Bir taksiye binmiş ve evin önüne gelmiştim.Annem adeta pencerenin önünü mesken tutmuştu.Beni görür görmez pencereden ayrılarak yanıma doğru koşar adım geldi.
Gelir gelmez bana sarılarak " neredeydin bunca gün ne içtin ne yedin ne yaptın nerde kaldın " dedi.Annemin kolundan tutarak " evde anlatırım hava zaten soğuk diyerek eve
götürdüm.Eve geldiğimizde annem bir kere daha " nerdeydin sen iyi misin bir yerinde bir şey var mı " dedi. Bende Ozan'ın yanında kaldım desem ölüm fermanımı imzalayacağım için " kampa gidecektik arkadaşlarla bende sana söylemeyi unuttum
kampta aklıma geldin ama telefon çekmiyordu" dedim.Şimdilik kurtulmuştum...
Annem odadan Ozanın bana aldığı kırmızı elbisenin olduğu bavulu sürükleyerek odanın ortasına bıraktı.Bavulun fermuarını açtı ve içinden kırmızı elbiseyi çıkartarak
" kızım sen bunla mı gittin kampa" dedi.Hızlı bir şekilde beyin fırtınası yaparak
" doğum gününüm için almış arkadaşlar" dedim titrek bir ses tonuyla...
Daha sorgu bitmemişti şimdide topuklu ayakkabıyı bavuldan çıkararak " kızım dağda taşta bu ayakkabıyla mı gezdin " dedi tek kaşı kalkık bir şekilde...
Bavulu kendime doğru çekerek " anne ben senin inatçı keçinim unuttun mu?¿" dedim.
Bavulu odaya götürerek elbiseyi dolaba kaldırmak için elime aldığımda Ozanın parfümünün kokusu adeta göğüs kafesimin kapısını çalan bir misafir gibiydi.Sanki koku yağmur sonrası toprak kokusu gibiydi birdaha yağmur yağmazsa koklayamayacakmışım gibi çektim kokuyu içime ...
Elbiseyi dolaba yerleştirirken bir anda dışarıdan gelen araba kornası sesini duymuştum burası ıssız bir sokaktı buraya gelen tek araba haftada 1 gelen çöp arabasıydı.Koşarak pencerenin perdesini aralayıp dışarıya baktım.Dışarıda bir jeep ve içinde güneş gözlüklü ve şapkalı bir adam vardı.Adam beni görünce el salladı.Bende perdeyi kapatarak adamın neden bana el salladığını düşünmeye başladım ta ki telefon çalana kadar arayan Ozandı ve bana dışarıdaki şapkalı gözlüklü yabancının kendisi olduğunu anneme görünmemek için şapka ve gözlük taktığını söyleyip kapattı.Perdeyi açarak dışarı baktığımda Ozanın elinde kırmızı kalpli bir kutu vardı kutunun kapağını
yavaş yavaş aralamaya başladı.Kutunun kapağı açıldığında ise içinden kocaman çikolatalı bir pasta çıkardı.Pastanın üzerindeki kremaya parmağını daldırıp ağzına görürdü.Ozanın amacı beni sinir etmekti ve bunu nasıl yapacağını da biliyordu benim çikolatalı pasta sevdiğimi de bildiği için çikolatalı pasta ile gelmişti.
Perdeyi kapatarak pencerenin altına doğru eğilerek çikolatalı pastayı düşünmeye başladım telefon çalıyordu ama arayanın Ozan olduğunu bildiğim için telefonu açmadım.Ben hayal ettiğim çikolatalı pastayı düşünürken bir parça alacakken parmaklarımı ısırmıştım canım fazlasıyla acıyordu.Perdeyi bir kere daha açarak dışarı baktığımda Ozan jeepin bagajını açarak bagajdan bir adet gitar çıkardı.Bagajı kapatarak eski koltuğuna oturarak şarkı söylemeye başlamıştı.O anda dışarıda çamaşır asan annem Ozanı farketmiş olacak ki peşinden dışarıda bulduğu bir odunla koşuyordu.Ozan kaçıyor annem kovalıyordu.Annemi ilk kez koşarken görmüştüm adeta Usain Bolta rakip olacak kadın dı benim annem...
Ozan annemden bir fırsat bularak jeepine bindi ve gitti Ozandan geriye 2 lastik izi ve sinirli bir anne kalmıştı Eyvah! Sinirli bir anneyle beraber baş başa kalmıştım 😭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erosun kırık okları(DÜZENLENİYOR)
RomanceYine düşünüyorum seni... Seni sensizken sevmeyi , hayallerimde düşlemeyi. Giderken senden uzaklaşmanın ne acı verici bir his olduğunu düşünüyorum . Hayallerimle süslüyorum ismini ,seni özlerken dinliyorum kalbimin sesini. Hep bir özlem hep bir hasr...
