Asiyenin çizdiği ev multimediada.
Ada.. Yüzündeki pürüzsüzlüğüyle, dik duruşuyla, uzun boyu, esmer teniyle ve uzun siyah saçlarıyla dikkat çeken arkadaşım. Dışı kadar içininde güzel olduğunu bildiğim arkadaşım. Kaç saattir anlattığı bir çok hikayeyle beni bağdaştırıyordu ve ben onu dinlememekten ona odaklanmıştım. Arda'yı sevmediğini söyleyip durmuştu. Melek ise onun fikrine tepkiliydi. Gayet iyi bir insan olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Ben ise yaptığımın hata olmamasını diliyordum. İlk sevgilimin hata olmamasını. Dün Arda'ya evet dedikten sonra gene aynı rüyayı görmüştüm. O kabusla uyandığımda fark ettim ki ben Arda'yı tanıdığımdan beri o rüyayı görüyordum.
"Asi'm bak lütfen üzülen sen olma yoksa Melek'i de seni de dövmek zorunda kalacağım."
Ada'ya saf saf baktıktan sonra hocanın sınıfa girmesiyle dikkatimi derse vermeye başladım. Haftaya vizelerim başlayacaktı ve notlar benim için çok önemliydi. Ben buradan mezun olduktan sonra çok iyi bir mimar olarak bitirmek istiyordum hayatımı. Ve bunun için bu üniversiteden iyi bir dereceyle mezun olmak benim görevimdi. Ailem için en azından.
"Çocuklar konuya girmeden önce size görevlendirmenizi yapacağım."
Sınıfın neresinden geldiğini bilemediğim bir ses "Ne görevlendirmesi hocam?" Dedi.
"Anlatacağım şimdi. Sizin hayal gücünüzü ölçmek için yapılan bir görevlendirme. Hayal ettiğiniz bir şeyi resimlendirin. Maketi ve gerçeği yapılacak cinsten ama."
Bir başka ses " Tüh ya! Direk robot çizecektim hocam ben. Hayal ettiğim her şey ondaydı benim."
Gereksiz ne kadar insan varmış meğerse bizim sınıfta.
"Bir daha yorum yapma sen oğlum. Eksi 10 puanla başlıyorsun. Derse geçiyorum."
Güzel notlarıma devam etmek için kağıt kalemim hazırdı. Akşamda hayalimi çizecektim..
***
Dersten sonra Arda'yla dışarı çıkmak için söz vermiştik. Şu an bir cafeye gidiyorduk. Kim derdi ki ilk aşkımın ilk sevgilim olacağını.."Asiye mutlusun değil mi?"
"Evet. Tahmin edemeyeceğin kadar çok." Onun gözlerindende ne kadar mutlu olduğu belli oluyordu.
"Hayata sıfırdan başlarsın derlerdi de inanmazdım."
"Ne için derlerdi ki bunu."
Gülümsemesi gene gözlerindeydi.
"Üniversite için. Ama ben üniversite için düşünmüyorum. Şu yeşil gözlere bakınca anladım hayatın yeniden başladığını." Arda, benden hafif uzun boyuyla, kahvenin en güzel tonu olan koyu rengiyle bir gözlere sahipti. Zayıftı ve herkesin özenerek yaptığı kaslardan onda yoktu ama bu ona eksi bir şey katmıyordu. Ardayla bir hikayeye başlamıştık ve sonu ne olacak bilmiyordum. Yanında mutlu olduğumu, tek doğru insan olabileceğini biliyordum. Ve bunları bilmem bana her şeyi bilmemden daha değerliydi.
***
Evet Asiye Hanım düşünme vakti geldi. Çizmen için üç günün var.. Çizeceğim şey belliydi ama nasıl çizeceğim meçhuldu. Ev.. Küçüklüğümün hayali, annemi koskocaman bir evde yaşatmak. Babamın ve amcamların onu iki katlı bir eve bırakmasını hiçbir zaman yediremedim gururuma. Amcamlar babannemden kalan köşk gibi evi paylaşırlarken ortanca evlat olduğu için ve sırf annemi sevmemelerinden dolayı normal bir eve atmışlardı onları. Babam sayın kardeşlerine bir şey diyememişti. Annem de bir şey dememişti ama annemin büyük ev hayalini bir tek ben bilirdim. Büyük evi de zenginliğin temsili veya para için istemezdi. Dar, küçük evin ona anneannem ve dedem sayesinde zehir edilmesiyle ortaya çıkan bir durumdu. Küçük evlerin huzuru, mutluluğu bozacağını düşünürdü.Sırf bir aile mutsuz olmasın diye herkese nasıl öğütler verdiğini ben bilirdim. Herkesin bir hayali olurdu işte annemin büyük huzurlu ev, benimse annemi mutlu etmek..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞİM #Wattys2015
JugendliteraturTrabzondan Istanbul'a gelişim üniversite heyecanıyla doluydu. Peki ya burdan gidişim niye bu kadar acıtıyordu canımı? Ondan zorunlu olarak ayrıldığım için miydi? Yoksa bir daha göremem korkusu muydu? Son kez bakıyordum belki de ona bu yüzden yüzünün...