9. Bölüm

85 11 7
                                    

~BUSE'NİN AĞZINDAN~
Eve gelirken aldığımız karar doğrultusunda Alya Güney ve Berk bizim eve gelecek, oyun ve film gecesi yapacaktık. Yol boyu alya bana nefret dolu bakışlar savurdu. Gerçekler ağırına gitmişti sanırım.
Eve geldiğimizde evde cips meyve suyu filan yoktu ve ben hava almak amacıyla gönüllü oldum. Sitenin bakkalına doğru yürümeye başladım. Cipsleri ve meyve sularını alıp yürümemi sürdürdüm. Tam havuzun yanından geçerken tanıdık bi silüet belirdi.
Alyaydı ve anlam veremediğim bir hızlılıkla beni suya ittirdi. Suyun soğukluğu bedenime çarparken yüzme bilmediğim için batmaya başladım. Su iki metreydi ve ben bir yetmiş olduğum için ayaklarım suya değmiyordu. Suyun soğukluğundan mı nefessizliktenmi anlayamadım ama çok pis bi şekilde vücudum uyuşmuştu. Yaklaşık bir dakikadır nefessiz sudaydım ve tek düşündüğüm şey ölmek istemediğimdi.
Ölmeden önce yapmak istediğim şeyleri sayarken güneye sarılmak aklımda istemsizce belirivermişti. Ama saçmaladığımı düşünüp düşüncelerimin ağzına tıpa taktım ve isteklerimi saymaya devam ettim. Hıçkıra hıçkıra ağlamak ve içimde biriktirdiğim herşeyi gözyaşlarımla göndermek de istediğim bir şeydi. Düşünmeye devam etmek istedim ama iki dakikaya yakın bir süredir suyun altında olduğum için nefessizlikten ciğerlerim zonklmaya başladı. Düşüncelerimi bıçak gibi kesen bu sancı ölümün soğuk habercisiydi sanki. Ağzımı açıp içimde kalan bütün havayı suya bıraktım ve baloncuklar halinde suyun yüzüne çıkışlarını izledim tam o esnada Güney'in ismimi haykırdığını duydum. Suya atlama sesi de beraberinde gelmişti ve yaklaşık yirmi saniye sonra iki tane sert el büyük bi hızla belimi kavrayıp beni yukarıya çekti. Suyun dışına çıktığım an öksürmeye başladım. Ve soğuk hava ıslak bedenime tokat gibi çarptığı için titremeye başlamıştım. Güney havuzun kenarına beni oturtup yanıma çömeldi ve "Geçti kıvırcık, bak ben yanındayım ve ben yanında olduğum süre boyunca sana kimse zarar veremeyecek tamam mı korkma."dedi.
Titreyen cılız bedenimi görüp üşüdüğümü anladı. Beni kendine çekip bedenlerimizi birbirine bastırdı. Bana sarılıyordu ve bu benim kalp atışlarımı mânasızca hızlandırdı. Ama yaşadığım şeylerin ağırlığını artık içime atmak istemeyerek hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Güneye kendimi bu kadar açmam benimde şaşırdığım birşeydi ama daha fazla güçlü taklidi yapamayacaktım.
Saçlarıma dudaklarını bastırarak;
"Ağla dök içini utanma benden, ağla" dedi ve dediği gibi oldu hıçkırıklarım artmaya başladı.
Güney keskin bir sesle "Birisi mi ittirdi sen mi düştün?" dedi.
Ben de " Boşver" diye geçiştirdim ama verdiğim yanıtı kabul etmeyip sorusunu yineledi.
Ben de " Yapan kişiyi doğduğuna pişman edicem Güney sadece o kadarını bil" dedim.
Ama bu da yetmemiş olacak ki "Hangi hayvan yaptı söyle yoksa ben bulurum biliyorsun ki bu site berk in babasının yani kameraları izleyip bulabilirim" dedi.
Haklıydı bulurdu, o Güney Gündüz dü ne de olsa. Ben de "Senin gereksiz sevgilin yaptı. Oldu mu rahatladın mı öğrenince?" dedim. Hala aynı pozisyondaydık ve arada bi saçlarımla oynuyordu. Bir erkeğe ya da sadece Güneye sarılmanın sakinleştirici etki yaratması beni şaşırtmıştı doğrusu. Güney" Ayrılıcam o manyaktan, kafayı yemiş. Sen merak etme bir daha yanına gelemeyecek" dedi net sesiyle.
Ama ben "Güney sakın" dedim adeta bir olmuş bedenlerimizi ayırırken. Gözlerine baktım ve "Ayrılırsak intihar ederim dedi ben bir kızın ölüm sebebi olmayı kaldıramam" dedim.
Güneyin şaşırdığı bakışlarından belli oluyordu. Ama dediğimin doğru olduğunu anlayınca beni kendine çekip suskunluğunu sürdürdü.

Eve çıktığımızda Alya gitmişti. Ben kuru kıyafetler giyip salona gittiğimde Güneyin de üzerini değiştiğini gördüm, muhtemelen evleri sitede olduğu için kolaylıkla gidip değiştirmiştir üzerini diye düşündüm. Sıla ve Berk'e suya düştük dedik ve olayı büyütmedik. Biraz oturduktan sonra Berkten doğrulukmu cesaretlilikmi oynayalım teklifi geldi. Pek istemesemde çoğunluğa uyup onayladım ve oyuna başladık. Şişeyi çeviren kişi Güney'di ve Sıla cesaret dedi.
Güney de" Bu ortamda ya beni ya da berki öpüceksin. Tercihini yap bakalım" dedi. Sıla tahminlerime uygun bir tercih yapıp berkin yanağına dudaklarını bastırdı, Sıla çevirdi ve bana geldi doğruluk dedim ve cesareti sonraya sakladım. "Sence güney yakışıklı mı?" Dedi beklemediğim bi soru sorarak. İçimden çoooook yakışıklı be desem de dışımdan söylemeye cesaret edemiyordum. Ama cesur davranarak"Yakışıklı bence" dedim. Ama berk araya girerek " neresi yakışıklı bunun ya" dedi gülümseyerek. Ben kendimden beklemediğim bir şekilde"Saçları, gözleri ,dudakları , kokusu filan kusursuz bence" dedim. Sonra panikledim ve toparlamaya çalışarak"Yani şey demek istedim bu saçlarını dik dik yapan neon eşortman giyip kızlara laf atanlardan bi tık daha iyi demek istedim" diye zırvaladım. Ne bi tıkı br bin tık daha yakışıklı diyen içimdeki buseye kızıp ,susturdum. Güney gözlerime bakarak "Busenin de kokusu, saçları, gülüşü ve gülünce çıkan gamzeleri kusursuz bence" dedi. Dudaklarım kıvrıldı ve oynamayı sürdürdük.

Birkaç kişi daha birbirine sordu ama dinleyemedim. Nedeni ise hem çok ağrıyan başım hem de güneyin ettiği sözler olmuştu. Ona yavaşça kendimi kaptırıyordum ve bu hiç hoşuma gitmiyordu. Son olarak Berk Güney'e "Benden sonra en değer verdiğin arkadaşın kim?"diye sordu. Güney büyük bir netlikle "Okyanus" demişti. Okyanusu tanıyıp tanımadığımı düşünerek ellerimi karnımın üzerinde birbirine doladım. Oyun bittiğinde başımın ağrısına daha fazla dayanamayarak"Arkadaşlar kusura bakmazsanız ben yatsam, başım çok ağrıyor da" dedim. Beni onayladıkları için rahatça yatağıma girdim ve örtüyü üzerime çekip yapmayı en şeyi yapmaya başladım; uyumaya.
Uykumda rahatsız edici birşey hissedince gözlerimi açtım. Tahmin ettiğim gibi biri bana bakıyordu ama sıla değildi o yüzden rüya olduğunu düşünüp gözlerimi ovuşturdum. Daha dikkatli bakınca bana bakan kişinin güney olduğunu gördüm.
"Napıyorsun ya sen burda" dedim merakını gizleyemediğim sesimle. O ise istifini bozmayıp "Seni izliyorum, uyurken harika görünüyorsun" dedi.

EVE GELMEDEN SILA'NIN AĞZINDAN;
Buz pateni eğlencemiz bitmiş, içeceklerimizi içmiş ve yola koyulmuştuk. Alya, Berk ve Güney de bize gelicekti. Bizde evde bi eğlence düzenliyecektik.
Eve girmiştik ama yiyecek içecekler eksikti. Buse gönüllü olup dışarı çıkıp almak istedi. Kabul edip onu markete gönderdik.
Bizde salon sıcak diye balkona oturmaya karar vermiştik. Alya aceleyle;
"Arkadaşlar ben Buse'ye istediğim bir yiyeceği söylemeyi unutmuşum. Hemem arkasından gidip söyleyip geleyim." dedi ve evden hızla uzaklaştı. Güney havuzu görücek şekilde sandalyesine oturmuştu. Ancak Berkle bizim havuza arkamız dönüktü. Güney birden telaşla;
"Havuza biri düştü. Etrafı çok karanlık olduğu için kim olduğu göremedim. Ona yetişmem lazım arkadaşlar. Hemen geliyorum." diye havuza koşturdu. Ne olduğunu anlayamadan evden çıkıp gitmişti. Berkle baş başa kalmıştık. Ona dönüp;
"Berk gerçekten çok çok çok güzel gözlerin var. O yeşil gözlerle hiç mor tişört giyilir mi? Bir dahakine yeşil ya da turkuaz bi tişört istiyorum ona göre." diyip gülümsedim.

"Sen ne istersen yaparım." dedi ve elimi tuttu tam ağzını açmış konuşcakken kapı çaldı. Nedense hep bunlar bizim romantik anlarımıza denk geliyordu. Kalkıp kapıyı açtım. Buse ve güney gelmişti. Üstleri sırılsıklamdı.
"Ne oldu size?"
Buse"Sadece ayağımız kaydı ve havuza düştük." diye cevap verdi. Çok fazla üstüne gitmedim ve tamam diyip konuyu kapattım.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Berk "Doğruluk mu cesaret mi oynayalım mı?" dedi. Herkes onayladıktan sonra oyun başlamıştı.
İlk öncelikle şişe bana ve güneye gelmişti.
Güney onu ya da Berk'i öpmemi istemişti. Bende hislerime kulak verdim ve Berk'in yanağına öpücük kondurdum. Yanakları yanıyordu. Ben ona ne yapıyordum.
Güney'in ; "Hadi çevir." demesiyle kendime gelmiştim. Bir sonra ki çevirmede Buse ve bana geldi ve Buse'ye Güneyle ilgili bir soru sordum. -GÜNEY YAKIŞIKLI MI- tahminimce evet derdi. Ve öylede dedi. İçimden kahkahalar atıyordum. Acaba güneye açılabilcek miydi? Bu olaya el koymam lazımdı.
Şişeyi bir sonraki çevirmemizde Berk ve bana gelmişti. Berk;
"Hiç biriyle çıktın mı?" diye sordu.
Bende alayla karışık bir şekilde;
"Kimle çıkmadın desen daha doğru olurdu." dedim. Tabiki kimseyle çıkarken kötü bir amacım olmazdı. Ve sadece şunu söyleyebilirim. Hep çıktığım kişiler ben ayrılmadan önce davranıyorlardı. Yani benim bu durumda yapabileceğim bir şey yoktu. Verdiğim cevapla Berk'in yüzü hafif asılmıştı. Bunu güney'de anlamış olmalı ki;
"Hadi gençler canlanın biraz." dedi. Bizde bir kere daha çevirdik şişeyi. Bu sefer şişe Berk ve Güneye gelmişti. Berk güneye benden sonraki en iyi arkadaşın kim diye sorunca okyanus yanıtını verdi. Acaba okyanus kimdi yoksa bizim sınıfta ki çocuk muydu? Eğer oysa Güneyin bütün arkadaşları taş mı olurdu?
Çok merak etmiştim. Bunu öğrenmem lazımdı. Ben bunları düşünürken Buse uyumak istediğini söyledi ve odasına gitti. Bende çok yorgundum. Pijamalarımı giyip Berk'i uğurlamaya gittim. Güney; "Buseye bir şey söyleyip geliyorum." diyip odasına geçti. Bende yatağıma geçip mışıl mışıl uyudum.

MIKNATIS AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin