Az önce telefonumun ekranında multideki fotoğrafa bakarak "Allam nasıl aşığım belli değil" dedim bu yüzdeen buralara da koymazsam olmaaaz ❤️ haaydi iyi okumalar minnoşlarım xx
-
"Arkadaşın gitti, sen de gitmeyi düşünmüyor musun?" makyaj masasının önündeki sandalyeye oturmuş makyajımı siliyordum, Edward ise omzunu duvara dayamış beni izliyordu.
"Düşünmüyorum." Dediğinde seslice nefesimi verip odamdaki ufak banyoya yöneldim. Yüzümü yıkayıp kendime gelmeliydim. Hala iyi değildim ama yüzüme vuracağım soğuk su kesinlikle sorunların birkaçını hallederdi.
Banyodan çıktığımda hala bıraktığım yerdeydi. "İyi bak. Evde böyle bir şeye dönüşüyorum." İşaret parmağım ile yüzümün çevresinde daireler çizdim.
"Eh idare eder." Dediğini duyduğumda kaşlarımı çatıp hala başımda olan şapkasını ona fırlatmıştım. "Ah pislik. Git buradan." Şapka koluna çarpıp yere düştüğünde onu almaya bile yeltenmemiş ve ufak adımlarla yanıma yaklaşmaya başlamıştı. Kolunu belime sıkıca dolayıp boştaki eliyle çenemi kavradı.
"Gidemem. Burada yapacak birkaç... İşim var." Gözlerini önce gözlerime, sonra dudaklarıma ardından tekrar gözlerime çevirdi.
"Neymiş o işler?" göğüslerinin üzerinde olan ellerimi yukarı doğru kaydırıp kollarımı boynuna doladım. O, birkaç saniye düşünür gibi tavana bakarken ben de bakışlarımı üzerinden ayırmamıştım. Ani bir hareketle beni kalçamdan kavrayıp bacaklarımı belinin biraz yukarısına dolayacağım şekilde kucağına aldığında ister istemez ani bir çığlık atmıştım. Kollarımı daha sıkı dolayıp alnımı kıkırdayarak omzuna koydum. Boynuma dudaklarını sürtüşünü ve nefes alışverişlerini hissetmem huylanmama ve hızlı bir hareketle başımı kaldırmama sebep olmuştu. Nefeslerini verdiği yere bir öpücük bırakıp yüzünü bana çevirdi.
"Yeterince açık bir cevap oldu mu yoksa daha net bir şey ister misin?" başımı birkaç santim aşağı eğip yüzlerimizi aynı seviyeye getirdim.
"Galiba... Daha net bir cevaba ihtiyacım olacak." Dudaklarındaki tebessümü görmeme sadece birkaç saniyeliğine izin vermiş, ardından onları benimkiler ile buluşturmuştu. Olduğu yerde durmak yerine adımlarını doğru tahmin ediyorsam yatağın olduğu yöne doğru sürdürdü. Durduğunda ve sırtım yumuşak ama bir o kadar soğuk yatak ile buluştuğunda ellerini üzerimdeki tişörtü çıkartmak için kullanıp başarılı olduktan sonra tekrar dudaklarımızı birleştirdi. Parmaklarımın bir kısmı saçlarının arasında dolanırken diğer bir kısmı ise tişörtünü yukarı doğru sıyırmak ile meşguldü.
Passion'ın bana "Sky?" diye seslenişini duyduğumda bir süre bunun beynimin bana bir oyunu olduğuna kendimi ikna etmeye çalışsam da aynı sesleniş yinelenince bunun fazlasıyla gerçek olduğunu anlamıştım. Edward'ın ağzımın içine doğru "Sikeyim." Diyişi kıkırdamama sebep olmuştu.
"Midem... Ah sanırım kusacağım." Diye mırıldandığını duyduğumda hızlı bir hareketle Edward'ın üstüne çıktım. Hayır hayır, kusmamalıydı. Daha birkaç ay önce aşık olarak aldığım koltuklarımı iğrenç bir hale sokamazdı.
"Siktir. Yeni koltuklarımın üzerine kusmamalı." Seslice nefesimi verdim. "Geliyorum!" Üzerine at biner gibi oturuyordum, vücudunu dikleştirip kollarını sıkıca belime sardı.
"Hayır, bir yere gitmiyorsun." Yastığın üzerinde duran tişörtümü alıp üzerime geçirdim.
"Evet, gidiyorum ve sen de bana yardıma geliyorsun." Dudaklarına kısa bir öpücük bıraktıktan sonra belime sarılı kollarını ayırıp kucağından kalktım. Ben olabildiğince hızlı adımlarla salona doğru giderken o da peşimden gelmişti. Passion'ı yattığı yerden kaldırmaya çalışırken işimi kolaylaştırıp onu kucağına aldı ve banyonun yerini göstermem üzerine oraya doğru yürümeye başladı. Suratımda sinirini bozabilecek bir ifadeyle sırıtıyordum. Sırıtışımı fark ettiğinde olduğu yerde durup bana doğru döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lose It All (Ed Sheeran)
Fanfiction"Beni kolayca etkileyebileceğin kızlardan zannediyorsan-" "Ah hayır. Değilsin, farklısın. Bunu anlayabiliyorum." Nefesinde birbirine karışmış viski ve sigara kokusu dudaklarından dökülen her kelime sonrası burnuma çarpıyordu. "Zekisin." Ufak bir gü...