Ellerimle ördüğüm bir duvar düşledim,
Her taşına ömrümden bir parça böldüğüm.
Sığındığım limanın manzarasına boyadım rengini,
Çizgilerin en derin tonunda kaybolduğum.
Boşluk bırakmadan yazdım hayatı,
Gerçekleri mürekkebime dost bildiğim.
Vicdanımı yoluma şah eyledim,
Dürüstlüğü her derde çare bildiğim.
İplik iplik dağ ettim yüreğimin eteklerini,
Yalana en çetin düşman kesildiğim.
Talan ettim sayısız yüzü kara benizleri,
Temiz şakakları hasretle beklediğim.
Duvarımın içinden geçmeyi öğrendim,
Asıl olanı kanda değil canda seyrettiğim.
Kapımı sır ettim çalmasın herkes,
Kilidini iyi niyete emanet ettiğim.
Güneşi herkes sever bu diyarda,
Ayaza sevdalanmaya can attığım.
Suyu berrak nehirler aramadım,
Bulanıkta olsa duruluğa sevdasıydı insanlarda aradığım.
Yeryüzüne indirdim gökyüzünü,
Duâ'yla kâlbi kâlbe kavuşturduğum.
O yolu gördüm çok kalabalık,
Rotasında bir başına inançla savrulduğum.
Cesaretin kol gezen kopyası var ondan ona,
Alacağından fazlasına itibar etmediğim.
Bak iki gözüm ama gözlerimden süzülene değil,
Geri çekilene bak.
Ya çözülecek ya dahada sağlamlaşacak,
Bu kördüğüm ..