Bölüm 7

41 5 0
                                    

- Hale ölmeden önce - 

Handan buzluğa baktı ve markete gitmesi gerektiğini düşündü. Tezgahın üzerinde duran çantasını alıp, Hale'nin bir şey isteyip istemediğini öğrenmek için üst kata çıktı ve kapıyı çaldı. Başını içeriye uzattığında Hale'nin terasta oturduğunu gördü ve gülümseyerek ''Hale hanım, ben markete gidiyorum. Bir şey ister misiniz? '' Hale ''Hayır Teşekkür ederim.'' Handan elinde çantasıyla merdivenlerden aşağıya doğru indi ve evden çıktı.

Necla yemek masasında oturup, fotoğraf albümüne bakıyordu. Emre'nin bebekliğine ait bir fotoğrafı görünce, öylece durdu ve artık iyi bir konuşma yapması gerektiğini düşündü. Albümü kapattı ve oturma odasındaki kitaplığa yerleştirdi. Sonrada evden çıktı.

Handan arabasıyla mahalleden çıkarken, Necla da Hale'nin yanına, Handan'ın evine gidiyordu.

Teras merdivenlerini çıktı, kapıya doğru ilerledi. Kapı aralıktı. Handan'ın evden çıktığını gördüğünden, kimsenin olmadığının farkındaydı. İçeri girdi ve ''Hale !'' Necla'nın sesini duyan Hale, odasının kapısından aşağıya doğru baktı ve ''Efendim Necla.'' Necla ''Seninle konuşmam gerek.'' ve üst kata, Hale'nin odasına doğru çıktı.

Birkaç dakika sonra odadan barışma sesleri gelmeye başladı. Hale ''Bu konuyu seninle çok ama çok öncede konuşmuştuk. Artık yeter. Emre benim oğlum.'' Necla ''Hayır. Onu sana vermeyi hiç istemedim. Emre buraya geldiğinde her şeyi anlatacağım.'' Hale kasılarak derin bir nefes aldı ''Hayır... Bunu yapmayacaksın. İnsanların seni çocuğunu veren bir anne...'' Necla hızlı bir el hareketiyle ''Ne isterlerse düşünsünler. Yıllardır ruhum sızlıyor.'' Hale yüzünü ekşiterek elini kalbinin üzerine koydu. kalbindeki kasılmayı hissetti ve boğuk bir sesle ''Yardım et... Sanırım kalp krizi geçiriyorum.'' Necla hiçbir şey yapmadı. Sadece Hale'nin kıvranmalarını izledi. Hale yere düştü. Etraf kararmaya başlarken, yirmi yıl önce olan olay gözünün önünden geçti.

******

Hale'nin eşi Sinan işten geldi ve arabasını garaj yolunda bırakıp, eve doğru ilerledi. İçeri girdiğinde, Emre'nin mutfaktan gelen ağlamalarını duydu ve Hale'yi de salonda, kendinden geçmiş bir şekilde viski içerken gördü. ''Nedir bu rezalet! '' diye bağırdı. Hale ayağa kalktı ve elindeki viski bardağını duvara fırlattı. Bardak tuzla buz olurken, Hale '' Ne mi Oluyor ? '' Sinan'ın üzerine doğru yürümeye başladı. Sinan '' Evet! Bir açıklama bekliyorum.'' Hale içkinin verdiği sarhoşluktan, kahkaha atmaya başladı ve yüksek sesle ''Necla geldi ve bana Emre'yi almak istediğini söyledi. Düşüne biliyor musun ?'' Sinan şaşkınlıkla Hale'ye bakarken, Hale dişlerini sıktı. Parmağının ucuyla Sinan'ın omzuna vurarak ''Bunların hepsi senin yüzünden başıma geldi. Senin yetersizliğin yüzünden çocuğumuz olmadı... El alemin çocuğunu aldık eve getirdik.'' Sinan tam ağzını açarken, Hale yüksek sesle ''Katilsin sen. gençliğimin, güzelliğimin katilisin. Hayatımı mahvettin.'' ve elini anlına koyup pencereye doğru ilerledi. O sırada Sinan kalbindeki kasılmayı hissetti. Sağ elini göğsüne koyup, boğuk bir sesle ''Sanırım kalp krizi geçiriyorum. Hastaneye gitmeliyim.'' Hale, Sinan'a tepeden bakarak '' Duygu sömürüsü yapma. Sana inanmıyorum.'' Sinan o anda yere düşerken, ağzından çıkan son sözleri ''Hale... Yardım et.'' Oldu. Hale ise kilitlendi ve öylece durdu.

Cumartesi sabahı

** İkinci kez öldükten sonra, artık işime yaramayan parçalarımdan kurtulmaya başladım. Arzular, inançlar, tutkular, şüpheler; insanlığıma dair tüm izler yok edildi... Sonsuzlukta yol alırken, daha rahat yolculuk etmenizi sağlıyor. Aslında bir tek şeyi korumak için uğraştım... Hafızamı.

NİSAN SOKAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin