"Oha!" Zeynep in tiz sesi kulağıma ulaşırken yüzümü buruşturarak telefonu kulağımdan çektim ve gözlerimi ekrana çevirdiğimde Yankıyı yumruklayan Muratı gördüm. Ay Yankının ne suçu var ya? Tüm suç o Sibel olacak yellozun! Hemen gidip ayırmalıyız onları. Ay bir dakika! Neden Zeynep bu görevi üstlenmedi? Ya da Sibele dalma işini?
Zeynep telefonu tutan eli yana düşmüş bir şekilde hala Murat ve Yankıya bakıyordu. Ardından arkasını döndü ve koşarak odadan çıktı. Hadi canım!!! Bir ihtimal? Hayır ya, neden böyle oldu?? Ah be Zeynep, ah be Zeynep?
Mete hemen güvenlik odasından fırlarken göz ucuyla Savaşa baktım. Pis pis sırıtıyor bu be!
"Sırıtmasana ya! Abin orada dayak yiyor, sen sırıtıyorsun ayırmaya koşacağına. Hem sen... neden sırıtıyorsun ki?" Kapıya doğru dönerken tek gözünü kırptı.
"Sen bilirsin neden sırıttığımı." Ardından Mete ve Yankıya yardım için altı numaralı odaya fırladı.
***
Eve geldiğimde kahvemi hazırlayıp kendimi balkonuma attım ve de korkuluğa elinde kupasıyla yaslanmış Savaşı gördüm.
Bu komşuluk aslında iyi mi oldu ne? Eskisi gibi yalnız hissetmiyorum sank- Öff Berra! Dün bir bugün iki. Birkaç kere balkonda kahveni içerken sohbet ettiniz diye... Pıff! Ben de bugünlerde bir haller var da, hadi bakalım. Yakında çıkar kokusu...
"Ne içiyorsun?" Yavaşça başını benden tarafa çevirdi.
"Kahve. İster mis-" Elimdeki fincanı işaret ettim ve de onun gibi korkuluğa yürüdüm.
"Bugün olanlar için teşekkür ederim. Her ne kadar Zeynep biraz kötü etkilenmiş olsa da." Sırıtmasını bekledim. Çünkü zaten Yankı ve Muratı ayırdıktan birkaç dakika sonra Yankı lavaboya gidip Murat Sibelle kavga ederken bana dönmüş ve de Zeynepi alay konusu yaparak bir yığın şey söylemişti.
Pekala kabul ediyorum! Yankının yüzünün halini görünce yanlış bir karar verdiğimizin farkındaydım ama kim bu konu yüzünden böylesine bir suçluluk duygusuyla baş etmek zorunda kalacağımı düşünürdü. Hele ki kuzenime karşı? Nasıl bilebilirdim ki Zeynepin Yankıya karşı bir takım duygular beslediğini? Hiç de belli etmedi ya...
"Şey... bunu Yankıya söylemezsin değil mi? Yani-"
"Söylemem." Kaşlarımı çattım. Nasıl bu kadar kolay kestirip attı? Savaş bu Savaş? Olur iş değil. Kesin bir şey olmuş.
"Sorun ne?" Tek elimi aramızdaki iki korkuluktan ve de elli santimlik mesafeden Savaşa uzattım ve parmaklarımı koluna temas ettirdim. "Bir şey var belli. Bana söyleyebilirsin. Altındeğerle mi ilgili?" Derin bir nefes aldı.
"Savcılıktaki arkadaşımdan biraz önce bir telefon aldım. Şükrü Altındeğerin başvurusunu daha fazla uzatmayı düşünmüyorlar."
"Nasıl yani? Kızı öldü olarak mı kabul edecekler? Bu kadar kolay mı?" Başını salladı ve yavaşça başını kaldırıp gözlerimizi birleştirdi.
"O kız ortaya çıkmadığına göre evet."
"Ama kızın yaşadığını söyledin ve-"
"Ama benim bir planım var." Evet, tabi ki. Her zaman vardır. "Madem o kız kendi isteğiyle ortaya çıkmıyor... biz de onu zorla ortaya çıkarırız."
"Nasıl olacakmış o?" Dudakları yavaşça kıvrılırken merakla yüzüne bakıyordum.
"Kendi mirasçımızı kendimiz yaratırız. Berra?" Gözlerimi kırpıştırdım. "Bir süreliğine o kız olur musun?"
"Ne?" Bu şuana kadar aldığım en saçma teklif! Benden ona tanımadığım birini ayarlamamı istemesinden bile saçma, gerçekten.
"Şükrü Altındeğer kızının varlığını kabul edinceye kadar... o kız ol! Yardım et Berra. Sadece bir süreliğine... Toprak Altındeğer ol..."
Devam edecek...
Neee? Sezon finali mi dediğinizi duyar gibiyim.. Maalesef evet.
Komiteme gımıcık zaman kaldı ve de ben geçen sene her komitemden bir gece önce yaptığım gibi geç vakitlere kadar watpadde kitap okumak istemediğimden kendimi watpadden bir süre çekmeye karar verdim. (Yavv bu watpad nasıl birşey, resmen bağımlıklık yapıyor. İnsana ders mers çalıştırmıyor, kabul edin. :))
Sezon finali dedim çünkü ne zaman yeni bölüm yazarım da ne zaman atarım inanın bilmiyorum. (Gerçi bir aralar bölüm şu şu günleri gelcek dedim de hergün bölüm attım ya neyse. İşte watpade bağlılığımı buradan anlayın, on beş dakika da bir girip bildirim bakıyorum. Sabah yaptığım ilk iş bu, gece yatmadan önce de. Yemek uyumak gibi birşey oldu bende bu meret.)
Yeni bölüm gelinceye kadar kendinize iyi bakın gençler. ;) Sizi seviyore. Öpüldünüz. :-*****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTİSNA
General Fiction"Toprak!" At bir anda telaşlandığında tutunduğum yer ellerim arasından kaydı. *** "Hayır!" Nefes nefese başımı ellerim arasına aldım ve biraz olsun sakinleşmeye çalıştım. Yine aynı rüya! Ne zaman şirkette işler yolunda gitmese bu rüyayı görüyordum...