köfteeeeeee.
Diye bagirdik.Kantindeki birkaç göz bize donse de umtumuzda değildi.C.T.KURAL-14
-Kim sana bakarsa baksın kimseyi tınlama.Bak dalgana.Ellerimi sevinçle çırptım:
-O zaman bende gece sizde kalıyorum.
Kalabilir miyim?
Dedim en masum bakışlarımı güneşe atarak.
-Salak misin kizim?İnsan kendi evine girerken izin mi ister?
Dedi.Ikimiz de çok mutluyduk.
Ama bu mutluluk kısa sürdü.
Arkamizdan gelen sesle başımdan asağa kaynar sular döküldü:
-Benden ne zaman izin aldın Gece Sönmez?
Bu ses tabikide siyahtandı...Selammm.InşAlah yen bölümü beğenirsiniz.
Sizi seviyorum♡♡♡♡
Kalın sağlıcaklı ♡♡♡♡VETOLARINIZI LÜTFEN HİKAYEDEN EKSİK ETMEYİNİZZZ♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN
ChickLitSeni seviyorum demek; Kırdım lütfen affet,demek. Bana sarıl ve bırakma,demek. Seni özledim yanıma gel,demek. Yaramı sar,gözyaşlarımı sil,demek. Saçlarımı okşa,yanımda uyu,demek. Ben boş sayfayım,sen yaz,demek. Yalnız benim aşkım ol,demek. Ben masalı...