**Herkes, hayatta izleyeceği yolu seçmek zorundadır... ve birkaç özel insan için, o yol Nisan Sokağına çıkar.
Hepsi aynı şekilde gelirler. Tıka basa dolu kamyonlarla, eve yaklaşırlar... Beraberinde pahalı antikalarını ve sıradan hayallerini getirirler. Hepsini ilk gördüğüm anı hatırlıyorum.
Örneğin Handan Başlıca ile mahalleye ilk taşındığı gün tanıştım. Kendine güveni tam görünüyordu. Elimde olmadan gözüm korktu.O güçlü kadının ardındaki boşanma hikayesini dinledikten sonra, onun ikinci annesi oluverdim.**
''Siz Handan Başlıca. Harun Tekin'i kocalığa kabul ediyor musunuz?'' Handan güler yüzlü bir şekilde konuklara baktı. Sonra Harun'a bakarak mikrofona doğru eğildi ve ''Evet. Evet kabul ediyorum.''
''Siz Harun Tekin. Handan Başlıca'yı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?''
''Evet!''
''O zaman bende sizi bana verilen yetkiye dayanarak, karı ve koca ilan ediyorum... Gelini öpebilirsiniz.''
Harun ve Handan nikahlarının ertesi günü iki haftalığına Venedik'e gittiler. Cemre ise annesi gelene kadar, Aslı'ların evinde kalmayı tercih etti.
*******
Cemre derin bir iç çekti. ''Nasıl olur?'' Cemre'nin telefonda konuştuğunu gören Aslı, verdiği tepkinin sebebini merakla beklerken, Cemre telefonu kapattı ve ''İnanamıyorum. Gerçekten inanamıyorum. Ben şimdi ne yapacağım?''
''Sorun nedir Cemre?''
Cemre ellini mutfak tezgahının üzerine koydu ve ''Annem. Annem giderken manikür setimi de götürmüş.'' ve ellerini gösterip ''Şu tırnaklarımın haline bak.''
''Of... derdin bu muydu? Hep söylerdim de gülerdin. Gerçekten halen daha aynı Cemresin.'' Parmağıyla yaptığı işaretle ''Bu kadar bile büyümedin. Artık 22 yasındasın Cemre.''
''Hey. Bir kere resmi olarak yirmi ikiyim. Ruhen halen daha 17 yaşındayım.''
''Evet. Bunu 18 yaşına girerken de söylemiştin.''
Cemre küçük bir kahkaha attı. ''Söyledim mi gerçekten.''
Gülay odasında bir ileri bir geri yürüyordu. Sıkıntısından pencereye doğru ilerledi ve perdeyi hızlıca araladı. Çırpınırcasına camı açtı. Sanki odasındaki oksijen bitmişti ve daha fazla dayanamıyordu. Dışarıdaki temiz havayı içine çektikten sonra çalışma masasına doğru ilerledi ve çekmeceye koyduğu zarfı tekrardan çıkarttı. Notta yazan telefon numarasına bakarak ''Acaba arasam mı?'' Telefonunu masanın üzerinde bıraktı. ''Yok... Hayır.'' Düşüncelere dalarken, kapı zili irkilmesine sebep oldu.
Jale mutfaktan çıkıp kapıya doğru ilerlerken, bir yandan da ellerini belindeki önlüğüne siliyordu. Kapıyı açtı ve karşısında Necla'yı gördü.
''Merhaba Jale. Kek yapıyordum da. Evde yumurta bitmiş. Acaba sende varsa iki tane verebilir misin?''
''Tabi. İçeri gelin lütfen. Dışarıda beklemeyin.'' ve kapıyı kapatıp mutfağa doğru ilerlemeye başladı.
Gülay, zarfta yazılı olan telefon numarasına mesaj attı. Artık geri dönüşü yoktu. Ya bu zarftan annesine söz edecekti. Yada kendisi halledecekti. Planı basitti ama uygulaması bir o kadar güçtü.
Merdivenlerin başından usulca aşağıyı kontrol etti. Annesi, Necla'yı geçirip kapıyı kapattı ve mutfakta yarım kalan yemeğini yapmaya devam etti.Babasının da işte olmasını fırsat bildi ve planının ilk adımı için kolları sıvadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİSAN SOKAĞI
Misterio / SuspensoBeyaz bahçe çitlerinin ardında... rutin hayatlarını sürdüren nisan sokağı sakinlerinin, skandallarla dolu geçmişleri... Dram, sır, intikam ve cinayet.... Her şey nisan sokağında... #perspektif2016