16.Bölüm

178 17 26
                                    

Multimedia: Görkem, Asiye.

"Dur bakalım orda Görkem Arslan! " bir adet kahkaha daha attı. Ve ekledi. "Ikisine sadece dokundurdum bıçağı, şimdi söyle bakalım hangisi sadece dokundurmayla kalsın? Hangisi daha derin yaralar alsın?"

Duyduğum cümleyle kafamı Görkem'e çevirdim. O da durumun ciddiyetini anlamış olacakki yumruklarını sıkıyordu. Ben ağlamamı durdurmuşken, Ceyda daha çok ağlıyordu. Görkem'e yalvarışlarını ise artık duymuyordum. Burda cevap vermesi gereken kişi de bence Görkem değildi, bendim.

"Ceyda'yı bırak! Beni al." Serkan'ın kahkahaları sonunda son bulmuştu. Kafasını bana yaklaştırıp ciddi misin der gibi baktı. Gözlerimi ondan çekip Görkem'e baktım. Göz hareketleriyle ne yapıyorsun bakışı atıyordu. Ama umrumda değildi.

"Asi kızımız cesur çıktı.." Ceyda'yı Görkemlerin oraya ittirdi ve cümlesine devam etti. "Bana zaten ağlamayan cesur kız lazımdı, model değil." Dediği cümleye kendisi gülerken ben Görkemde kalmıştım. Gözleri endişeliydi. Bana bir şey olsun istemiyordu sanki.

Kolumdan tutarak dışarı çıkardı. Etrafın bir sürü insanla çevrili olduğunu gördüm. Bu kadar adamın Serkan'ın adamı olduğunu anlamak zor değildi. Hepsi siyahlar içinde giyinmiş takım elbiseli adamlardı. Aralarına girecekken arkadan Görkem'in sesi geldi.

"Dur bakalım Serkan Bey!" Diyerek yanımıza yaklaştı. Ben daha ne olduğunu anlayamadan evin yanlarından bir sürü adam çıkmaya başladı. Çıkan adamlar, etrafımdaki adamları etkisiz hale getirirken Görkem bir hareketiyle kollarının arasına aldı beni. Ne olduğunu anlayamadan kendimi Görkem'in kolunda buldum. Serkan ise bıçağı yere düşürmüş etkisiz hale gelmişti.
Görkem beni daha çok sıkarak, sarıldı. Duyduğum o erkeksi kokusu beni içine çekerken artık ona karşı koyamayacağımı anladım.

Sonradan gelen Görkem'in adamları Serkan'ı götürürken arkasından bağırdı. "Benim olana dokunamazsın demiştim şerefsiz!"

Cümlesiyle ondan biraz ayrılırken yüzüne baktım. "Senin olmayan birisi için fazla iddialı konuşuyorsun."

O güzel gülüşünü sergilerken kulağıma eğilerek fısıldadı. "Her şeyiyle benim olan birisi için fazla iddiasız konuşuyorsun."

***

"Asi'm sana bir şey olacak diye çok korktum!"

"Evet Asiye'm ya nasıl atarsın kendine öne!"

Ada ve Melek eve geldiğimizden beri başımda bu sözleri söylüyorlardı. Bende biliyorum çok tehlikeli bir şey yaptığımı ama ne yapabilirdim o anki ruh halim o kadar berbattı ki öyle bir şey yapmıştım.

"Haklısınız kızlar ama artık konuşmasak bu konuyu." Mutluydum çünkü uzun zaman sonra Görkem'in kokusunu içime çekmiştim. Koluma o izleri bırakırken de sarılmıştık ama o an onu hiç affedemeyeceğimi sandığım anlardan biriydi.

"Görkemle ne iş Asiye? Sizi sarılırken gördük! Ceyda da dahil." Melek'in güzel yüzüne baktım uzun uzun. Sonra gülümseyerek, yanağına bir öpücük kondurdum. Çok güzeldi bu kız bugün.

"Bana her şeyi anlatacağını söyledi. Trabzon'a dönmeden önce her şeyi öğreneceğim. Bu yüzden umrumda değil birinin görüp görmemesi." Bunları söylerken o kadar çok gülüyordum ki, ikisi birden bana şaşkınlıkla bakıyorlardı.

"Oha! O kolundaki iz ne Asi?" Ada'nın dediği yere kafamı çevirirken Görkem'in şaheseriyle karşılaştım. Hala oraya dokununca acıyordu. Bunu neden yapmıştı bilmiyorum ama ona kızamadığımı biliyordum.

"AsKem de neyin nesi?! Asiye.. Görkem.." Melek kolumu tutmuş gözümün önüne getirdi. Ona kızmakta haklılardı.

"Evet. Asiye, Görkem.." kolumu geriye çekerek Melek'in ellerini tuttum. Ada'yı da kendime çekerek başımı omzuna yasladım.

GÜNEŞİM  #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin