Dağ evi 2

387 192 0
                                    

Sabah olmuştu ve gözlerimi açmıştım gözlerimi açtığımda ilk gözüme takılan perdenin altından süzülen güneşin ışığıydı ve vurulan kapının sesi...
Yataktan kalkarak akşam kitlediğim kapıyı açmıştım.Kapının diğer ucundan Ozan
" Günaydın prenses umarım uyandırmanıştırımdır  seni  "diyordu.Kapı açıldığında Ozanını ve  elindeki  kocaman kırmızı kutuyu görmüştüm.Ozan elindeki kırmızı kutuyu
bana doğru uzatarak " bu akşam sana bir süprizim var bu kutunun içindekileride akşam üzerinde görmek istiyorum "dedi.Ben sabah daha gözümü açamadan bu süprizin yapılması beni çok şaşırtmıştı.Şaşkınlığın etkisinden kurtularak yatağın üzerine oturdum elimdeki kırmızı büyük kutunun fiyongunu açmaya başlamıştım .Kutunun fiyongunu açınca içimi bir heyecan kaplamıştı.Kutunun kapağını kaldırdığımda ise içerisinden kolye ,küpe, yüzük , kırmızı bir elbise,makyaj malzemeleri ve bir not çıkmıştı.Notu açarak okumaya başladım.
" Bu gece sana bir süprizim var.Bu süpriz için bu kutunun içindekileri bugün üzerinde görmek istiyorum.Prensesim masalımız asıl şimdi başlıyor "
Ozan
yazıyordu.Ozan her zaman ki gibi beni şaşırtmıştı.Ozanın notunun arkasına bende bir kaç cümle yazıp cebime Ozana akşam  vermek için almıştım.Kutunun içerisindeki diğer malzemeleri de yatağın üzerine boşaltmıştım.Kutunun içerisinden bir defter birde solmuş bir gül çıkmıştı gülün sapındada bir not vardı.Notu gülün sapından çıkararak okumaya bir kez daha başladım
" Elçin bu solmuş gülü hatırladın mı?
Bu gül senin parçalayarak yüzüme üflediğin gül ayrıldığımızdan beri bir gül daha soldurdum senin için...
bu gül diğer gül gibi içinde yeşerecek umutlarımız besliyor ikimizin umutları "
yazıyordu.Gülü kalbimin üzerine doğru bastırdım.Gözlerimden birer damla daha yaş akmıştı ben ,beni seven bir insana bunu yapamazdım diyerek defteri elime  aldım defterin sayfalarını karıştırmaya başladım.Sayfaların hepsini yırtıktı ve yırtıkların hepsi bantla kaplıydı.Defterin son sayfasında "ELÇİN & OZAN" yazıyordu.Bu defterde tanıdıktı.Bu defter tek tek sayfalarını yırtıp Ozanın suratına attığım defterdi.Bu kadar mı zalimdim diye düşünmeden edemedim.Ben düşünürken bir kere daha kapı çaldı.
Ozan kapının arkasından " hazır mısın ? " demişti.Gözlerimdeki akan yaşları silerek 5 dakikaya hazırım dedim.
**************
40 dk sonra
Hala hazırlanamamıştım.Ozan kapının önünde beni bekliyordu adeta kapının önünde ağaç olmuştu.Ozan son bir kere daha  seslenmişti "elçin ağaç oldum elçin hazır mısın " demişti.Ozanı odaya çağırmıştım.Ozan beni görünce adeta büyülenmişti.Ben aynanın karşısında oturuyordum .Ozan aynanın karşısına gelerek ellerini omzuma koydu
ve " aşk okun yüreğime saplandı, karşısında kalbimin çarptığı insan seni seviyorum dedi sesi titrek bir şekilde...
Ozan cebinden siyah bir gözbandı çıkardı ve " hadi gidiyoruz "diyerek gözüme bağladı.
Ozan koluma girmişti ve beraber yürüyorduk ta ki bir masanın önüne gelene kadar  masayı ellerimle kavramıştım ve Ozan beni bir sandalyeye oturtmuştu.Ozan
" gözlerini açabilirsin elçin " dedi.Gözlerimi açtığımda karşımda bomboş bir masa ve Ozan vardı.Ozana sinirli bir şekilde bakarak " bu muydu süprizin boş bir masa mı " dedi.Ozan hızlı bir şekilde mutfağa doğru tek bir laf etmeden gitti .Az sonra Ozan elinde bir kaç tabakla beraber gelmişti.Ozan gülerek " heyecandan masayı hazırlamayı unuttum dedi ve tekrardan mutfağa gitti.Bende Ozana yardım etmek için yanına gittim.Elime birkaç tabak alarak odaya doğru giderken çöpte bir adet restorant fişi buldum.Fişi inclemeye başladığımızda içeri ne kadar yemek götürdüysek hepsi restoranın fişinde vardı.Ozana daha sonradan göstermek için restoranın fişini bir peçeteye sararak mutfakta bulduğum bir kavanozun içine attım.Ozan beni hayal kırıklığına uğratmıştı.Tüm akşamı belki berbat edecekti.Masaya geldiğimde Ozan yüzümden düşen bin parça misali suratımı görünce " Elçin ne oldu ? "dedi. Ozana
gülümseyerek " hiç bir şey olmadı eğlencemize bakalım " dedim ve yemekten bir lokma aldım.Bu yemeği Ozanın yaptığını bilseydim belki zevkle yerdim ama yiyemiyordum.
Her lokma boğazıma düğümleniyordu.Önümdeki tabağı iterek " daha fazla yiyemiceceğim " dedim. Birkaç dakika sonra Ozana yazdığım notu tabağın altına iliştirdim.Ozan tabağın altındaki notu görmüştü ve notu almak için bir hamle yaptı ve
notu kaptı.Bende Ozan notu okumasın diye sandalyeden kalkarak topuklu ayakkabılarla Ozanın peşinden koşuyordum.Ozan koltuğun birinin arkasına sığınarak notu zarfın içerisinden çıkarttı.Ozan tam okuyacakken " Ozan seni yakalarsan öldürüceğim seni üzerine toprak atıcağım sakın okuma o notu " diyene kadar okumaya başladı.Artık her şey için çok geçti.
" Aşk değerini gelirken verdiği mutlulukla değil giderken bıraktığı acıyla anlaşılır?Bu acıyı hep beraber yaşadık ama hep mutlu kalacağız mutluluğumuz daim olacak seni seviyordum adamım "
Ozan bu sözcükleri okurken yere doğru kafanı çevirmiştim.Ozan koltuğun üzerinden atlayarak yanıma kondu bir kuş misali
Yanıma geldiğinde Ozanla göz göze gelmemek için tanrıya adeta yalvarıyordum.Ozan yüzümü tutarak yukarı kaldırdı ve dediki " bende seni seviyorum kadınım hep mutlu olacağız ömrümün yettiği yere kadar seviceğim seni "

Erosun kırık okları(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin