Rüzgargülü/Bölüm 10

1.4K 82 40
                                        

Keyifli okumalar! 😍
Adaya, evde zindandaymış gibi geçen sekiz günün sonunda gelmiştim. Yani Başak ve Rüzgar meselesi üzerinden on gün geçmişti. Olay tüm iğrençliği ile her gün zihnimde tekrarlanıyordu. Unutulur gibi değildi ki? Yıllarımı verdiğim, birlikte anılar biriktirdiğim kadının çirkin yüzü ile karşı karşıya gelmiştim. Bundan zerre hoşlanmış değildim. Ancak aramızdaki bir şeylerin bitmiş olması belki de ileride yaşayacağımız büyük sorunlara koca bir engeldi.

Yaklaşık beş dakika süren sessizliğimi bozma zamanı gelmişti. İskelede, insan akışının azaldığı bir vakitte, denizle bakışırken aklımdan geçen, söylemek istediğim her ne varsa ona işittirmek için dudaklarımı araladım. Hepsi olmasa da bir kısmını dile getirmesem rahat etmeyecektim. ''Hangi yüzle buraya geldiğini bilmiyorum ama daha fazla zaman harcamanı ve adanın huzurunu bozmanı istemiyorum. Rüzgar, lütfen... Git.'' Yanında durmak git gide canımı sıkıyordu. Adımlarımı iskeleden çevirip anneannemin evine doğru yola koyuldum. O da hemen arkamdan geliyordu. ''Peşimden gelmeyi bırak.'' Cevap vermiyordu ama gitmiyordu da. ''Attığın her adımda burası lanetleniyor. Şimdi herkes etrafa yaydığın iğrençlik yüzünden yeşile bürünecek. Virüslü bedenini al ve def ol buradan!'' Sözlerimin onu üzmesi gerekiyordu, gülümsetmesi değil... Yine de daha fazla konuşmanın bir faydası olmadığını anlamıştım. Yaklaşmakta olan faytona el kaldırıp taksi bekler gibi yakınımızda durmasını bekledim. ''Hadi, bin.'' Ne yaptığımı ben de bilmiyordum ama istediğim tek şey benden uzaklaşmasıydı. ''Adamı bekletiyorsun, biner misin?'' Rüzgar faytoncu adama İngilizce birkaç şey söyledikten sonra at hareket etti ve buradan gitti. ''Bu neydi şimdi? Turistmiş gibi konuşmak da neyin nesi?''

Derin bir nefes aldı. Etrafına bakındı ve beni kenara çekti. ''Beni kovma arzunu yendiysen konuşmaya başlayayım... Ne dersin?''

''Def ol git, derim.'' dedim. ''Seni kovduğum falan yok. Gitmen gerekiyor. Çünkü benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok. Hayatıma bir daha almamak üzere çıkarttım seni güzel dünyamdan.''

''Gitmeye niyetim yok. Gerekirse kapında yatarım.'' Anneannemin yanına varırsam eğer Rüzgar saçmalığı da sona erebilirdi. ''Lütfen, konuşmama izin ver.''

Hızlı adımlarla eve doğru yürümeye devam ettim. ''Yalnız bizim köpek kulübemiz yok, haberin olsun.''

Beni kolumdan tutup kendine çekti. O kadar güçlüydü ki, bir an kolumu koparacak sandım. Öfkelendiğini anlamak için sadece gözlerine bakmak yeterliydi. Bu gitmesi için iyi bir fırsat olabilirdi. ''Sözlerine dikkat et.'' Ardından kolumu bıraktı ve sakinleşti. ''Lütfen...'' Kibar olmaya çalışması pek gerçekçi durmuyordu. Ona karşı olan nefretim öfkesinden daha büyüktü. ''Bir yerlere gidip bir şeyler içebilir ve aynı zamanda konuşabiliriz.'' Başımı olumsuz anlamda salladım. ''Eğer beni dinlersen yanıldığını anlayacaksın. Her şeyi yanlış anladın.''

''Rüzgar, boşa kürek çekme. Seni görmek istemiyorum. Sesini duymak, tavırlarına katlanmak istemiyorum. Burada mutluyum. Ve bu mutluluğumu zehir etmene izin vermeyeceğim.''

''Seni aldatmışım gibi davranıyorsun.'' dedi birden. Dudaklarım şaşkınlıkla O şeklini alırken devam etti. ''Aramızda hiçbir şey olmadı.''

''Ne dedin sen?'' Şizofrenik bir şekilde güldüğümde eliyle ağzımı kapattı. Çok sürmeden çekti. ''Aldatmak mı? Seni kıskandığımı falan mı ima ediyorsun? Rüzgar, en yakın arkadaşımı sen gibi biriyle aynı odada görmek nasıl hissettirdi, biliyor musun sen? Benim için kolay mı sanıyorsun? Artık peşimden gelme. Daha fazla konuşup gözümde iyice çirkinleşmeden git buradan.''

Eve çok az kalmıştı. Yaklaşık yirmi adım sonrası zile basacaktım. Arkama bakma gereksinimi duymuyordum. Çünkü artık yanımda değildi. Ben yürürken onun ayak sesi gelmiyordu. Ya da ben öyle sanıyordum. Zile bastım ve anneannemin kapıyı açmasını bekledim. Birkaç saniye içinde kapı açıldı ve anneannem ilk önce bana sonra da benim hemen arkama baktı. Onunla birlikte ben de... ''Merhaba, Adalet teyze.'' Yüzündeki utangaç tebessümü yakaladığımda dudaklarına odaklandım. Daha önce bu gülümsemeyi onda görmemiştim. ''Ben Rüzgar.''

Rüzgargülü •Tamamlandı• / •Düzenleniyor•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin