Gürültü Patırtı

109 25 2
                                    

{("Teoman dan")}
.
Uyurken birden bir gürültü koptu. Korkarak uyandım. Biri git burdan diye bağırıyordu. Birden ayaklandım.baş ucumdaki elbiseleri hızlıca giyindim ve koridora koştum. Annem kapıyı ittiriyordu. Ve arkadan da biri ittiriyordu. Koştum ve bende itmeye başladım. Kapı kapanmıştı. Annemin çöküşünü izledim... Ağlayışını izledim. Peçete almaya gitmiştimki birden bir gürültü daha koptu. Elimdeki peçeteyi sıktım ve hızlıca kapının olduğu tarafa doğru koştum. Kapıyı Annemin o melek , kırılgan kanatlarının, sırtının üzerinde durduğunu gördüm. Annemin gözleri kapalıydı. Canım bir daha ölmüştü. Ailemi kaybetmiştim. Şimdi ise bu...Adam beni gördüğü anda bağırdı.
Adam= Sen kimsin lan?!?!
Anında cevap verdim.
-Lan Değil ANAN
Hemen mutfaktaki et bıçağını aldım adam gelmeden önce hemen kapının arkasına saklandım. Elim titriyordu. Eğer Annem öldüyse bu adam da ölmeliydi. Ölmeliydi...
Adam "Nerdesin!?!" diye bağırırken bir hışımla bıçağı bacağına sapladım.Adam yere düşünce üzerine çıktım üç dört darbeden sonra adam kıpırdamayı kesti. Heryerim kan olmuştu. Korkmuyordum. Elim ayağım titremiyordu. Sadece ağlıyordum.Birden arkamdan biri sarıldı. Bu koku. Bu eller. Arkamı döndüğümde annemi gördüm. Ağzından kan akıyordu. Yere düşürdüğüm peçeteyi alıp Annemin dudagıni sildim.Alnıma kocaman bir öpücük kondurdu. Bana"Aferin oğlum"dedi. Kötü bir adamı öldürdüm diye bir aferinmi? Gerçekten Annemin gözüne girmek çok kolay. Annem saf ve güzel biri. Onu sonsuza kadar koruyacağım! Her ne olursa olsun! Onu hiç yanlız bırakmayacağım!!!!
Annem hemen telefondan numara tuşlayıp bi kaç yeri aradı. Annemin bana bakıp gülümsemesi çok çekici ve eşsizdi. İyiki onada anne demişim. İyiki beni evlat olarak kabul etmiş.
{("Ayla dan")}
.
Uyandığımda Teoman masum masum yatıyordu. Kapı zilini algıladığımda kapıya koşmuştum. Çünkü Teomanımın uyanmasını istemiyordum. Ona ayırdığım elbiseleri fark edince acaba ne yapacaktı. Kapıyı açar açmaz karşımda eski sevgilim Ata yı gördüm. İçmişti. Kokusundan anlaşılıyordu.
Ata= vaaayyyy sevgilim. O pijama sana çok yakışmış ne zaman çıkaracaksın?!?!
- Ne diyorsun sen be!?!?!
Ata= bana geri dön! Sadece istediğim bu!
Bir anda sırıttı. Korkmuyordum. Ata'dan korksaydım , FBI ajanı olmazdım.
Birden onu ittim ve kapıyı kapatmaya çalıştım. Siz deyin öküz ben diyim fil. Tam kapanıyordu ki tekrar açıldı. Yine ittirdim ama çok güçlüydü. Birden yanıma ufak bişey geldi ve kapıyı kapattım. Sonra onun Teoman olduğunu fark ettim. Beni biraz izledikten sonra mutfaga koştu. Daha sonra sırtımda bi ağrı hissettim. Bayılmıştım. Tekrar uyandığımda ise üzerimdeki kapıyı kaldırdım. Heryerim kan içindeydi. Hıçkırık sesleri geliyordu. Mutfaga koştum. Teoman Atanın üzerindeydi. Elinde yeni aldığım et bıçağı vardı. Heryer kan olmuştu. Teomana arkadan sarıldım. Bana döndüğünde yerdeki peçeteyi alıp dudagımı sildi. Anlına öpücük kondurup ona Aferin oğlum dedim. O düşüncelere dalarken hemen telefonumu kaptım ve ofisi aradım. Teomanı temizlemek için banyoya gittim. Teomanı temizledikten sonra başka yeni birşeyler giydirdim . ofis Arkadaşlarım gelmeden önce son bir kez Ata'nın başına çöktüm. Gözyaşlarıma hakim olamadım. Ama o bunu haketmişti. Beni bir kadınla aldatmıştı. Bir FBI ajanı olduğum için ona tekmeyi basmamdan korktuğu için aldattıgı gibi bir acıklama yapmıştı. Keşke aldatmasaydın ata. Keşke şuan şu mutfak masasının üzerinde senin kanınla kaplanmış bıçak değilde Kahvaltılıklar olsaydı. Keşke ellerimiz yine üst üste olsa da dedikoducu Ayşe teyzeyi çıldırtsak. Keşk- Aman be iyi oldu sana ata , bokumu ye ata, Teomanın totosuna kurban ol lan! İt! Köpek! Keçi!
Ben böyle içimden sayarken Teoman elinde bir peluş hayvanla önümde duruyordu. Elimi uzatmamı istedi. Elimi uzattığımda ise o peluş oyuncağı elime bıraktı. Anlamamış gözlerimle ona bakarken elindeki iğneyi peluş hayvana batırdı. Sonra elimden alıp saksının üzerindeki toprağı peluşun üzerine serpiştirdi. Sonra yanağıma kocaman öpücük kondurup sıkıca sarıldı. Durmadan durumumu soruyordu. Ne kadar iyiyim desemde soruyordu işte. Galiba beni kaybetmekten korkuyordu. Hayatımı ona adamaya karar verdim. Herseyimi onunla yaşayacağım. Ondan fikir alacağım. O benim hem sevgilim hem oğlum hemde ailem olacak. Kapıdan büro sahibi Reşat bey göründü.
Reşat bey= ooooooo Ayla bakıyorum da intikamını almışsın.
- ya, biraz öyle oldu.
Reşat bey= neyse en azından bundan da kurtulduk siz iyimisiniz?
- evet
Tüm herkes evin içini dolaştılar , kanıtlar aldılar , ata yı aldılar götürdüler. Halımla birlikte?!?!
Birden Aysun bana döndü.
Aysun= Ah şey. Girişte huysuz bir kadın vardı da ona halıcıyız dedik...Ve işte...Anlarsın ya.
Gülümseyip başımı salladım.
Müfettiş Teomanı görünce şaşırdı. İşler bitince Herkesi kahvaltıya davet ettim. 6 kişilerdi. Farklı bişey olmazdı herhalde.kahvaltı hazırdı. Herkes oturdu. Hem yiyor hemde sohbet ediyorduk. Söz Teomana gelince olan biteni anlattım. Herkes Teomana garipsercesine baktı Teoman ise sakince;
-Merak etmeyin sizi deşmem.
Deyince herkes kahkaha attı. Teoman da gülüyordu. Onu benim büyütecegimi söyler söylemez herkes hayretle bana baktılar. Benim adım Ayla ise ben bu işi yaparım arkadaş!
Reşat bey yemekten sonra ofise gitmemiz gerektigini söyledi. Yemekten sonra Teomana başka şeyler giydirip hep beraber evden çıktık. Ayşe Teyzeye rastlamamıştık. Büyük bir oh çekerek arabaya dizildik. Teoman ağır abi gibi oturuyordu. Bu gülmeme sebep olmuştu. Teoman bana bakınca normal oturmaya çalıştı ve oda bana gülümsedi. O benim herşeyim!
Ofise vardıgımızda Teoman koşarak elimden tuttu. O uslu bir çocuktu. Eminim akıllı duracaktı. Bir toplantıya girecektimki Teoman ı yanlız bırakmaktan korktum. Onuda bir sandalyeye yerleştirip konumuzun başlamasını bekledim. İçeri kaba sakallı biri girdi. Konuya balıklama daldı. Hiçbirimiz bisey anlayamıyorduk. Yeni dava varmış . davada görünenler suçlu olarak tutuluyor muş ama asıl suçlu 2 yıldır bulunamıyormuş. Biz dinlerken kaba sakallı kendini tanıtmayı unutan adam daha sakin konuşmaya basladı.
Sakallı adam = evet arkadaşlar. Durum bu. Suçluyu en ufak bir şeyde yakalayamayız. Suçlu çok zeki. Bu yüzden yan yana çalışmalıyız.
Kafamızı anladık şeklinde aşağı yukarı sallarken adam suçluların profil fotograflarını ve soruşturmalarını gösterdi. Bu dava bir katil davasıydı. Biri bıçaklanmış. 1 ölü ve 6 suçlu bunlardan hangisi gerçek suçluydu.?!?!??
Sakallı bey bizi ayaklandırdı ve sucluların karşısına götürdü. Suçlularla aramızda sadece cam vardı. Sakallı dahada sıkıcı bir sekilden anlatmaya devam ederken tanıdık bir ses konuştu.Bu Teomandı.Olamaz!
Teoman= Birşey soracagım. Bıçağın üzerinde parmak izleri varmıydı?
Sakallı afallamıştı ,cevap verdi;
- Evet varmış ama silikmiş yani parmak hatları görünmüyor.
Teoman= Peki hiç suçluların eline bıçak verip tutuş tarzlarına baktınızmı?
- vay hiç düşünmemiştim.
Adamlarına el kol hareketi yapıp sucluların eline bıçak tutturdu. Gerçektende hepsi tuhaf tutuyorlardı. Teoman asıl bıçağı dikkatlice poşetten çıkarıp masaya koydu. Hayalperest çocuk! Sen çocuksun! Senin bu davada ne işin var!
Teoman benden çantamı isteyip göz kırptı. İçinden göz altı morluklarımı saklamama yardım eden ten rengi pudramı çıkardı. Bıçağın tutma yerine döküp üfledi. Hepimiz dikkatlice Teoman ı izliyorduk. Ve sakallı adam şaşkındı. Ağzı bir metre açık kalmştı. Teomanın yüzü bıcaktaydı ama gözleri suçlulardaydı.Çarpık bir gülümseme attı. Birden en sagdakinin bıçağı tutuş şeklini fark ederek bağırdı.
Teoman= İŞTE SUÇLU O!
Sakallı adam durumu fark edip herşeyi tekrar gözden geçirdi. Ve Teoman ın gösterdiği adam cama dayanıp bağırdı.
-LANET COCUK! SEN NEREDEN ÇIKTIN!
Teoman= pek zeki değilmişsin , dedi ve ufak ama bi okadarda...Lanet olsun çok güzel ve şirin bir kahkaha atmıştı! ÇOK ŞİRİN!
Sakallı adam ayağa kalkıp konuşmaya başladı.
-Yuh lan bize. Şu ufacık çocuk kadar fikrimiz yok. Kaç yaşındasın evladım sen?!?!
Teoman= 5 amca.
- b-beş?!?!!!
Konuya girdim ve konuştum.
-evet efendim 5 yaşında.
-Sen neyi oluyorsun?
-Manevi annesi.
-ha ! Sen şu mafya yı yakalattıran kız deqilmiydin ? Ayla degilmi?
-Evet efendim.
-Buda o çocuk olmalı. Vay be. Bu cocugu daha sık getirmelisin,
Dedi ve ayağa kalkıp bize dağılma komutunu verdi. Akşam saati olmuştu. Karnımız açtı. Eve gider gitmez yemek hazırladım. Teoman la gurur duyuyordum. Bu kadar zeki bir çocuk. Nasıl yetim kalır yarabbim?!?!
Teomanı uykulu görünce yemeklerin üzerine sofrabezi serip Teomanı kucagıma aldım duş aldıktan sonra Yatağa girdik. Anında uyudu. Canım meleğim benim...

Şizofren Manyak #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin