12. Bölüm

82 7 0
                                    

Öncelikle biraz geciktik. Bu hafta okulun ilk haftası olduğu için yoğunduk. Ama yeni bölümle karşınızdayız...

SILA'NIN AĞZINDAN
İki haftadır Berk'le konuşmuyordum.
Bu 14 gün boyunca bana her seslenmeye çalıştığında her bir hareket yaptığında onun yanından uzaklaşıyordum. Ama içimde kopan bir şeyler vardı. Kendimi çok kötü hissediyordum. Boşlukta gibiydim. Onunla konuşmak bana iyi geliyodu; ama artık iyi değildim. Yine her zamanki gibi mutsuzlukla okulun yolunu tuttum.
Tüm üzüntümle sırama geçip oturdum. Ecem'in gözleri gülerken benimkiler ağlıyordu. Artık dayanamazdım. Berk'e her şeyi anlatmalıydım. Tüm cesaretimi topladım ve ilk dersin bitmesini bekledim.

Ders bitmiş herkes kantine bir şeyler almak için gidiyorlardı. Sınıf biraz boşalmıştı. İki üç tanımadığım kişi, Berk, Ecem birde ben vardım. Ayağa kalktım ve Ecem'in önünden geçip Berk'in yanına gittim. Ecem -seni öldürürüm- bakışları atarken ben Berk'e bakıyordum. O da bana. Yanına gittiğimde;
"Konuşmamız lazım." dedim.

"Ne konuşmamız gerekiyor. Hem biz küs değil miydik?."

"Berk konuşamız lazım. Lütfen." diye ısrar ettikten sonra dayanamadı ve birlikte sınıftan çıktık.
Onu çantaların asıldığı alana götürdüm ve konuşmaya başladım.

"Ya bana kızdığını biliyorum. Haklısında. Hata yaptım. Ama ne olduğunu bilmen gerek."

"Anlat o zaman Sıla. Dayanamıyorum çünkü."

"Peki. Öncelikle çok üzgünüm. İnan ben de sana bu yaptığımdan sonra içim yandı. Kalbim atmıyor gibiydi. Ağrıyordu. Ama bunların hepsi Ecem cadısının işi. Beni tehdit etti. Eğer seninle konuşursam-"

"Evet tehdit ettim. Seni seviyodum çünkü Berk. Ama sen bunun farklında değildin. Kendi halindeydin. Bir şey yapmam lazımdı." diye Ecem sözümü kesti.

"Ama o seni sevmiyordu Ecem. Niye kabullenmedin?"

"Seviyordu. Seviyorda. Biliyorum." diye Berk'e yaklaştı.
Berk hiç bir şey söylemeden bizi dinliyordu. Ecem'in ona yaklaşmasıyla geri çekildi ve
"Evet doğru kalbim biri için atıyordu. Hala da atıyor. Kendimi onu düşünmeden edemiyorum. Sanki beni kara bir deliğin içinden çekip çıkardı. Ona söylemem gereken bir şey var. " diye bana döndü ve dudaklarımızı birbirine kavuşturdu. Kendimi alıkoyamıyordum. Onu öpüyordum. Zil çalıyordu ama hala dudakları üstümdeydi ve o çekmeden ben uzaklaşamazdım. Bunu istemiyordum.

Berk benden kısa süreyle ayrılıp;
"Bu arada Ecem Sıla'yı her neyle tehdit ettiysen aklından o tehditi çıkar derim. diyip öpmeye devam etti. Ecem küfrünü savurup yanımızdan uzaklaştı.

Berk'le ben de uzaklaşmıştık ve gözlerimin içine bakmaya başlamıştı. Bana ne yapmıştı. Onu seviyordum.
Gözlerimin en derinine bakarken ağzından şu sözler duyuldu;
"Seni seviyorum."

Buse'nin ağzından;
Yaklaşık iki haftadır yani Okyanus'la çıkmaya başladığımız günden beri Güney gözlerimin içine bakmıyordu. Garip ama bu bana en çok koyan şeydi. İki haftadır Okyanusun bana olan sevgisini kullanıyordum, ben benliğimi yitirmiş gibiydim. Normalde o kabalığımın içinde kimseyi kullanmayan iyi kalpli bir kız vardı ama artık o kızdan eser yoktu. Bu yaşadığım şeyleri izlediğim filmlerde yapanlara söven ben şuan yaptıklarımdan çok Güney'i umursuyordum. Kendime çok zor da olsa Güneye değer verdiğimi itiraf edebildim. Hayatımda ilk kez ailemden olmayan birine değer veriyordum ama o kişi gözlerime bakmıyordu bu benim kalbimi mânasızca sızlatıyordu.

Yarın Berk ve benim konserimiz vardı ama ben bugün okulu ekerek son provayı ekiyordum. Saate baktığımda provaya yarım saat kaldığını fark edip ani bir kararla okula doğru yürümeye başladım.

MIKNATIS AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin