(Sevenin varlığı ya sevilenle veya sevilendendir. Keza yokluğu da sevgilide olacaktır.)
------------------------
Neye uğradığımı şaşırmıştım.Aslına bakılırsa çok korkuyordum. Eski hayatıma dönmek istemiyordum. Ve en önemlisi...
Tunaya üzülüyordum. Eskiden onun bir abisi gibiydim. Dalga geçmek amacıyla hep abi derdi bana. Erkeksi tavırlarım, onu hep güldürür, dalga geçtirirdi. O zamanlar, hayatımın anlamı olabilirdi. Ama bencilleşmiştim. Sırf onu mutlu etmek için , hayatımı rezil edemez, bir daha dönemezdim.
'' Arya?''
Mert bana şefkatle bakarken, zorla gülümsedim. En azından , Barlas'a verdiğim sözü yerine getirebilirdim. Birde eve gidince, Barlas'tan özür dilemem gerekecekti. Biraz düşünmüştüm de, Mert'in büyüsüne kapılmamak imkansızdı. Bende bu büyüye kapılmış, kendimden geçmiştim. Barlas beni ayıktırmak istemişti ama ağır bir dille belirtmişti. Benim yaptığım ise büyük bir fiyaskoydu. Hapishaneye göndermeden evinde hizmetçi olarak almıştı, ama tek bir iş yapmamıştım. Şirketinde sekreter olarak çalıştırmış, annesi babasına nişanlım diye tanıtmıştı.
Sırf beni düşündüğü için, şuan paramparçaydı...
Belkide..
'' Arya? İyimisin?''
Mert tekrardan çağırdığında sirkelendim.
'' Bu akşam yemeği için gerçekten çok teşekkür ederim. Ama kendimi iyi hissetmiyorum. Beni tekrardan cafenin önüne bırakabilirmisin?''
Mert gülümseyip hesabı istedi. Hesap gelene kadar, bardağımdaki,son yudumu içtim. Kırmızı şarap boğazımdan hızla geçerken , boğazımın her zerresine kadar yandığını hissedebiliyordum.
Yalnız bir sorun daha vardı.
Boğazımın yanması gibi, yüreğimde yanıyordu. Bunun nedeni Barlas'ı kırmamdı. O da beni kırmış olabilir di ama-
'' Hadi gidelim''
Ama ben onu daha fazla kırmıştım.
Mert elini sağ omzuma koyduğu zaman kendimi çektim. İlk başta şaşırsada - yüz ifadesinden anladım- kendi ifadesizliğine dönmeyi başardı.
15 dakikanın ardından bu çile bitmişti. Beni tekrardan cafeye bıraktı.
'' Bu akşam için teşekkür ederim.''
''Asıl ben teşekkür ederim Arya, yarın görüşmek üzere''
Ben arabadan indikten hemen sonra, arabanın çalışma sesini duydum. Ve uzaklaşma sesi ardından koşarak gelmişti.
Cafenin önünde, yerde oturdum. Bugün olanlar, benim bünyemi bile yıkmayı başarmıştı.
Barlası sonuna kadar kaybetmiş olabilirdim.
Beynimde bir çok düşünce geçmişti. Ural beni bulmuştu. Tuna ağlamıştı. Ve ben tek bir tepki göstermemiştim Tuna'ya. Ural'ın söylediği söz zoruma gitmemişti, ama o söz Barlas'ın söylediği söze o kadar benziyordu ki...
Korna sesi geldiğinde, Barlas'ın arabası geldi sanmıştım ama taksiydi.
Taksi kornayı çalmaya devam ettiğinde, telefonuma gelen mesaj sesiyle yerimden sıçradım.
KİMDEN:BARLAS
-Taksi yolladım, evin adresini biliyorsun.
Taksi şoförü tekrardan kornaya basınca içimden bir küfür savurdum. Barlas eğer kendisi gelmek yerine, bana taksi yollamışsa, herhangi bir sorun yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUHTAÇ
Teen Fiction'' Yüreğim, senin için atarken, senden nasıl vazgeçebilirim ?'' Sustum. ''Sana diyorum?!'' Gözümden acılarla harmanlanmış bir damla yaş düşerken, gözlerimi gözleriyle buluşturdum. '' Peki, ben sana muhtaç olduğum halde, gitmek zorundaysam?''