Eylül...
O da ikizim gibi...Gitti...
Gözlerimdeki son göz yaşı gibi. Toprağa kavuştu...
O'da beni bırakıp gitti...
Neden her sevdiğim ellerimden teker teker gidiyor?...
Neden yanlız gibi hissediyorum?...
Neden kalbim boşmuş gibi duruyorum?...
Çok şanssızım...Teker teker gidiyorlar...Sevdiklerim...
Neden gidiyorsunuz ki.
Kalbim acıyor...Bu acıya nasıl dayanacağım?
Evden çıkmak istemiyorum...Halsizim. Yorgunum. Sessizim... Uyumak istiyorum... Gözlerim...kapanmıyor. Keşke önce benim gözlerim kapansaydı... Kardeşim... Beni duyuyormusun...
Sevdiğim kişiyi kaybettim... Mevsim?... Seni nasıl kaybettiysem , onuda öyle kaybettim...
Hepiniz birden gitmek zorundamıydınız?...
Mevsim... Eylül'ü neden yanına aldın... Abin can çekişiyor Mevsim... Neden abinin kollarında değilsin... Eylül... Beni bırakmanın nedeni neydi... Hani seviyordun beni... Sevenler ayrılmaz ki...
Neden ben?!...
Neden şimdi?!??...
Neden Sevdiklerim!?!?...Lanet Olsun Sana...Kara Kedi...
Evdeyim... Boş boş tavanı izliyorum... Bu bana ceza mı... Ben ne yaptımki...Ben... Yalnızlığa mahküm olmak zorundamıyım.?...
Annemin odaya girmesiyle kendime geldim. Karşısında gözleri şiş bir çocuk beklemiyomuş gibi beni sirkeledi. O ne diyordu duymuyordum bile. Hemen elimden tutup banyoya kadar çekiştirdi kolumu... Yüzüme su vurunca gözlerimi kırpıştırdım. Bu sefer kendim yüzüme su serptim. Tekrar aynaya baktım. Derin bir düşünceye dalmıştımki gözüme perde indi. Başımdaki şey bir havluydu. Yüzümü sildim. Anneme dönüp kocaman sarıldım. Oda bana sarıldı. Ve odama gidip hazırlanmaya başladım. Üzerime kısa kollu ,üstüne mont giydim. Pantolonum zaten altımdaydı. Anneme haber vermeden dışarı çıktım. Sadece biraz gezecekmişim havası vererek aşağı indim. İnerken Ayşe teyzeye rastladım. Kadın duvarla konuşuyordu. Son zamanlarda delirmişti ve akıl hastanesine almamışlardı. Ona görünmeden hızla apartmandan cıktım. Kapıyı kapatırken annem yukardan bağırdı. Duymamazlıktan qeldim. Koşar adımlarla sokaktanda çıktım. İlk önce bir park bulup oturdum. Hava esiyordu. Ama ben sıcacıktım. Havaya bakmamla yağmurun yağması bir oldu. Aklıma Mevsim geldi. Yağmur daha fazla şiddetlenince ağlamaya başladım. Ayağa kalktım. Şapkamı takıp ağır adımlarla yürüdüm. Her bastığım da çıkan o ses... Ve yağmurun şıpırtısı... Bu zamana kadar hep mutluydum. Hemde ne mutlu... İlerde uzun ve gölgelik bir ağacın altındaki bank a oturdum yine. Burda yağmur bana deyemiyordu. Deyemezdi...
Sert bir çocukken... Minicik bebeğe dönüşmüştüm sanki...
Yine ayağa kalktım. Millet ters tarafa koştururken ben o yöne gidiyordum. Evet. İstikamet nereye olursa olsun. Ben Kardeşimin ve eylül ün yanına gitmek istiyordum. Onlar çok uzaktalar... Koşmaya başladım.Koşarken bir cocuga a çarptım bana ne dedigini duymadım.Çift yola çıkınca duraksadım. İçim darmadağındı. Ve sanki yağmurun sel i bu kırıkları temizlemiyor gibime geldi. Azıcık daha ileri gittikten sonra çift yol Çift x tek yola döndü. Hayatıma tek devam etmeliyim... Tekli yola giriş yaptım. Her yerde" tehlikeli"uyarıları. Ve işte aradığım şey... Sonu görünmeyen uçurum...
Acaba Mevsim le Eylül beni aralarına alırlarmı?...
Özür Dilerim Anneciğim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofren Manyak #Wattys2017
RandomYazar=KitapYazanRessam Kapak Tasarım= @orkunuch ========================================= Kim Bilebilirdi ki İki Canın Önce Ailesini Kaybedeceğini Sonrada Kendilerini...