Multimediada İrem ve Ayaz var.
Iyi Okumalar...
-İrem'den-
Amerika'ya geldiğimiz ilk gün Ayaz ile vakit geçirmek için dışarı çıktık. Lokantaya gittik. Bugün de bara gideceğiz.
Altıma deri bir etek giydim. Bacak boyumun bir karış üstündeydi. Üzerime kısa kollu bebe yaka sade tişört giydim. Ayakkabı olarak da siyah topuklu botlarımı giydim. Saçlarımı da düzleştirip odadan çıktım. Ayaz otelin çıkışında beni bekliyordu. Yanına gittim.
Otelden çıkınca karşımda Ayaz'ı gördüm. Siyah düz bir tişört giymişti. Altına ise siyah kotunu giymişti. O kadar yakışıklıydı ki. Gözlerini oymam gereken çok kız olacaktı.
"Her zamanki gibi çok güzelsin." dedi yanına gidince.
"Sizde çok yakışıklısınız bayım." dedim gülümserken.
Kafasını hafifçe sallayarak kapımı açtı. Ben arabaya binince o da kendi koltuğuna geçti.
"Birincisi içmek yok. İkincisi o etek ne kadar kısa." dedi sinirli gibi bir haliyle bakarken.
"Kısa değil ki." dedim masum olmaya çalışarak. Ne yalan atıyorsun İrem? Basbaya kısaydı.
"Eğer bir erkeğin baktığını görürsem, ki bakacaklar biliyorum, orada gebertirim onu. Anladın mı?" dedi. Oflayarak kafamı ondan çevirdim.
"Sonra bana 'ay Ayaz bakmadı' 'ay Ayaz öldüreceksin çocuğu' demek yok." dedi sesimi taklit ederek. Sesimi taklik edince kahkaha attım. Benim gülmemle o da güldü. Gülüşüne kurban.
-Pelin'den-
Uyandığımda Batuhan yanımda değildi. Burada bir iki toplantısı olabileceğini söylemişti. Sanırım toplantıya gitmiştir.
Gerilerek yataktan kalktım. Otelde durmak istemiyordum. Bir taksi çevirip alışverişe çıkardım.
Dolaptan toz pembe bluz buldum ve aldım. Altıma cin bir kot giydim. Saçlarımı dalgalı bir şekilde saldım. Dudaklarıma parlatıcı sürdüm. Ayağıma da tahta topuplu ayakkabı aldım. Dolaptan kahverengi tonunda büyük bir çanta aldım ve otelden çıktım.
Görevlilerden birine rica edip taksi çağırdım. Taksi gelince bindim.
"Buralara en yakın olan bir alışveriş merkezine gidebilir miyiz?"
"Tabi." dedi taksici ve sürmeye başladı. Ben de Batuhan'a mesaj attım.
=Sevgilim ben alışverişe çıktım. Haberin olsun.
Taksi durduğunda ücreti ödeyip taksiden indim. Geldiğim yere önce bir güzel süzdüm. Sonra gözüme çarpan mağazalarda birine girdim.
Elime aldığım mavi spor bir elbise ile kabinlerden birine giderken yapılı bir adam yanıma geldi.
"Pelin?" dedi. Şaşırarak adama baktım.
"Adımı nereden biliyorsunuz?" dedim. Adam hafifçe güldü.
"Sizi tanıyorum. Sadece şunu söyleyeceğim. Adım Tayfun. Ayrıca Batuhan'a da söyleyin, nereye giderseniz gidin sizi bulabilirim." diyerek yanımdan ayrıldı. Korkuyla afallarken elimdeki elbiseyi aldığım yere geri koyup mağazadan çıktım. Telefonumu alıp Batuhan'ı aradım.
-Batuhan'dan-
Toplantı bitince bulunduğumuz restorandan çıktım. Pelin'i aramak için telefonumu çıkardım.
1 mesaj ve 15 cevapsız arama vardı. Önce mesaja baktım. Sonra hemen Pelin'i aradım.
"Sevgilim."
"Batuhan hemen otele gel." endişeyle ve korkuyla çıkan sesini duydum.
"Sakin ol. Ne oldu?"
"Hemen gel lütfen."
"Tamam." diyerek telefonu kapattım. Arabaya hızla atlayıp otele gittim.
Otele gelince arabadan inip anahtarları görevliye verdim. Hızlı adımlarla odaya çıktım.
-Pelin'den-
Otelde Batuhan'ın gelmesini beklerken çok korkmuştum. O adam kimdi ve neden bizi her yerde bulabileceğini söylemişti.
Odaya Batuhan'ın girmesiyle hızla yanına gidip sarıldım. Ellerini belime koydu daha sıkı sarıldı.
"Ne oldu?" dedi ayrılınca.
"Alışverişe gitmiştim. Mesaj da attım sana. Sonra bir adam yanıma geldi. Beni tanıyormuş. "Adım Tayfun. Batuhan'a da söyleyin nereye giderseniz gidin sizi bulabilirim.' dedi." korkuyla gözlerinin içine bakarken sinirle koltuktan kalktı. Ellerini saçlarının arasından geçirirken,
"Allah kahretsin." diye mırıldandı.
