"Adamlık üçüncü cinsiyettir,her kula nasip olmaz; çünkü Yaratan,erkeği bol,adamı kıt var etmiştir."
"Düzgün konuş be,içmişsiniz kafan yerinde değil,çekil geçelim,sen de git evine uyu."
"Sana mı soracağım lan ne yapacağımı piç!" adam ağzından çıkan son kelimeyle elinde sakladığı bıçağı ortaya çıkarmıştı,bıçağı gördüğüm gibi çığlık attım.
"Tolga!"
"Emrullah sustur lan şu kevaşeyi!" kısa boylu olan bana yanaşıp elini ağzıma koyarak susmam için işaret yapıyordu,korkudan dona kalmıştım,dediğini yaptım.
"Dinle lan beni artist,motorun anahtarlarını çıkarıp at şuraya! Kızla da eğlendiğin belli,sana çok koymaz,kızla biraz eğlenip bırakırız yolun sonuna."
"Tamam tamam sakin ol dediğini yapacağım,işte anahtarı atıyorum al." Tolga anahtarı yere atarken adamın dikkati dağılmıştı.Tolga sağlam bir tekmeyle adamın bıçağı tutan eline vurdu ve adam ne olduğunu anlamadan Tolga sağ yumruğuyla adamın yüzüne güçlü bir darbe indirdi.Kısa boylu olan da beni bırakıp elindeki şişeyi kırmıştı ve Tolga'ya doğru koşuyordu.Elindeki kırık şişeyi Tolga'ya savurdu;ama Tolga adamın bileğinden tutup şişeyi yere attı ve indirdiği tokatla adamı yere yıktı.Hemen sonra ayağa kalkan beyaz bereli Tolga'nın karın boşluğuna diziyle vurdu,bunu görünce ben daha fazla dayanamayarak cesaretimi toplayıp,yerdeki diğer adamın suratına var gücümle tekme attım.Tolga ise toparlanıp ayağa kalkarken beyaz bereli arkasına geçmiş boğazını sıkıyordu.Tolga sağ kolunun dirseğiyle adamın midesine vurup,kafasıyla adamın burnunu kırmıştı.
"Ah! Burnum! Ulan piç kurusu burnumu kırdın lan! Ah!" adam kanlar içinde kalmıştı,canı yanan bir hayvan gibi bağırıyordu.Tolga adamın elbisesinden tutup arabaya kadar sürükledi ve adamı arabaya bindirdi,kısa boylu olan da yerden zar zor kalkıp koşarak arabanın direksiyonuna geçti ve saniyeler içerisinde hızlanıp gözden kayboldular.
"Tolga! Tolga elin kanıyor!"
"Sen iyi misin,bir şeyin var mı?"
"İyiyim ben bir şeyim yok,elin kesilmiş bekle." boynumdaki fuları çıkarıp kanayan eline sarıyordum.
"Bu adamların işin gücü yok mu,neredeyse seni bıçaklayacaktı çok korktum."
"Ama olmadı işte,merak etme ben iyiyim,fuların mahvoldu."
"Şimdi bunun zamanı değil,elini doktora göstermemiz gerek,çabuk hastaneye gidelim."
"Peki hadi gidelim buradan,atla." motorla yoldan aşağı ilerlerken ona bu kez koruma iç güdüsüyle,ihtiyaçla ve korkarak sarılıyordum.Ona bir şey olsa ben ne yapardım,yaşadığımız bu olay aramızdaki bağı ilginç bir şekilde daha da güçlendirmişti.Ben bunları düşünürken hastaneye gelmiştik,acilde eline dikiş atıldıktan sonra çıkmıştı ve ona merakla sarılıyordum.
"Çok acıyor mu?"
"Hayır,merak etme iğne yaptılar ve ağrı kesici verdiler,hiçbir şey hissetmiyorum." biraz daha rahatlayarak ona uzanıp, kadifeye sarılı yanağını kokusunu içime çekerek öptüm.
"Evet bu meseleyi hallettiğimize göre şimdi kokoreç zamanı,hadi gidiyoruz."
"Ama elin bu halde olmaz ki,hadi eve gidelim dinlenmelisin."
"Biz Türkiye'de böyle durumlarda ne deriz biliyor musun? Erkek adama bir şey olmaz." hınzırca sırıtıyordu.
"Vay canına motive edici!" kahkahalar eşliğinde motora biniyorduk.Tatsız birkaç dakikayla bölünse de enfes kokoreçin tadına baktıktan sonra hepsini unutmuştuk.Romantik makinemizle rüzgara meydan okuduktan sonra sonunda işte yine evimin önündeydik.Süpermenden farkı olmayan bu adama,bu geceki kahramanlığı için koca bir öpücük borçluydum.Enfes geniş omzuna uzanıp ellerimi boynuna doladım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
REAŞKARNASYON
Mistério / Suspense“Aşkım! Allah’ım affet,çok özür dilerim!” gözlerimi kapattım ve son gücümle devrilen sandalyeden aşağı atladım.İp ayaklarımı yerden kestiğinde boynum ölümüne bir acıyla gerilirken,nefessizlikten kıvranıyordum.İntihar etmenin,canıma kıymanın pişmanlı...