GÖKYÜZÜNDE BİR GÖKÇE(Bölüm 19)

19 4 0
                                    

Günlerce belki de haftalarca konuşmadılar. O güne kadar her şey çok güzel gidiyordu ilişkilerinde. Yağız, her şey güzel olacak ama lütfen benden uzaklaşma diye cebelleşirken Gökçe bir havuz dolusu sorularıyla yüzleşiyor ve boğulmamak için direniyordu.

O yemekten sonra sekiz hafta olmuştu görüşmeyeli yani toplamında iki aya tekabül ediyor. Yağız, sürekli Gökçeyi arıyor fakat Gökçe telefonu açmıyordu. Artık Yağız cebelleşmekten tükeniyordu ki son kes aradı uzun bir süre çaldı ve sonunda gökçe telefonu açtı.

Yağız : Minik Serçem, nasıl da özlemişim. Neden bana karşı böyle cephe aldın. Benim ne suçum var ki seni sevmekten başka.

Gökçe : Beni sevmek sana göre suç mu.? Anlıyorum Yağız. Eğer Özleseydin böyle demezdin.

Yağız : Minik serçem, ben o anlamda demedim. Hemen yanlış anlama. Çok zor bir dönemden geçiyorsun. Anlıyorum. Seni çok seviyorum minik serçem. Bu akşam ilk karşılaşmamızda oturduğumuz restoranda buluşup konuşalım. Böyle küslük daha ne zamana kadar sürecek.

Gökçe : Bu akşam seni orada bekleyeceğiz.

Yağız : Nasıl yani annem de mi geliyor. Yoksa artık olumlu mu bakıyor. ?

Gökçe : Fazla soru sorma bu akşam gelirsen görürsün. Hoşça kal

***

Yağız, Gökçeye evlenme teklifi ettiği takım elbisesini giydi. Sabırsız bir halde evden çıktı. Mekana doğru yol aldı. Daha gitmeden tedbirini almıştı ve restorandan rezerve yaptırmıştı. Yine o gün oturdukları masayı istediğinde görevli o masamız dolu beyefendi demişti. Fakat Yağız, bahşişi yükselttiğinde iki tarafta uzlaşmış rezerve işlemini halletmişti.

Mekandan içeri girdi. Görevliye giderek masasına papatya koymasını istedi. Bu gece hiçbir aksilik kabul etmediğini defalarca tekrarladı. Hazırlıklar tamamlandığında havanın gittikçe karardığını gördü ve heyecanını yatıştırmak için garsondan bir kahve istedi. Gelene kadar bitirir en azından içini ısıtır diye düşündü.

Gökçe yanında bir adamla içeriye doğru girdi, yağız görür görmez ellerini salladı. Buradayım. Oturdular sonunda yerlerine. Yağız hemen heyecanla 'bir şeyler içer misiniz.'? Diye sorduğunda Gökçe, sert bir ses tonuyla hayır ! Bir şey içmeyeceğiz. 'O halde bir şeyler yiyin.' Yağız ! 'Anlamıyor musun.? Bir şeyler söylemem lazım sana ve sonrasında hemen gideceğiz.' 'Ben annenle geleceğini sanıyordum.' 'Annem çok hasta Yağız. Kanser olmuş. Gelmek istedi fakat gelecek dermanı bulamadı kendinde.'

'Çok üzgünüm. Allah acil şifalar versin. O halde ben seni tutmayayım. Anlatacaklarını anlat, daha sonrasında anneni ziyarete gideriz ellerini öperim.'

'Anlatacaklarımdan sonra böyle bir şey yapacağını sanmıyorum Yağız. Şimdi lütfen beni dinle.' !

***

Gökyüzünde Bir GökçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin