Wish List

0.9: Her Birthday

Slm

Dün doğum günümdü

Kutlar mısınız tşk

-- Carlos --

"O sikik nasıl olur da doğum gününde bu hale gelmesini sağlar anlamıyorum."

Marine odada uyurken Olivia'ya içimdeki bütün siniri aktarıyordum. Olivia ise tüm sakinliğini koruyarak karşımda beni dinliyordu. Aslında sakin değildi. Öyle görünüyordu. Kafasında Luke'u bin parçaya ayırıp kuşlara yem ettiğine emindim.

"Ben aslında biliyordum."

Duyduğum cümleyle şaşkınlığımı gizleyemeden Oli'ye baktım.

"Ne demek bu?" dedim sakinliğimi koruyarak. -Öyle görünmese de-

Omuz silkti. "Luke ve Marzia'nın arasında bir şeyler olduğunu anlamıştım ama üzüleceğini bildiğim için söylemek istemedim." dedi. O Marzia denen orospudan hep nefret etmişimdir. Şimdi onu daha çok öldürmek istiyordum.

"Doğum günü için ne yapacağız?" dedim konuyu değiştirerek. Aslında Marine partiyi sevse bile doğum gününü kutlamayı sevmezdi. Neden olduğunu bilmiyordum; bunu bu şekilde kabullenmiştik.

"Hiçbir şey? Marine doğum günü kutlamayı sevmez. Bir pasta alırız Sky, sen, ben ve Mari kutlarız. Bu kadar. Fazla bir şeye gerek yok." dedi Olivia. Hediye almayı da seven biri değildi. Yine de ben hediyemi çoktan hazırlamıştım.

Kapının çalmasıyla kaşlarımı çattım. "Kimi bekliyoruz?" diye sordum kapıyı açmaya giden Olivia'ya. "Sky gelmiştir." dedi ve tahmininde de doğru çıktı. Sinirden köpürmüş bir Sky hararetle içeri girdi.

"O ibneyi kendi ellerimle boğacağım." dedi kendini koltuğa atarken. Kıkırdadım. "Bunu hepimiz istiyoruz. Tek değilsin." dedim. Marine'in nerede olduğunu sorduğunda uyuduğunu ve onu uyandırmamız gerektiğini söyleyince büyük bir sessizlik oldu. Olivia bu sessizliği bozan olup, Sky'a Marine'nin doğum günü için yapacağımız şeyi anlattı. Sky onay verdikten sonra Marine'i kontrol etmek için odasına gittim. Yatağında kıvrılmış bir şekilde uyuyordu ve yüzündeki izler uyumadan önce ağladığını belli ediyordu. Yatağın köşesine oturup onu izlemeye başladım. Nefes alışının düzensizliği henüz yeni uykuya dalmış olduğunun bir göstergesiydi.

Dayanamayıp yanına uzandım. Yatakta kıpırdama olunca hareketlendi ve yüzünü bana dönüp uyumaya devam etti. "O piç gününü mahvetti ama ben düzelteceğim, güzelim." diye fısıldadım.

--

"Iyiki doğdun Mari!" Hepimiz aynı anda bağırınca Marine kahkaha attı. "Çocuklar hiç gerek yoktu." diyerek tek tek hepimize sarıldı. Hepimiz ona karşılık verdik ve kızlar hediyelerini uzattılar. Ben her zaman özel olmalıydım, Marine bunu artık ezberlediği için benden hediye beklememişti. Aslında ona hediye almıştım ama gecenin sonunda verecektim. Kızların hediyelerini açarken mutlu görünüyordu. Sabah ki olayları unutmuş gibiydi. Pastasından hepimiz bir dilim aldık ve koyu sohbetimize daldık.

"Görüşürüz kızlar." Marine kızları yolcu edip koltuğa kendini attı. Yanına oturup kolumu omzuna attım. Kafasını bana yasladı. Cebimdeki kutuyu ona uzattım. "Doğum günün kutlu olsun güzelim." diyip kafasına bir öpücük kondurdum. Şaşırmış bir şekilde kutuyu elimden aldı ve hevesle açtı. Gözlerindeki parıltıyı gördüğümde mutlu oldum. Hediyeyi beğenmişti. İçimde bir his tepinip dururken kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

"Carlos, bu- aman tanrım çok güzel." Kelimeleri bir araya getirmeye çalışırken çok komik göründüğünü gizleyemedim. O da kendi haline gülüp üstünde yonca olan kolyesini takmamı istedi.

"Bu akşam burada kalır mısın?" dedi sessiz bir şekilde. Kafamı salladım. Onu kendime çekip sarıldım.

Ve anın tadını çıkarmaya başladım.