İSTİSNA

İstisna-23

Zilimin deli gibi çalmasıyla gözlerimi araladım ve korkuyla yataktan ayağa fırladım. Kimdi bu kapıyı alacaklı gibi çalan?

Telaşla odadan fırlayıp kapıya koştum ve kapının deliğinden baktığımda çatık kaşlı Savaşı gördüm. Hayırdır inşallah!

Merakla ve de biraz da korkarak kapıyı açtığımda elinde tuttuğu şeyi gözümüm önünde salladı.

"Bu ne?!!" Bağırdı mı o bana? Ben gözümün önündeki şeyin ne olduğunu kavrayamadan koluyla beni ittirdi ve içeriye girdi. Ne?

"Hey, bir dakika." Karşı çıkmaya çalıştım evet ama Savaşın bunu farkettiğini pek sanmıyorum. Zira sesim pek de kuvvetli çıkmamıştı, o ise fazlasıyla sinirliydi.

"Sen ne yaptığının farkında mısın? Planımızı mahvetmiş bile olabilirsin! Nasıl o adama yaklaşırsın Berra? Nasıl?!" Salonumun ortasında bir sağa bir sola giderek bağıran adamın ellerinden biraz önce gözümün önünde salladığı gazeteyi çektim.

Türkiyeye kesin dönüş yapan Mete Altındeğerin gecelere dönüşü olay yarattı! Mete Altındeğer bir gece önce yeni sevgilisiyle bir bardan el ele çıkarken görüntülendi. Kameralara poz vermekten çekinen yeni çiftimiz...

Bakışlarım fotoğrafa kaydığında az daha küçük dilimi yutuyordum. Bu nasıl olabilmişti? Resmen şuan bir gazetenin manşetlerindeydim. Hem de Mete Altındeğerin yani Sibelle yakaladığımız şu adamın sevgilisi konumunda. Bu saçmaydı, çok saçm- Bir dakika! Altındeğer mi??

Bakışlarımı hızla gazeteden Savaş çevirdim.

"Bu nasıl oldu?"

"Ben de onu soruyorum ya Berra! Nasıl oldu?!" Dişlerimi sıktım.

"Ben o adamın bir Altındeğer olduğunu bilmiyordum, yemin ederim. Adını bile bilmiyordum-"

"O bardan çıktıktan sonra ne oldu Berra? Cevap ver bana! Nereye gittiniz, ne yaptınız?" Önce gözlerimi kırpıştırarak baktım suratına, ardından kaşlarımı çatarak.

"Ne diyorsun sen be? Ne ima ettiğinin farkında mıs-" Koca elini öne uzatıp koluma yapıştı ve beni sertçe kendine çekti.

Bedenim sert göğsüne çarptığında korku dolu gözlerle başımı kaldırıp yüzüne baktım. Neden bu adam bu kadar sinirliydi? Üstelik... nasıl bana böyle davranabilirdi?

"Ne yapıyorsun?" Dişlerini birbirine bastırıp tek kolumdaki elini daha da sıktı. Canım yanıyordu.

"Aranızda ne geçti Berra?"

"Sana ne bundan?" Birkaç saniye duraksadı, hatta kolumdaki elinin gevşediğini hissettim. Sadece bir kaç saniye tabi...

"Bir anlaşma yaptık. Altındeğerlerle aranda olan herşey beni de ilgilendirir." Bak bu konuda haklıydı. Yutkunarak başımı salladım.

"Hiçbir şey. Aramızda hiçbir şey geçmedi." Açıklama bekleyen bakışlarına karşılık gözlerine bakmayı sürdürdüm. "Barda bir kavga çıktı ve beni kurtardı. Bardan çıkınca da ben taksiye bindim ve eve geldim. Adını bile bilmiyorum."

"Başka?"

"Sibelle öpüşmek üzereyken ikisini görmüştüm. Sibel Muratın sevgilisi." Kolumu yavaşça bıraktı elini cebine soktu. Başını kaldırıp gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı.

Gözlerini açtığında birkaç saniyeliğine gözgöze geldik. Ardından bakışları diğer dlimle tuttuğum ve ovuşturduğum koluma kaydı.

"Berra ben..." Ellerini yeniden koluma uzattığında bir adım geri çekildim. "...özür dilerim." Sesi yavaş yavaş düşmüştü.

"Savaş soracakların bittiyse git artık." Başını sallayarak dış kapıma ilerlemeye başladığında gözlerimle onu takip etmekle yetindim.

Eve gelip bana bağırmıştı. Üstüne canımı yakmıştı. Bu çok can sıkıcıydı. Birbirimizi tanımamamıza rağmen, aramızda bir şey olmamasına rağmen sırf aptal bir anlaşma için bu davaranışlarına katlanıyor olmam çok.. ezikceydi.

Sıkıntıyla iç çekip kendimi üçlü koltuğuma bıraktım.

Bu işin sonu ne olacaktı?

Devam edecek...