Skylar'ı Adelaide Kane yaptım gibi bişiler oldu. Umarım iyi yapmışımdır, iyi okumalaaar ♥♥
-
|Edward'ın Ağzından|
Skylar Arrington. Vincent Arrington'ın babasının ne boklar yediğinden haberi olmayan masum kızı. O piç hakkında yeterince araştırma yapmıştım ve Skylar'ı o barda ilk gördüğüm an tanımış, kim olduğunu anlamış ve vakit kaybetmeden ona yaklaşmıştım. Karşıma çıkan bu fırsatı tepemezdim, değil mi? Özellikle de babası iki yıl önce hayatımı bu kadar mahvetmişken onunla bir bağ oluşturmamak aptallık olurdu. Ben Vincent'ı halletmekten vazgeçmişken karşıma çıkan bu fırsat Tanrı'nın bana onu işkence ederek halletmem için yalvarma şekliydi belki de. Onun yüzünden zarar gören o kadar insanı düşünürsek... Hak ediyordu.
Aklımda tam olarak ne yapacağıma dair hiçbir fikir yoktu, gerçekten de hazırlıksız yakalanmıştım. Ama bu halledilebilirdi. Şimdilik amacım Skylar'ı bana bağlamaktı. Onu tanıdığım kadarıyla bu kolay olacağa benzemiyordu. Geçmişinde çok şey yaşamış ve gerçek anlamda bağlanma sorunları olan bir kızdı. Araştırmalarım arasında onun geçmişi de vardı. Babasını araştırırken kızını araştırmamak büyük bir hata olurdu sonuçta. Lisede yaşadığı bir ilişkinin birkaç ay sürüp bitmesinden sonra çocuk birkaç büyük yalan söyleyerek Skylar'ı okula rezil etmiş ve Skylar bir daha kendine gelememiş. O zamanların kendini beğenmeyen, sönük Skylar'ı kendine çeki düzen verip özgüvenini toparlamış. Özgüvenini toparlaması erkeklere karşı bir güven oluşturmamış tabii. Kısacası kırık bir kalbi tamir etmeye çalışacaktım ve emindim ki kolay olmayacaktı.
Skylar'ın eve girişini gördüğümde cebimden telefonumu çıkarıp Matthew'un numarasını tuşladım. Birkaç çalıştan sonra açılmıştı.
"Buldum onu Matt. Hatta aslında... O beni buldu." Kaputun üzerine oturmuş evi izliyordum.
"Ne sikimden bahsediyorsun Edward?"
"Arrington'lar. O piçin kızı ile tanıştım. Sanki Tanrı intikam almam için bana yalvarıyor." Ufak bir kahkaha attım. Matthew ise karşımda sesini yükseltmişti, sinirlenmiş olmalıydı.
"Saçmalamayı kes. Aylar önce bu işin peşini bırakmıştın hani? Artık kafayı yemiş biri gibi onlar hakkında araştırma yapmayacak, o şerefsizi boş bir anında yakalamak için uğraşmayacaktın, ha? Ne oldu bunlara?!"
"Bırakmıştım... Ta ki o karşıma çıkana kadar. Onu kendime öyle bir bağlayacağım ki-"
"Ah sen çıldırmışsın Edward." Telefon suratıma kapanınca seslice nefesimi verip telefonu cebime attım. Arabaya atladım ve hızlıca bara doğru sürdüm. Trevor ile Greg orada olduklarını söylemiş, beni de yanlarına çağırmışlardı.
*
"Beraber çıkmanıza rağmen onu yatağa atmadın yani? Sen bir salaksın dostum." Dedi Greg kahkahaları arasında.
"Onun da zamanı gelecek." Elimdeki viskiden bir yudum aldım.
"Pekala. Beraber çıkmaya nasıl ikna ettin?"
"Sizinle iddiaya girdiğim yalanını söyledim. Zaten yanındakilerden kurtulmak istiyormuş. Kolay oldu." Omuz silktim. Trevor elindeki bardağı benimki ile tokuşturdu.
"Hedeflerini çok iyi buluyorsun dostum." Eliyle sırtıma vurup kahkaha attı.
İçkimden bir yudum alıp beni duyamayacakları bir tonda mırıldandım. "Ah bu sefer o beni buldu."
|Skylar'ın Ağzından|
"Bir asistana gerçekten çok ihtiyacım var baba." Babam önündeki eti kesmek ile meşgulken ondan cevap bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lose It All (Ed Sheeran)
Fanfiction"Beni kolayca etkileyebileceğin kızlardan zannediyorsan-" "Ah hayır. Değilsin, farklısın. Bunu anlayabiliyorum." Nefesinde birbirine karışmış viski ve sigara kokusu dudaklarından dökülen her kelime sonrası burnuma çarpıyordu. "Zekisin." Ufak bir gü...