Gökyüzünde Bir Gökçe (1.Bölüm)

368 36 12
                                    

Gece yarısıydı ve ben her gece olduğu gibi yine kendimi gecenin sessizliğine atıverdim. Evden çıktığımda bir kış gecesinde olduğumu unutmuştum, kısa giyindiğimin farkına vardım ve hemen geri dönmek istedim fakat ben dışarıya çıkalı epeyce bir süre olmuştu. O anda geri dönmek akıllı bir çözüm olarak gelmediğinden olsa gerek, umursamadım. Geceydi ve karanlık çökmüştü şehre. Bu gece nedense her gece olduğundan daha çok ıssızdı sokak araları. Sanki istemediği bir şeylere şahit olmuş ve tehdit ediliyormuş gibi ürkek.

Tatlı ve sert rüzgara aldırış etmeden dolandım İzmir'in aşk kokan sokaklarında. Sokaklar sessizdi, içim biraz buruktu bu gece... Hani bazen insan hayattan hatta yaşamaktan sıkılır ya bende sıkılmıştım. Ruhum sanki bedenime dar gelmeye başlamıştı. Kaburgalarımdan okunuyordu kırılmışlığım. Her zaman çıkmazdım gece gezmelerime ama ne zaman çıksam mutlaka içimde bir sıkıntı hissediyorumdur. Bu gece de içim içime sığmıyordu.

Saatin kaç olduğu umurumda değildi, sokak aralarında yürüyordum. Hiç bilmediğim sokaklara girmek hoşuma gidiyordu. İşin garip tarafı ise, bilmediğim sokakların sonu hep bildiğim caddelere çıkmasıydı. İzmir'in aşk kokan sokakları, yalnızlığıma bir darbe daha vurur hale gelmeye başladığında durup bir düşündüm. Hayatımda omzumu yaslayacağım hiç kimse yoktu. İşten eve, evden tekrar işe gitmelerin sonu olmayacağını anlamıştım.Benimde herkes gibi başımı yaslayacağım narin bir omuz olmalıydı.

Etrafımdaki herkes ya evli ya da bir çoğunun sevgilisi vardı. İş yemeklerine tek ben yalnız katılıyordum. Tabii ki de bu benim kendi istediğim için değildi. Hayatımda biri olmadığı içindi.

Başım öne eğik bir vaziyette İzmir kordonda yürüyordum, esen rüzgar bana kaybolan benliğimi hatırlatıyordu. İzmir kadınları ulaşılması zor kadınlardandı ve bu durum işimi git gide zorlaştırıyordu. Bir kadına 'günaydın' bile diyemezken nasıl olur da sevdiğimi söyleyebilirdim ki diye iç çekerek yürümeye devam ettim, İzmir'in aşk kokan sokaklarında.

Kendisine gerçekleri açıklamaktan çekinen bir adam ; hayatı boyunca karşısındaki insana karşı duygularını tüm saflığıyla aktaramaz. İnsan önce kendisiyle dost olmalı.

Farkına bile varmadan kordonu boylu boyunca turlamıştım. Ayaklarımı hissetmiyordum ama hala yürümekte ısrarcıydım. Bu yolun sonu nereye varacaktı ? İnan bunu ben bile bilemiyordum. Tek bildiğim yürümem gerektiğiydi.

Yürüyordum, ayağım takıldı ve düşüverdim. Uzun süre ağrıdan gözlerimi bile açamadım. Ayak serçe parmağım yere çarpmıştı. Keskin bir ağrım olduğundan olsa gerek bağırmaya başlamıştım. Kendimi ilk defa bu kadar çaresiz ve yardıma muhtaç hissetmiştim. Serçe parmağın ağrısı, ne kadar olur ki desem de ilk defa bu kadar canım yanmıştı. Ufak bir çarpma gibi görünse de aslında hiçte öyle değildi... Sanki çarptığım yer yüreğimdi ondan böyle yandı canım...


***


Gökyüzünde Bir GökçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin