10. Bölüm

86 11 6
                                    

~SILA'NIN AĞZINDAN~

Sabah olmuştu. Kıyafetlerimi üzerime geçirip odamın kapısını açmamla karşımda Güney'i görmem bir olmuştu.

Merakla; "Sen bu gece burda mı kaldın?" diye sordum.

"Evet. Buse ile bir şeyler konuşurken koltukta uyuyup kalmışım." dedi gülerek.

Bir süre sonra Buse de uyandı ve hep birlikte okula gittik.
Buse ve Güney sınıfa geçmişlerdi. Ben susadığım için sınıfa çıkmadan direk kantinin yolunu tuttum.

Kantine doğru yürürken birden önüme biri geçti ve aniden durdum.
Yolumu kesen Berk'ti. Gerçekten çok korkmuştum. Ama Berk olduğunu görünce içim rahatlamıştı.

"Selam." diyerek konuşmaya başladı.
"Selam Berk." dedim. "Uzun zamandır elinde kitap görmüyorum. Neler oluyor." diye ekledim alayla karışık bir şekilde.

"Seninle birlikteyken kitap okumak ne mümkün." diye cevap verdi.Gülümsedim.
Birden "Nedense gözüme çok ışık geldi." dedi.

Bense "Ya evet Güneş ışığıdır. Banada geldi şimdi. Bi gidip bi geliyor."

"Bence o senin ışığın Sıla. Bugün yine o kadar güzelsin ki gözlerim kamaşıyor." dedi.

"Teşekkür ederim Berk'ciğim. Sen de her zaman ki gibi çok yakışıklısın. Dediğim gibi Turkuaz giymişsin. Mükemmel." dedim.

"Geçen gün çok güzel bir kitaba başladım. Kısaca anlatıyım mı?" diye sordu.

"Neden olmasın." diye cevap verdim.

"Evet kitapta bir erkek var. Çok sosyal biri değil. İçine kapanık yani. Ama bir gün bir kızla tanışıyor. Çok güzel bir kızla. Bunlar arkadaş oluyorlar. Erkek kıza çok aşık oluyor. "

"Peki sonrasında ne oluyor?"

"Sonrasını okumadım. Ama ben eminim ki sonunda ikisi çok tatlı sevgili olucaklar."

"Umarım olurlar." dedim. Ama içime bazı soru işaretleri oturmuştu.

Berk'le kantine gelmiştik. Suyumu aldım ve sınıfa yürümeye başladık. Sınıfa yürürken Berk'e müzik öğretmeni seslendi ve

"Yanıma gel Berk. Yeni şarkılar var." dedi.
Berk "Tamam."diye bağırıp, bana dönerek;
"Gitmem gerek." dedi ve yanağıma hafif bir öpücük kondurup gitti.

Berk'in gitmesiyle Ecem'in yanımda belirmesi aynı anda olmuştu. Ama bu sefer cidden korkmuştum. Ecem kızgın bir şekilde;
"Berk'den uzak duracaksın. Bu okula geldiğinizden beri elimizden herkesi alıyorsunuz. Salak kız bıktım artık." dedi.

"Kiminle takılacağımı sana mı sorucam ben be. Kelimelerine dikkat et." dedim öfkeyle.

"Etmezsem ne olur?" diye çıkıştı.

"Öğrenmek istemezsin." diye cevap verdim.

"Ama sen şunu öğrenmek isteyebilirsin. Berk sadece benim. Benim dışımda kimse onunla beraber olamaz."

"Sen beynini olmucak hayallerle doldurma canım. Zaten küçük bi beynin var. Sonra o kadar hayalle patlar falan. Üzersin bizi." dedim.

Kızı öldürmek istiyordum. O kim oluyordu da Berk benim diye biliyordu?

Son söylediğim sözden sonra söyleyecek bir şey bulamadı ve yanımdan uzaklaşmaya başladı.
Tam beni yalnız bıraktığını düşünürken arkasını dönüp tekrar yanıma geldi ve

"İkizini riske atmak istemezsin dimi tatlım. Eğer Berk'in yanında olmaya devam edersen annen okulda olan bütün olayları duyar." dedi ve gitti.

Her ne kadar ona inanmak istemesemde korkmuştum. Acaba yapar mıydı? Bunu öğrenmek için Buse'yi riskede atamazdım. Berkle mi konuşsaydım acaba? Hayır o zaman işler daha çok karışırdı.

En iyisi bir süre dediğini yapmaktı. Ama bu oyunun sonunda kendi kazdığı kuyuya kendi düşücekti.

SABAH BUSENİN AĞZINDAN;
Dün gecenin ardından derin bir uyku çekebilmiştim ama Güneyin gece gelişinin rüya olup olmadığını kestirememiştim.

Bilincimin hafif hafif açılmaya başlamasıyla birlikte burnuma müftelası olduğum koku ilişti.

Gözlerimi açıp baktığımda başımın Güneyin boyun girintisinde olduğunu ve birbirimize sımsıkı sarıldığımızı gördüm. Güneyin efsane gözleri kapalıyken o kadar şapşik görünüyordu ki izlememek elde değildi. Yüzünü incelerken kokusu burnumla bütünleşmişti. Güney kıpırdanmaya başlayınca uyanıcağını anlayıp ne yapacağımı şaşırınca gözlerimi kapatıp uyuyormuş gibi yapmaya başladım.

Yaklaşık bir dakika sonra Güney
"Bi insan uyurken bu kadar güzel olabilirmi be" diye mırıldandı. Ama ben kendimi tutamayıp;
"Olabiliyormuş demekki" dedim.

İrkilmesinden anladığım kadarıyla uyuduğumu sandığı için ürkmüştü.
Bir dakika süren sessizliğin ardından "Iı şey ozaman okula geç kalmayalım ben bi yüzümü yıkıyım sende giyinirsin" dedi ve odamdan çıktı.

Okula gelmiştik ve ilk dersi de kazasız belasız atlatmıştık.
Teneffüs zilinin çalışı üzerine güney yanıma gelip"Bugün koro seçimleri var, katıl." dedi
"Emredersiniz Güney bey ama neden katılıyorum ben koroya" dedim alayla. Güney de"Çünkü ben katılmanı istiyorum, sen sormadan söyliyim katılmanı istiyorum çünkü sesin tapılası"dedi.
Bu kadar açık olması beni şaşırtmıştı açıkçası. Ben tam cevap verecekken bal rengi gözlü, saçları çok kısa olan ve fiziğinde hafif kas olan bir çocuk güneyin yanına gelip "Naber lan kuzeyin karşıtı?" dedi ve sırıttı.
Şuan farkediyordum ki derste sürekli dönüp dönüp bana bakan çocuk bu çocuktu.
Güneyle şamata yaparken bile bana bakması sinirlerimi oynatmış olacak ki;
"Ya bakmasana mal mal" dedim. O ise atarımın üzerine sadece tebessüm etti. Ardından Güney'e "Kardeşim bizi beş dakkalığına yalnız bırakır mısın?" dedi göz kırparak. Güney sınıftan çıktı ve Okyanus denen değişikle baş başa kaldık.
Okyanus hiç çekinmeden"Senden çok hoşlanıyorum benimle çıkar mısın?" dedi.
Şokla karışık "Ya bi defol git daha hiç konuşmadığın insana çıkma mı teklif edilir be. Güneyin arkadaşı olmasan şimdiye pataklamıştım seni." dedim ama sırıtarak;
"Teklifim hala geçerli bunu unutma" dedi ve sınıftan çıktı.

Dakikalardır sinir sinir kapıya bakıyordum ve bunu bölen şey Güney in içeri girip yanıma oturmasıydı. "Ne konuştunuz anlatsana." dedi.

Ama ona bayık bayık bakıp "Seni ilgilendiren birşey olsaydı sen burdayken konuşurduk, ayrıca sen sevgilinin yanına gitsene ya" dedim. Bana tanımlayamadığım bi şekilde bakıp;
"Sen bizi baya baya kıskanıyorsun,yani benden de hoşlanıyorsun." dedi.
"Onu nerden çıkardın bilmiyorum ama hayır öyle birşey yok. " dedim istifimi bozmayarak ama içimde hafif bi telaş olmadı desem yalan olurdu.
"Her konuşmamıza mutlaka Alyayı sıkıştırıyorsun ve bunu yaparken yüzün düşüyor." dedi özgüvenli bir biçimde.

"Benden hoşlanmadığını ispatlayamayacağın da bariz ortada zaten. " diyerek sürdürdü konuşmasını.
"Ben mi ispatlayamazmışım hahaha komik olma, iki gün içinde utana sıkıla haklıymışsın Buse öyle birşey yokmuş dedirtmezsem sana şerefsizim. O zaman da böyle artistlik taslayabilecekmisin bakalım. " dedim ama nasıl ispatlayacağım hakkında bi gram bile fikrim yoktu. Güney başını peki anlamında eğip sınıftan çıktı.

On dakikadır tek yaptığım şey nasıl ispatlayacağımı düşünmekti ama sonunda adice de olsa bir fikir bulmuştum. Yarın büyük gündü.

Saatime baktığımda koro seçimlerinin başlamış olduğunu anladım ve seçimlerin olduğu yere doğru yürümeye başladım içeri girdiğimde görevli elime şarkı sözlerini sıkıştırıp eliyle sahneyi gösterdi. Şarkıyı bildiğim için söylemekte sıkıntı çekmemiştim ve düşündüğüm kadarıyla detone olmamıştım.
Müzik hocası "Seçildin kızım. Berk Soyakla birlikte iki hafta içinde bir konser hazırlamanızı istiyorum,başarılar ve tebrikler."diyerek dışarı çıkmıştı.

Berkle çalışacağım için sevinmiştim, sonuçta tanıdığım sayılı kişilerden biriydi ve Güney gibi sinirlerimi alt üst etmiyordu.

MIKNATIS AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin