İyi akşamlar tatlışlarııım! Öncelikle şunu söyleyeyim 14. bölümde saçma sapan bi hata yaptığımı fark ettim (Edward'ın sabahtan şirkete gidip Skylar'dan önce evden çıkmasına rağmen Skylar'ın sergiye varmasından sonra şirkette olması gibi ldsfjshgk) onu düzelttim bakmak isterseniz haberiniz olsuun ✋🏼 Her neyse bu bölüm Edward'ın ağzından biraz da onun hayatı nasıl gidiyo görelim istedim fdlkhgdj iyi okumalaar xx
-
|Edward'ın Ağzından|
Aklımda ne yapacağıma dair pek bir plan yokken her şey sanki benim lehime işliyordu. Kendime öncelik olarak Skylar'ı tamamen elde etmeyi edinmişken -ki bunu yaşadığımız onca şeye rağmen hala gerçekleştiremediğime emindim- kendimi babasından Skylar'ın asistanı olmak için iş teklifi alırken bulmuştum. Şimdi ise onunla her şeyi detaylı konuşma amaçlı olarak şirkete gidiyordum.
Skylar'ın bu durumdan memnun olduğunu söyleyemezdim. Yemek masasında babası ile konuşmam boyunca sürekli alternatifler bulmaya babasını beni işe almaması için ikna etmeye çalışmıştı. Tabii şu anda yolda olduğumu düşünürsek pek başarılı olamamıştı.
Şirkete vardığımda arabayı park ettikten sonra girişe gidip Bay Arrington ile görüşmeye geldiğimi söyledim.
"Ah Skylar ile birbirinizden haberiniz yok galiba, ha? Birkaç gün şirkete gelmeyecek, yani... Boşuna gelmişsin." Yüzündeki ukala ifadesi ile Keith yanımda belirdiğinde sözlerine karşılık olarak başımı iki yana sallamıştım.
"Bay Arrington ile görüşmeye geldim ve inan bana sevgilimin attığı her adımdan haberim oluyor." Omzuna hafifçe vurduktan sonra bakışlarımı tekrardan danışmadaki kadına çevirdim. Kadın bakışlarıma karşılık olarak "Bay Arrington sizi odasında bekliyor." Cevabını verdiğinde ve odanın nerede olduğunu eklediğinde onu onayladım.
Keith'in suratındaki ifade sadece bozulduğunu değil, Skylar'ın babası ile ne zaman tanıştığımı, onunla ne görüşeceğimi de merak ettiğini gösteriyordu. Yakında öğrenecekti de zaten.
"Beni buralarda çok göreceksin, Keith." Adımlarımı asansöre doğru sürdürdüm. Bindiğimde ise kapı kapanmadan bakışlarını üzerimde tutmaya devam eden Keith'e küçük bir tebessüm gönderdim.
"Tahmin edebileceğinden de fazla."
*
"Edward? Erkenci olmanı sevdim. Programıma bir son dakika toplantısı eklendi bu yüzden görüşmeyi biraz hızlı tutsak iyi olacak." Uzattığı elini kavrayıp sıkıştıktan sonra bedenimi sandalyeye bıraktım. Ah Tanrım, bu adamdan gerçekten nefret ediyordum fakat bunu yansıtmamam gerekiyordu ki başarmıştım da. Aynı masada yemek yediğimiz saatlerde onlara fazlasıyla iyi ve sevecen gözüktüğüme emindim, yoksa burada olmazdım.
"Ah tabii... Bay Arrington. CV'im burada." Bacaklarım üzerine koyduğum dosyayı elime alarak ona uzattığımda hızla kavramış ve yazanları dikkatle incelemeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lose It All (Ed Sheeran)
Fanfiction"Beni kolayca etkileyebileceğin kızlardan zannediyorsan-" "Ah hayır. Değilsin, farklısın. Bunu anlayabiliyorum." Nefesinde birbirine karışmış viski ve sigara kokusu dudaklarından dökülen her kelime sonrası burnuma çarpıyordu. "Zekisin." Ufak bir gü...