Denizin en güzel manzarası eşliğinde sana dalmıştı yüreğim ..
Rastgele bir masa seçip oturdum sessizce,
İki kahve söyledim tek kişilik masama,
Biri bana diğeri ise içimdeki sanaydı.
Kırk yıl hatrı kalırmış derler ya bir kahvenin,
Şimdi sadece bende kalan o hatrı silmek için vaktidir içmenin ..
Oturup kalıyorum öylece susuyorum,
Sustukça derinleşiyor sanki denizin maviliği ..
Yine aklıma düşüyorsun,
Dile geliyor içimdeki şair;
"Aşk neydi?" diye soruyorum.
Solunu bir kişinin ellerine bırakmak diye başlıyor cümlelerine.
Bırakacaksında bırakmasına önce bir bakacaksın,
O eller emanete sahip çıkabilir mi diye ..
Kirliyse elleri geri çekeceksin yüreğini,
Çünkü bir kere parçalanırsa gelmez bir araya eskisi gibi.
Zor iştir sevmek diyor;
Canın yanacak yandıkça ağırlaşacak sol tarafın,
Bir kişiliktir kalp dediğin fazlasını sığdırmaya çalışmayacaksın.
Gözünün gömediği yerde gönlün görecek,
Uzakta olsa yakında olsa bir onu bileceksin diyor.
Uzun uzun anlatıyor böyle..
Bir an kendime geliyorum,
Masanın üzerindeki fincana takılıyor gözlerim
Soğumuş kahven öylece durduğunu görüyorum.
"Ya ayrılık nedir?" diyorum, Bu defa cevap gelmiyor..
Hesabı bırakıyorum masanın üzerine,
Senide bırakmak istiyorum orada ama yapamıyorum.
İçimdeki şair bile susuyor ya gidişine,
"Canınız sağolsun" deyip hızla uzaklaşıyorum bende ..