İstisna-7

12.2K 555 5
                                    

Merhabalar. Daha önce açıkladığım gibi yeni bölümümüz çarşamba ve eğer hazır olursa pazarları da yeni bölümden bir kesit paylaşıyorum.

Bu hafta minik bir istisna yapalım. :D Yeni bölüm cumartesiden geldi. ;) Bir aksilik çıkmazsa çarşamba günü yeni bir bölümle daha görüşmek üzere. ;)

İyi okumalar. :D



Yatağımın içinde oturmuş Savaşın anlattığı şeyleri düşünüyordum.

Para istiyordu, çok para. Sırf bu yüzdense o kızı tavlamak. Hiç tanımadığı birini. Bu çok... ahlaksızcaydı. Kötüydü. Ben böyle şeye nasıl yardımcı olurdum? Nasıl bir insanı kandırmasına-

Ama merak ediyordum. O kız neredeydi? Yıllardır neden ortaya çıkmamıştı? Engelleyen birşey mi vardı? Mesela... Şükrü Altındeğer. Belki de kızının ortaya çıkmasını engelleyen oydu, bu işten en kazançlı o çıkacağına göre. Ama bir insan kendi kızına, kendi evladına bunu yapabilir miydi?

Sıkıntıyla örtümü başımın üzerine çektim. Daha fazla düşünmemeliydim. Düşündükçe herşey daha da kötüleşecekti. En iyisi gözlerimi yumup Savaşın söylediklerini yapmaktı. Bu iş bittiğinde ben de mutlu olacaktım sonuçta. Evet evet, öyleydi.

***

"Hadi gidelim. Bekir amca atları ahıra götürdü." Yüzünü tam seçemediğim çocuk sırıttı.

"Ya, merak ediyorum. Sence atlara yemek mi yedirecek?" Omuzlarımı silktim.

"Olabilir." Çocuk yerinde zıpladı.

"Biz de yedirsek olmaz mı?" Gözlerimi kırpıştırdım.

"Bence olur. Hem Bekir amca da sevinir." Elimi yakalayıp geldiğimiz yöne çekiştirmeye başladı.

Onunla el ele ahırın önünne kadar geldiğimizde durduk. Tek elini ağzına götürdü ve işaret parmağıyla sus işareti yaptı.

"Süpriz yapalım." Hevesle başımı salladım.

"Hı hı, yapalım." Sessizce ahırın kapısından girdik ve ilk atın durduğu yeri çevreleyen sınırın arkasına saklandık.

Sessizce fısıldadım.

"Çok karanlık."

"Birazdan gözlerin alışır." Merakla ikimiz de ahırın ortasına bakmaya başladık. Biraz sonra yavaşça gözlerim ortama alıştığında ahırın ortasındaki silüeti gördüm.

Bir adam ahırın ortasında sandalyeye oturtulmuştu. Sandalyede sabit durmasını sımsıkı bağlanmış ipler sağlarken başı aşağıya düşmüştü.

Yanımdaki çocuğun elini daha çok sıkıp gözlerine baktım.

"Neler oluyor?" Başını iki yana salladığında o sesi duydum... kulak tırmalayan sesi.

Kendimi tutamayıp çığlık atacağımda o çocuk elini dudaklarıma bastırdı ve kulağıma fısıldadı.

"Sessiz olmak zorundayız." O kulak tırmalayan ses gittikçe daha belirgin olmaya başlamıştı. Bu ne sesiydi?

Kısa bir süre sonra ahırın ortasında bir adam daha belirdi. Yavaşça sandalyedeki adama yaklaştı. Elindeki yere sürüyerek getirdiği küreği gördüğümde gözlerim büyüdü.

Adam sandalyedeki adama yaklaştında bir kaç saniye öylece bekledi. Ardından ise küreği havaya kaldırdı ve-

***

Gözlerimi araladığımda nefes nefeseydim. Yine tuhaf bir rüya görmüştüm ve de yine o adamı. Emindim, elinde kürek taşıyan adam kaç defadır rüyamda gördüğüm ve Bekir amca diye hitap ettiğim adamdı.

Kimdi bu adam? Ve neden rüyalarıma girip duruyordu?

En kısa zamanda psikoloğumdan randevu almalıydım. Yoksa kafayı yemem an meselesiydi.

Devam edecek...






İSTİSNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin