Bölüm 9

38 5 2
                                    


**Ona hiç dikkat etmezsiniz... ama postalarınızı getiren o hoş adam... karısını dövüyordur.

Gülümsemesinden asla tahmin etmezsiniz... ama kaldırımdaki o hoş kadın...patronunu kazıklıyordur.

Şu her sabah koşan atletik çift var ya... kokain bağımlısıdırlar.

Acı gerçek şudur ki... dostlarımızı ve komşularımızı... sandığımız kadar iyi tanıyamayız. Çok sevdiğimiz kişilerin bile... gizlediği sırları vardır.**

Hale'nin cenazesinin üzerinden iki gün geçti. Bu iki gün içerisinde Nurcan Kanada'ya geri döndü. Halide ve Ali çifti iyice mahalleye alıştı ve mahalledeki insanların hepsiyle tanıştılar. Necla ve Ahmet, Emre'ye şimdilik bir şey söylememeye karar verdi. Jale, Zafer ve Gülay ailece göl kenarındaki yazlıklarında bir haftalık tatil planlarını gerçekleştirmek için yola koyuldular... Emre ise mahallelinin de yardımlarıyla, Hale'nin evinin tamiratını başlattı.

-GÜNEŞ TATİL KÖYÜ-

Güneş tatil köyü ormanda, göl kenarındaki evlerden oluşan bir tatil sitesidir. Her evin ayrı iskelesi ve sandalı bulunuyordu. Etraftaki çam ağaçları, gölün kenarındaki büyük taşlar ve yabani çiçeklerin kokusu... Biraz dinlenmek ve rahatlamak için bundan daha iyisi olamazdı. Özelliklede Nisan sokağı gibi trajedilerle dolu bir yerde yaşıyorsanız. Burası adeta bir cennet değerinde olurdu.

Gülay bikinisi ile ahşap iskelenin üzerinde uzanıp güneşin tadını çıkartırken, güneş gözlüklerinin ardından, doğanın yeşil güzelliklerine bakıyordu. Temiz havayı içine çekti ve güneşin sıcaklığının sırtında oluşturduğu rahatlığa bıraktı kendini. Sağ tarafındaki limonatasından bir yudum alırken, bu rahatlık çok farklı noktalara gitmeye başladı. Karşı evin iskelesindeki yakışıklı çocuk dikkatini feci halde çekti. Sesli olarak ''Hoş geldin huzur, hoş geldin güzellik ve canın cehenneme Nisan sokağı.'' Birden cep telefonu çaldı, arayan Cemre idi.

''Efendim Cemre.''

''Her şey yolunda mı? Tatilin nasıl geçiyor?''

''Gayet iyi. Burası çok rahatlatıcı. Sizin adınıza çok üzgünüm çünkü teklifimi kabul etmediniz.''

'' Gülay beni bilirsin. Yeşillikle aram ancak porselen bir kasede iyidir.''

Gülay karşı iskeledeki çocuğun suya dalışını kana susamış bir şekilde izlerken ''Emin ol burası etoburlar için tatlım.''

''Ne demek istiyorsun?''

'' karşı iskeledeki yakışıklıdan bahsediyorum.''

''Aman Tanrım. Bana fotoğrafını yolla hemen.''

''Kapatmalıyım Cemre. Sonra konuşuruz. Bay''

Gülay rahatlamaya kaldığı yerden devam ederken, birden ayağa kalktı ve hafiften gerildikten sonra göle dalmaya karar verdi. Çünkü filmde oynamak izlemekten daha keyifliydi.

Halide, oturma odasında oturup kitap okurken, eşi Ali'nin iki gün önce cenaze çıkışında söyledikleri aklına geldi. Ali ''Böyle bir günde de olsa, komşularımızla tanıştık.'' Demişti. Halide eşinin ne demek istediğini çok iyi anlamıştı. Ama bunun olmasına izin veremezdi. Çünkü artık normal bir hayat istiyordu. Mutlu bir aile,iyi komşular, herkesin ki gibi normal bir hayat istiyordu sadece. Ama eşinin takıntıları bunlara engel oluyordu. Zaten Nisan sokağına da bu yüzden taşındılar. Gerçi Halide bu taşınma olaylarına artık alışmıştı. Çünkü bu dördüncü taşınmalarıydı. Ama artık Nisan sokağının son taşındıkları yer olmasını istiyordu.

NİSAN SOKAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin