Cihazı odaya takalı iki saat olmuştu. Ancak Zoey hâlâ o gece neler olduğunu öğrenememişti. Bu durum artık canını sıkmaya başlamıştı. O gece neler olduğunu cidden çok merak ediyordu.
Zach ise sinirliydi. Tabi biraz da kırgın. O gece olanlardan sonra herşeyin değişeceğini umit etmişti. Ancak değişen bir şey olmadı. Aslında kayıt cihazını ona dinletse değişebilirdi her şey ancak yapmıyordu. Neden dinletmediğini o da bilmiyordu ama sanki şimdi zamanı değilmiş gibi hissediyordu.
Ruhen ikisi de bitkindiler. Ne yapacaklarını bilmediklerinden öylece oturuyorlardı. Zoey'nin umutları azalmıştı. Ancak bilmiyordu ki Zach'a sorsa anlatır. Yine de korkuyordu. Ya o gece yaşananlar çok kötüyse? O yüzden zaten biraz bozuk aralarını daha da bozup mahvetmemek için ona tek kelime bile soramıyordu. Çocuklardan laf almaya çalışmış, hiçbirinde başarılı olamamıştı. Onlarda bilmiyordu.o gece ne oldu büyük bir sır gibiydi. O gecrnin anahtarı sadece Zach'te vardı. Tıpkı kalbinin anahtarının sadece onda olduğu gibi...
Hepsinin yüzünde bir bitkinlik yemek salonuna indiler. Zach ve Zoey arasındaki gerginlik hepsini etkilemişe benziyordu. Zoey bir an kendinden nefret etti. O geceyi hatırlamadığı için. Hatırlasa diğerleri hatta hiçbiri üzülmeyecek yemek masası etrafındaki kasvetli hava yerini neşeli, sıcacık havaya bırakabilecekti. Görevlerinin ikinci bölümünü gerçekleştirme zamanı gelip çatmıştı. Büyük buluşma bugün gerçekleşecekti. Masaya oturdular. Dayısı bile sessizdi. Yarım saat sonra herkes yemeğini bitirmişti. Bodruma inip hazırlandılar. Zoey bu sefer kızıl bir peruk seçmişti. Buluşma yerine gittiler. Sessiz sakin bir cafeydi. Çevresinde pek ev yoktu. Cafe ayarlanmıştı. Zoey gidip garson kıyafetlerini giydi. Isaac Amy bir masada, Clara ve Nick diğer masadalardı. Diğerleri cafenin deposunda hazır bekliyolardı. Nihayet bekledikleri adam yani Joe cafeye girdi. Boş bir masaya oturdu. Ve garsona seslendi. Zoey yanına gidip şirince gülümsedi.
"Buyrun ne arzu ederdiniz?" Dedi. Joe sesi duyunca afalladı ve kafasını kaldırıp garson sandığı kişiye baktı.
Joe"Sen-"
"Evet canım ben" deyip suratına yumruğu indirdi. Sandıklarından kolay olmuştu. Isaac ve Nick adamı kollarından tutup kaldırdı ve depoya götürüp sandalyeye bağladı. Katherina sırıtarak Zoey'nin yanına ilerledi.
"Bu adamın senden cidden çekeceği var. Her yerde karşısına çıkıyorsun. Belası gibi bişi oldun."
"Tabiki ben olmak bunu gerektirir." Deyip güldü. Cidden adam ondan nefret ediyordu. Bu Zoey'nin hoşuna gidiyordu. Joe yavaş yavaş ayılmaya başladı. Zoey karşısına geçip bekledi.
Zoey'den;
Joe bana hayattan bezmişcesine bir bakış attı.
"Kurtulamayacak mıyım lan ben senden?"
"Maalesef canısı benden kaçış yok."
"Her işte karşıma çıkıyorsun."
"Abartma sen de aslı başı Başkan'ın olayı, Operaya suikast, Devlet Bankası'nı soyma... bak şimdi düşündüm de haklısın valla bütün olaylarını mahvetmişim. E bir maşallahı hak ediyorum bence değil mi?" Deyip sırıttım. Joe kurtarın lan beni diyen bir bakış attı. Derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti.
"Konuşturma yöntemlerini biliyorum. Bence onlara hiç gerek yok ne zaman anlatmaya başlayayım?"dedi.
Zach" Sana neler yaptı ki?" Diye sordu.
Joe" Sen yenisin herhalde evlat, bana neler yaptığını hatırlamak istemiyorum. Sende alışırsın zamanla yaptıklarına." Cık cıkladım.
"A-aa Joe kanka yılanlı havuzu nasıl hatırlamazsın. Favorimdi." Deyip güldüm. Zach'in ise gözleri büyümüştü. Deli lan bu kız der gibi bakıyordu.
"Bekle ses kaydını açayım da öyle anlat. " Ceplerimi yokladım kayıt cihazını çıkardım. Ardından bizimkilere seslendim.
"Biriniz bana su getirebilir mi vallaha çok susadım boğazım kurudu be. Neyse canısı başla bakayım sen anlatmaya dinliyor ve kaydediyorum." Joe kankam anlattı baya. Hatta bi ara esnemeye başladım yahu bu nasıl bir plan bitmiyor arkadaş sıkıldım ha. Dur bakim aha bitti. Yaşasııınn.
"Joe kankam?"
"He kanka" dedi Joe. Bezmişcesine.
"Bu planı yapmak için çok düşündünüz mü valla uykum geldi dinlerken ya. "
"Demi aynen ben dedim bu nasıl plan böyle plan mı olur arkadaş ama yok dinletemedim. Gerçi başka plan yoktu. O yüzden mecburen bu planı uygulayacaktık." Dedi Joe.
"Hemm anladım kanka. Neyse arada ziyaretine gelirim artık n'apalım." Dedim.
"Beklerim hep gel valla özletme kendini." Dedi Joe.
"Hadi kendine iyi bak kanka " dedim ve onu hapishane arabasına bindirdim. Özlemişim keretayı .
Neyse bize ev yolu gözüktü.1 saat sonra:
Nihayet eve varmıştık. Kayıt cihazını dayıma verdim. Ve dinlenme salonuna geçtim. Canım koltuğuma yayıldım. Mayışmıştım iyice. Gözlerim uyku çekimine meydan okuyamayıp kapandılar. Uyudum. Uyudum. Bayaa bi' uyudum yani. Fısıldaşmalarla uyandım. Dinlemeye başladım. Napim meraklıyım.
"Abicim madem o akşam ki konuşmanızı kaydettin. Neden dinletmiyorsun kıza baksana ne kadar bitkin duruyor. Aranızı düzeltin artık."
Bir dakika ne kaydetmesi lan!
Evet canlarım baya uzun zaman oldu farkındayım ancak wattpadi silmiştim. Sadece arada kitap okumak için girebiliyodum teog dan dolayı telefonla zamanım kısıtlıydı. Yeni bölümü en kısa zamanda atmaya çalışıcam sizi seviyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Akademi
Action+TANITIM+ New York'ta bir ajan okulu.... sadece kızların gidebildiği, taa ki bugune kadar... öğrenci değisim programıyla ''kalıcı'' olarak gelen 100 erkek öğrenci... Fransa'dan onları nelerin beklediğinde habersiz ayrıldılar. herkes o okulu özel bir...