Yıllar yılları kovalamadan bırakmamış aylar aylarla atarlanmış günler günlere ayar olmuştu. Bugün Teoman ın 14. Yaş günüydü. Ama mutsuzdu. Çünkü bugün hem kardeşini kaybettiği gün hemde dogum günüydü. Bu günler genellikle hep mutsuz olurdu. Aklına her mevsim geldiğinde etrafını umursamadan aglardi o gün.
({Teoman'dan})Bugün 14. Yaş günüm...Yaş günümüz...Biricik Mevsim'imimi kaybettigim gün. Keşke o gün polisin yanına gidip herşeyi aciklasaydim. Keşke beni tutuklayacaklarini sanmak yerine yardım edeceklerini sansaydim. Keşke o gün sırf o koku yüzünden o eve girmeseydim. Benim yuzumden mevsim de kayboldu. Ölmüş olabilir. Belki de parça parça dır. Bana abi dediği zamanı çok özledim. O konuştuğumuz zamanı bana sarılmasını çok özledim.
Yatagimda oturmuş burnumu çekerken annem dediğim kadın omzuma dokundu. Oda oturup yanımda ağladı. Bu yaşıma kadar hep yaş gunlerimizde kendime zarar vermeye calıstım. Hep bir yerlerimi oymaya çalıştım. Ama annem engel oldu.Her kendime zarar verdiğimde ölmusum gibi göz yaşı dokuyordu. Bu gün kendime zarar veresim gelmedi.
Gözyaslarimi silip anneme döndüm onunda gözyaşlarını silip sıcak bir gulumsemeyle ona hazırlanmasını söyledim.
-Dışarı çıkalımmı annem?
~olur...Ben giyinmeye gideyim...Dışarıda kar vardı. Sıkı giyinmeliydik ama benim bu gunlerimde genellikle mevsimin sıcaklığı üzerimde olur. Her sokaktan gecisimde mutlaka her yere göz gezdiririm. Ya o buralardaysa? Ya ölmediyse?
Umursamaz bir şekilde mavi montumu giyip dışarı çıktım. Annemde geldikten sonra yürümeye başladık. Annem koluma girdi. Artık boyum onun boyunu geçiyordu. Bende ellerimi cebime koydum. Bir kafeye oturup sıcak çikolata sipariş ettik. Hiç konusmadim. Biz böyle otururken yanıma 10-15 kişilik grup yaklaştı. Bunlar sınıf arkadaslarimdi. Ellerinde pasta ile yanıma gelip hep birlikte "iyiki dogduuun teomaaan! İyiki dooogduun teomaaan!!!" diye bağırdılar.Biraz irkildikten sonra rahatladim. Hafif yalancı bir gülüş atarak pastaya baktım. Yanaklarım birden ıslanmaya başladı. Pastanın üzerinde...Mevsim ve Teoman iyiki dogdunuz ...yazıyordu...dayanamayıp ağlamaya başladım. Eylül aralarında belirip yanıma oturdu. Bana sıkı sıkı sarıldı. Arkadaslarimda etrafimi sarıp sarıldılar....grup sarılması...Anneme baktığımda o bu dünyada değil gibiydi. Boynundaki atkiyi kafasına sarmalamis yüzünü bile göremiyordum. Arkadaşlarımdan kurtulup Annemin yanına gittim. Atkisini hafif indirirken kırmızı gözlerle karşılaştım. Oda ağlamış. Aniden bana sarılmasıyla sarsildim. Bende ona sarildim. Hippi mor-pembe saçlarının arasına minik bir öpücük kondurdum. Arkadaşlarïma döndüğümde onlarında gözyaşı doktugunu gordum. Aralarından çetin çıkıp hıçkıra hıçkıra konuşmaya başladı.
Çetin= aglamayïn lan...Benide aglattiniz...Gel kardeşim hep birlikte dilek tutalimda ufle.Gözlerimi sımsıkı kapatıp mevsimi dusundum. Çok dua ettim cooook . hemen mumlara ufleyip alkis sesleriyle kendime geldigimi hissettim. Sakin sakin herkes oturmaya başladı. Sıra hediyelerdeydi. Çetin bana bir kutu verdi. İçinden en sevdiğim renklerden 15 lik araba koleksiyonu çıktı . Çetine tesekkur ettikten sonra diğer hediyeleri aldım. Hepsi güzel şeylerdi. En son elime bir kâğıt ulaştı. Bu eylül dendi. Kagıdı actıgımda gözlerim yuvalarından çıkacak sandım. Kağıdın içinde kocaman =SENİ COK SEVİYORUM TEOMAN---eylül= yazıyordu. O şokla ne yapacagimi bilemedim. Yerimdem kalkıp Eylül e sarildim " bende seni" dediğim anda bana birkere daha sıkı sıkı sarıldı. Onu ilk gördüğüm andan beri seviyordum.Evet seviyordum. Onu biraktigimda herkes bize saskinca baktı. Eylül un elinden tutup yanıma oturttum. Pastayı kesip hep birlikte yedik. İlk pastayı anneme ben çatalla uzattim. Oda bana verdi. Ve çantasından koca bir paket çıkardı. İçini actigimda bir günlük olduğunu gördüm. Renkli kalemler . 3 4 ufak ayıcık. Ve en sevdiğim renk. Açık mavi renkli bir adet mevsim yazan kolye... Hemen kolye yı takıp anneme tesekkur ettim. Arkadaşlarım yine gözyaşı dokuyordu. Onları sakinlestirip biraz sohbet etmeyi teklif ettim. Bir kaç saat sonra herkes evlerine dönmek üzere ayaklandı. Bizde kalktk. Eylül un elinden tutup birlikte yuruduk. El ele tutusuyorduk. Ve utanmiyordum. Çünkü onu seviyordum. Karşıdan karşıya geçmek üzere durakta durduk. Arkadaşlarım koşar adımla geçtiler ama elimde eylül vardı. Annemide önden gondermistik. Ben etrafa bakarken eylül karşıya geçen bir kedi görmüş. Arkadaşlarımın bagirmasiyla o yöne baktım. Kara bir kedi. Çok şirin görünüyordu. Ama eylül yanlış zamanda yola çıkmıştı...
({Çetin'den})=Teoman'ın sınıf arkadaşı=
Biz eylül le Teoman ï beklerken Eylül birden yola çıktı. Gittiği yere baktığımızda bir kedi gördük. Teoman ın eylül u görmediğini fark edince Teoman a bagirdik. Oda eylül e bağırdı. Ama eylül dinlemedi. Arkadan " Çocuklar!!" diye bir ses duyduk. Biz o tarafa bakarken bir ses daha duyduk. Korna ve kayma sesi bir aradaydi. Ve o çarpma sesi. Teoman ın sesiyle o tarafa Baktık.
Teoman= EEYYYYLLLÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜL!!!!!!
Teoman ın yola koştuğunu görünce bizde kostuk. Araba eylül e çarpmıştı. Teoman ağlayarak ambulans diye bağırıyordu. Hemen melis telefona sarılıp ambulans ı aradı. Bize seslenen teyze yanımıza gelip oda "EYLÜL!!" diye çığırdığını duyunca ona yasli gozlerimizle baktık. Bu eylül un annesiydi. Ambulans gelince eylül u sedyeye koydular . Teoman ise deli gibi ağlıyordu. Hemen kapatılmaya çalışilan ambulans kapısını tutup geri çekti ve içeri eylül un annesini ittirdi. Kapıyı kapatıp oda ön taraftaki boş yere oturdu. Ambulans ilerlemeye başladı. Bizde topluca teomanın evine akın ettik. Annesine haber verdikten sonra oda ağladı. Hepimiz agliyorduk.Ayaklanıp hastanenin yolunu tuttuk...({Nermin'den})=Eylül un annesi=
Kızımı o halde görünce sanki ölmüş gibi birden kendimi boşlukta hissettim. Ambulans gelince bir güç tarafından ambulans ın arka tarafına kızımın yanına bindirildim. Ambulans hızlı hızlı giderken ben kizima bakiyordum. Hareketsizdi. Hemşirenin " kalbi durmuş" uyarısını duyunca kendimden geçtim. Ambulans ani fren yapınca geldiğimizi anladım. Hemen kapı açıldı. Etrafa bakarken Teoman i fark ettim . ağlıyordu. Benim gibi oda endişeliydi...Sedye hızla acil e girdi. Bizim girmemize izin vermediler. Koluma Teoman girdi. Çöktugum yerden kalkip sandalyelerden birine oturdum. Teoman da yanıma oturdu.Biraz sessizlikte sonra Teoman bana döndü.
Teoman= özür dilerim Nermin Abla...kızını bu sefer kurtaramadım...
Ve birden ikimizde ağlamaya başladık. Ana kapıdan biricik arkadaşım göründü. Bana sıkı sıkı sarıldı. Yanında gelen çocuklarda Teoman ın yanına dolustular. Bir kaç saat daha durduktan sonra kapıda doktor belirdi. Teoman önden koşa koşa gidip durdu. Ve olduğu yere yığıldı. Kötü bisey olduğunu anlamistim.
Doktora yaklaştım ve gözlerim karardı. Hiç istemedigim bir cevap almıştım...
= Maalesef...kızınızı kaybettik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofren Manyak #Wattys2017
AcakYazar=KitapYazanRessam Kapak Tasarım= @orkunuch ========================================= Kim Bilebilirdi ki İki Canın Önce Ailesini Kaybedeceğini Sonrada Kendilerini...