thirteen

1.2K 158 63
                                    

LEAVING TONIGHT - THE NEIGHBOURHOOD

Michael'ın elleri direksiyonu sıkıca sararken yüzü asıktı.

Sabahı hiç de güzel başlamamıştı.

Sabah yatağından kalkarken ayağını masaya vurmuştu, favori mısır gevreğinin tadını çıkaramadan hızla yemişti, araba anahtarlarını kaybetmişti ve anahtarları Luke'un odasındaki yastık kılıfında bulduğunda melek oldukça mutlu görünüyordu.

Şimdi ikisi de Michael'ın taptığı BMW 525ee, arabasında ilerliyorlardı.

Geldiklerinde Luke arabadan çıktı ve kapıyı sertçe çarparak kapadı, bu Michael'ın meleğe saldırmaması için tüm sabrını kullanmasına neden oluyordu.

İkisi de okula geç kalmıştı, o yüzden sınıflarına geçerken tüm ilgi onların üzerine toplanmıştı.

Michael, Luke'un oturduğu sıraya en uzak sıraya oturdu.

Tamamen birbirlerine zıttılar.

Birisi her zaman insanların onun hakkında neler söyledikleri hakkında endişelenir, bu da okulda hep gergin olmasına yol açardı.

Diğeri ise gürültü ve ilgiyi seviyordu. Okulun kralı değildi, sadece bir öğrenciydi ama en azından hiçbir amacı olmayanlardan değildi.

{Ç/N; Bugün nedense cümleleri çevirirken harfler birbirine giriyormuş gibi hissediyorum. Anlamsız kelimelerim için özür dilerim.}

Michael kafasını sıraya dayadı ve kollarını başının etrafına sardı.

Öğretmen bir sürü saçma şey anlatmaya devam ediyordu ama bu onun hiç de umrunda değildi.

Sadece biraz uyumak istiyordu.

---

Luke, bu sefer kafeteryada Michael'ın her zaman oturduğu masaya oturmuştu.

'Arkadaşlarının' ona attığı kızgın ve garip bakışları görmezden gelerek çatalını salatasına saplamaya devam etti.

Luke salatadan nefret ederdi. Neden bunu aldığı konusunda hiçbir fikri yoktu.

Belki de Michael her zaman öğle yemeğinde salata yediği içindi.

Masaya doğru ilerleyen siyah saçlı çocuğu gördüğünde çatalını sertçe marullardan birine sapladı. {Ç/N; Sonra Zayn geldi ve çatalı Luke'a sapla- uhm... Tamam konudan saptım.}

Michael onun önüne oturdu ve umursamaz tavırlarla salatasını yemeğe başladı.

Kulaklıkları takılıydı, yani etrafındaki her şeyden bir süreliğine uzak kalmak istiyordu.

Luke, onu çatalını kırmızı dudaklarına tekrar götürürken izledi.

"Michael lütfen, sadece konuşmak istiyorum." Luke, onun elinden telefonunu almak için eğildi.

Michael hızla telefonunu geri çekti ve gözlerini devirirken müziğin sesini daha da çok açtı.

Telefonunu cebine attı ve önündeki tepsiyi kavrayarak ayağa kalkıp tamamen kızlarla dolu bir masaya doğru ilerledi.

Michael, Luke'u işaret ederek kulaklıklarını çıkardı. "Oradaki çocuk sizden biriyle çıkmak istiyormuş."

Kızların masasından uzaklaştı ve salatasının geri kalanını çöpe attı.

Luke'un çevresi içlerinden hangisinden hoşlandığını öğrenmek isteyen kızlar tarafından kuşatılmıştı, ama melek sadece kafeteryadan çıkan çocuğu izledi.

---

Luke BMW'ye bindi ve tekrar kapıyı çarparak kapadı.

"Kendini kontrol et Luke, bu araba benim hayatım." Michael direksiyonu okşayarak meleğe bağırdı.

Luke yüzünü pencereye döndürdü ve arabadaki çocuğu umursamamaya çalıştı.

"Kes sesini Michael."

Michael gözlerini devirdi, arabayı çalıştırıp park ettiği yerden çıktı.

Luke bakışlarını tekrar Michael'a çevirdi. "Cidden, konuşmalıyız."

Michael'ın elleri direksiyonu daha da sıktığında eklemleri beyaza dönmüştü.

"Ne hakkında? Oh unuttum bana karşı tamamen bir sik gibi davranıyorsun." Michael alaycı bir tavırla gülümsedi.

"Sadece birkaç saniyeliğine çeneni kapatıp açıklamama izin verir misin?" Luke derin bir nefes verdi.

Michael, meleğe baktı.

Gözleri eskisi kadar parlak değildi ve yüzündeki gülümseme tammamen sahteydi.

"Eve dönümce açıklaman için yarım saatin olacak."

luke therapy //muke {türkçe}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin