Siyahtan...
Gece ile kavgamizdan sonra ne yapacağımı sapittim.
Resmen benim adamlığını eleştirmişti.
İşte şimdi gece benim için bitmişti.
Holdingte herkez yine başıyla selam vermeye başlamıştı.
Bense hiçbirine bişey yapmadan,düz istikamet odaya yönelmiştim.
Asansörün önüne geldik.
Asansör 4.kattaydi . O yüzden beklememiz lazımdı.
Bizde beklemeye basladik.
O sirada yanıma biri geldi.
Elini uzatti:
-Merhaba.Ben Ali Ağaoğlu.Yardımcınız dilara'nin yardımcısıyım.
Dedi.
Çocuğa baktım.
Hiç görmemiştim.
Eline baktım.
Bakışlarım bi elinde,bir gözünde değişti.
Ama sonuç olarak eli havada kalmıştı.
Çeteden kıkırtılar geldi.
Ama arkami döndüğümde herkezin kıkırtısı kesilmişti.Iki dakka ciddi olun amk sadece iki dakka...
Asansör geldiğinde ilk biz girdik içeri.
Biz girince zaten asansör tıka basa dolmuştu.
Ama alide girdi.Bu çocukla işimiz var ya...
Asansör haraket etmeye başladı.
Asansörle birlikte alide konusmaya basladi:
-Holdinge tekrardan hoşgeldiniz.
Benimde sizinle aynı katta Odam var.
Eğer dilara'ya ulaşamazsınız istediğiniz zaman bana çağrı atabilir siniz.
Hiç sorun değil.
Her zaman koşa koşa gelirim.
Ve istediğiniz herseyi çekinmeden söyleyebilirsiniz.
Hiç sorun değil.
Sizin isteğiniz benim için emirdir.
Ve seve seve yaparım.
Dediginde en sert bakışlarım ile ona döndüm.
-Ne istersem yapar misin?
Gülümseyerek cevap verdi:
-Tabikidee.
-Tamam.O zaman senden istediğim bişey var.
-Tabikide söyleyin..
-Benim bu aralar isim çok var,benim yerime kendi dilini keser misin?
Diye sordum gayet ciddi bir tonda.
Ali ise renkten renge girmeye başlamıştı.
Çetenin de kıkırtıları...
Çeteye döndüğümde anında kıkırtılarını kesti.
Ali ise hala gökkuşağı gibi renkten renge girmekle meşguldü.
Asansör durdu.
Ben önde çete arkada odama doğru ilerliyorduk.
Ali ise asansörden bizle bir indi ama biz düz ilerlerken o bir odaya girdi.
Büyük ihtimalle girdiği oda kendi odasıydi.
Odama yaklaştığımda dilara odadan çıkıyordu.
Elinde bir dosya vardı.
Ve gözlerini dosyadan ayırmadan bize doğru gelmeye başladı.
Bir ara gözlerini kaldırdı.
Ve bizi gördü.
ElindekI dosyayı kapatarak bize gülümsemeye basladi.
-Merhaba siyah.Hosgeldin.Sizde hoşgeldiniz beyler.
-Elindeki ne dilara?
-Dosyaaa.
Ona"ciddi misin?"bakışı attım.
-Ne dosyası?
-Yarın bir toplantı var.Ama birkaç kişi dosyayı yarım yapmış.O yuzden onu tamamlayacağım.
-Nasıl yani?Bir dosya bana "tam" sıfatıyla geliyor,ama dosya yarım.
Doğru mu anlamışım?
-Siyah ama...
-Dilara.Doğru mu anlamışım?
Dedik sert sesimle.
Başını öne eğdi:
-Evet efendim.
-Bu ne cürret!Nasıl dikkat etmezsin sen?
-Efendim,ben 1 haftalik izindeydim.
Bu işlerle ali ilgilenecekti.Ama oda yarım yapmış.Bugün basladim işe.Ve gelir gelmez dosyayı kontrol ettim.Yarım olduğunu görünce de hemen aldım.Düzeltecektim...
Özür dilerim efendim.
-Ali,o kim?
-Yardımcım.
-Onu biliyorum.Tanıştık.Tanıttı kendini.Nasıl biri?
-Iyi birine benziyor.
-Peki,tamam.Bu seferlik böyle olsun.Ama bir daha bişey olursa,senden bilirim ona göre.
-Peki,efendim.
Konuşmamız bu kadardi.Ben direk dilara'nin yanından geçerek odaya gittim.
Çetede arkamdaydi.
Odaya girdim.
İçimde anlayamadığım bir huzursuzluk vardı.
Kendimi koltuğa attım.
Diğerleri de koltuğa...
Başımı ovmaya basladim.Hadi ama neden içim bu kadar huzursuz?!?!?!?!??!!?
Zırto konusmaya basladi:
-Abi,yalnız bu"ali"denen şahıs çok komik biri.
-Aynen ha.
Dedi barış.
-Bencede.Ama biraz saf.
Dedi bora.
-Katılıyorum.Saf biri.
Dedi savaş.
-Ama iyi birine benziyor.
Dedi berke.
-Bencede.Öyle gözüküyor.
Dedi savaş.
-Dilara işini bilir.
Dedi bora.
Zırto koltukta ayağa zıplayarak kalktı.
-Hadi,şu çocuğa bir oyun oynayalım.
-Ne oyunu lan.Çocuk musun?
Dedi berke.
-Ya hadii.Altı üstü bir oyun.Ne olabilir ki en fazla?
-Lan dalga geçmeyin çocukla.
Dedi barış.
-Ya hadii.Söz hiçbir şey olmayacak.
Herkezin gözü bana dönmüştü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN
ChickLitSeni seviyorum demek; Kırdım lütfen affet,demek. Bana sarıl ve bırakma,demek. Seni özledim yanıma gel,demek. Yaramı sar,gözyaşlarımı sil,demek. Saçlarımı okşa,yanımda uyu,demek. Ben boş sayfayım,sen yaz,demek. Yalnız benim aşkım ol,demek. Ben masalı...